Yalan Sözleri

Yalan Sözleri

Herkesin hayatında yaşadığı yanlış yaptığı hatalar ve devam ettirdiği beyaz yalanlardı vardır. Bir insana yapabileceğiniz en kötü şey gerçekleri saklamak ve onu yalanlarla rahatsız etmektir. Çünkü yalan insanı çirkinleştiren ve hata yapmasına sebep olan durumlarda kullanılır.Fakat bazen yalanlar kendimizi koruma iç güdüsü ile devreye girer. Hayatta kendimizi korumak ve üstte kalabilmek için yapmayacağımız bir şey yoktur belkide. Çünkü insanın olmanın verdiği kırılma noktası ile her soruna bir kılıf uydurma durumundayız. Bu durumdan hoşnut olmasakta elimizden geldiği kadar yalana bulaşmama konusunda dikkatli olmalıyız. Çünkü en basit kötülükler batalığın girişidir. Daha sonra yüzeye çıkmak istediğiniz sizi kurtaracak bir el bulamayacaksınız. Bu yüzden yalan sözlere sığınırken bunları ne için kullandığınıza iyi dikkat edin.

Hep bi savaş içinde aklım ve kalbim,
Galiba ben seni istiyorum, hani gelsen diyorum gözlerinde ayrılık olmasa bu defa,
Hiç gitmeyecekmiş gibi sarılsan,
Sessizliğe gömülse kelimeler ama sensizlik yalan olsa
Yalvarıyorum bak, gururum ayaklarının altına kırmızı halı olur
Ve vicdanın sızlamaz bilirim.
Hadi son vapuru kalktı kalbimin,
Artık yürümez bu denizde,
Çünkü ben ölüyorum,
Her saniyemi kıyamete çevirdin ya ,ölsem unutmam seni.

Kendine Yalan Söyleyenin , Bana Ne Söylediğine Bakmam

Cennete giris baskalarinin yargilarina baglidir. Cennetle olan iliskimiz, yargilayanlarin ve yönetenlerin dayattigi bir hiyerarsiye tabidir. Halbuki kisi ile cehennem arasinda kimse yoktur. Gözüne girmeye calisacagimiz, ( kendimizde dahil ) yalan söyleyecegimiz, lütfunu kazanmak icin cirpinacagimiz ya da adakta bulunacagimiz kimse yoktur orada.

Yalanla Bir Yere Kadar Gidebilirsin Ama Geri Dönemezsin

Batıda Yeşil Bursaysa, doğuda da Yeşil Van… Yalan değil, “Yeşil Van”. Her evin bir bahçesi var. Bahçesizi yok bu yerin. Her ev de birer inek besliyor. Koyunları olan evler de var. Şehrin yarısından çoğu da ekip biçiyor. Şehir öylesine geniş tutulmuş ki, Ekrek dağı ile göl arasını kaplamış gitmiş, iki bin kilometrekare diyorlar. On beş bin nüfus için çok değil mi? Üstü namnı namnı karlı Ekrek dağı, altı belki de dünyanın en güzel suyu, Van gölü. Tabiat vermiş vereceğini. Havasının üstüne hava, suyunun üstüne su yok. Vanda duyulan her ses, biraz da, su şırıltısıdır. Bir zamanlar, “Dünyada Van…” sözü muhakkak ki boşuna değilmiş.

Kötüler hep kendinden emin, iyiler hep kaygı taşıyor. Bir avuç doğruluk, dünya kadar yalanla savaşıyor. Bahaneler hep hazır, özürler kabahatleri aşıyor. Sevgi dedikleri dilde dudakta, kimse yüreğiyle konuşmuyor. Yerini bilen varsa söylesin..

Öpesim var gözlerinden
Nefesim dar özleminden
İnan yalan değil
Ben yolunu gözledim hep

Gerçek ne kadar acı olursa olsun, hiçbir şey yalan kadar insanı yaralayamaz

Fakat bir şaka, bir yalan, bir eğlence gibi başlayan bu sevda bir gizli zehir gibi dudaklarımdan kalbime indi.

“İlk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan.” -Oğuz Atay

Sıkıntı var, boğuntu var, tedirginlik var,
çirkinlik, yalan, her şey var
ama hep umut var her şeyin içinde…

Birini çok sevdiğinizde, size bin kere de yalan söyese yine herkesten çok ona inanmak istersiniz.

“Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak…”

Denir ya aşk iki kişilik, yalan! Aşk bile bile delilik. Bide hayat müşterektir denir. Buda yalan çünkü aşk acısı hep tek kişilik.

…” dedi Harry kameraya baka baka. Connie midesinin bulandigini hissetti. Böylesine yalan söyleyebilmek kim bilir başka neler yapabilirdi.

Dünyanın En Büyük Yalanı ; Ben Tipe Önem Vermem , Önemli Olan Kalbidir .

Aşkta ne kadar çok sarsılmaz gerçek ve iyi şey varsa, o kadar çok da yalan, çirkinlik, anlayışsızlık, kötüye kullanma olduğunu anlamıştı. İyi neredeydi? Kötü neredeydi? İksinin sınırı nerede başlıyor, nerede bitiyordu?

YALAN Söyleyip, Soru İşaretinin Eğribüğrü Şeklini Almak Yerine ‘ Dürüst Ol, Ünlem Gibi Dimdik DUR..! NOKTAYI SEN KOY . !

Eğer Thomas’a ihtiyacım yoktuysa bile kalbimin bundan haberi yoktu.

Yalan söylemeyi beceremem aslında. Ama kime ”iyiyim” desem, İnandı…

Burada insanın ağrına giden şey, onların yalan söylemeleri değil, söyledikleri yalana kendilerinin de inanmaları…

Yalanı söküp atmadan gerçeği dikmeye çalışma, tutmaz! Cenap Şehabettin

Ne kadar da sevecendin ey sevgilim,ey sevgilim
Ne kadar da sevecendin yalan söylerken
Ne kadar da sevecendin, aynaların gözkapaklarını kaparken

“Sensiz yapamam” diyen herkes yalancı.

İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri,olamadıkları “kişi”yi anlatırlar.

Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle veya susarak. Yusuf Atılgan

“Yalan söyleyen günah işler,” der Ernesto Cardenal, çünkü o, sözcüklerin özlerini çalar.

Yalan söyleyen birinden soğuma hızım ışık hızından fazla. Friends

Totaliter devletlerin hayata geçirdiği örgütlü yalan söyleme durumu, kimi zaman iddia edildiği gibi askeri aldatmacalarla aynı nitelikte geçici bir önlem değil, toplama kampları ile gizli polis teşkilatı zaruri olmayı sürdürmediğinde dahi var olmayı sürdürecek; totalitarizmi bütünleyen bir şey.

“Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz dürüstüz.” – Schindler’s List

Hitler yangın mahalline ulaştığında ise, Propaganda Bakanı Goebels’i hani şu “Yalan ne kadar büyük olursa, inananı o kadar çok olur” diye buyuran eski gazeteciyi, yangını seyrederken bulmuştu.

Sana yalan sözler yazıp gözünü boyamak istemiyorum, sana sakız olmuş şarkılardan sözler okumak istemiyorum sana kendimi veriyorum kalbimi veriyorum sana sözlerimi gözlerime bakıp okumanı istiyorum seni seviyorum kendi benliğimle seviyorum seni.

Şimdi sen bana günaydın yazsan güneş doğdu mu acaba diye kontrol ederim. Öyle bir yalan potansiyeli var sende.

Beni öyle bir yalana inandır ki,ömrümce sürsün doğruluğu.

Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşır.

Bir Yalana Denk Gelmesin İnsan , Sonra Binlerce Doğruyu Sorgulamak Zorunda Kalıyor . . !

Eğer bir kimse;
-Şems-i gördüm diye yalan söylese ona müjdelik olarak üzerindeki elbisesini verirdi.

Yalan dünyanın ipine takılmışız, kurtulalım derken hep dolanmışız!

Eğer bir kimse;
-Şems-i gördüm diye yalan söylese ona müjdelik olarak üzerindeki elbisesini verirdi.

Yalan labirent gibidir çıkışı var çıkabilirsen…

Varolmanın umutsuz düşü… var gibi olmak değil, var olmak. her an bilinçli… Aynı zamanda kendin için olduğun insanla diğerleri için olmanın farklılığı… baş dönmesi hissi ve sonunda yorgunluktan ölme isteği… içinin görülmesi, kesilip biçilmek, hatta hatta yok edilmek… Her ses bir yalan, her jest sahne, her gülümseme bir tuzak… İntihar mı? Hayır!

Ne para istiyorum ne de pul. Tek istediğim yalansız bir kul.

Bir erkek aldattı mı, önüne geçilmez bi şekilde yalan üstüne yalan katmak zorundadır.

Asla yalan söyleme böylelikle ne söylediğini unutmazsın..

Ne yalan söyleyeyim, o konuda radikalim. İnsanlığın “Aydınlanma” denen koyu karanlığa geçmeden önce bulunduğu yere; ipsiz sapsız bir özgürlüğe bağlı insan tarifinden, Allah’ın ipine bağlı bir insanın canlı ve cansız bütün varlıklarla hürmet bağına dönmesi gerekiyor.

Sen de yalan oldun ya artık tüm doğrular keyfine baksın..

Aşk Diye Bilinen Her Şey Yalan…
“Allah aşkı, vatan aşkı, anne aşkı, matematik aşkı…Hiçbirisi yok! Hepsi yalan, Tek aşk var kâinatta insanın kendine olan aşkı… İnsan kendini tanımadığı ve bilmediği surece, hiçbir şey onun için bir değer taşımayacaktır. Dünyanın en güzel kadını, en büyük makamı, en büyük serveti orada, Allah orada; ama sen kendinde değilsin…”

Ben hayatı Gözyaşlarımla izlerken Sen Yüzüme Bakıp Hala Yalan Atmayı tercih Ettin bana Yazıklar Olsun Sana!

ölüme alışmak kolay seni öldü bilmeli
dalga sesleri yalan, deniz fenerleri yalan
çıkıp gidesim yok, gökte ağaç izleri
yüzmeye bir uzuv bırakmamış kimseler buna

Keyif Alamıyorum Bu Hayattan Sarmıyor Hiç Bir şey… Her şey Yalan . !

Şu yalan dünyayı etme bana dar
Gözler gördü gönlüm sevdi neyleyim
Söyle bunda benim ne günahım var

Bir yalan dört doğruyu götürür. İyiliği, güveni, sadakati ve huzuru.

Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

Beni bir yalanla rahat ettirme, bir gerçekle Acıt.

İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar.

Bana bir yalancı göster, sana bir hırsız göstereyim (George Herbert)

Gitme kal yalan söyledim.
Doğru değil, ayrılığa hiç hazır değilim.

Ne garip değil mi? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.

Her sır yeni bir sırrı doğurur, her yalan yeni bir yalanı, her aldatış yeni bir aldatışı, her nefret yeni bir nefreti, en yakınımızı vurmak için içimizde bilenen her bıçak yeni bir bıçağı, her yara yeni bir yarayı.

Yalan söyleyenlerin güçlü bir belleğe ihtiyaçları vardır (Corneille)

Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi.

Yalan atla gider, gerçek yürür Fakat yine de tam zamanında yetişir(Japon Deyişi)

Yoksa burdan başka yalan bir diyarda
sevdiğin mi var da beni oyalarsın?
Kurbanın olam dökülmesin dudaklarından.
Ne olur söyleme,
sakın söyleme!
Ne olur söyleme,
beni öldürme!

Şeytanın iki adı vardır Biri şeytan öbürü yalan (Victor Hugo)

Yalan zeka işidir, dürüstlük cesaret, eğer zekan yetmiyorsa yalan söyleme, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene. – Victor Hugo

İnsanin kendi vatani için yalan söylemesi bir vatanseverlik sanatıdır Buna diplomasi denilir (Ambrose Bierce)

Evet, insan susarak da yalan söyleyebilir.

Ağlarım yoksun sen halim yaman yanarım bırak bu dünya yalan gel gitme ben buna dayanamam sen olmasan yaşayamam

“İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları ‘kişi’yi anlatırlar.”

Böyledir İşte ,Birileri ” Yalan ” Olur,” Birileri ” Yanan ”

“…ruhî ve nefsanî ahlâklar: Hudutsuz aşk, haya, merhamet, doğruluk, ihlâs, ruhun başlıca vasıfları.» Kibir, hırs, adavet, yalan, haset de nefsin vasıfları… Ve daha nice vasfı var…”

Kendine ait bir yalan, Başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan, Belki de daha iyidir.

İnsan bazen kendime yalan söylemekte o kadar uzun süre başarılı olur ki sonunda kendi uydurduklarına inanmaya başlar.

Yalan kartopu gibidir yuvarladıkça büyür…

Mesleği gereği, yalan söylendiğinde neler olduğunu bilirdi; yalanın bilinçli ya da bilinçsiz söylenmesi önemli değildi.

Yalan olsa sözlerim, Ağlamazdı gözlerim Bunu her zaman söylerim seni unutmak için sevmedim..

Günün birinde anlatacak bir yalan kalmaması halinde en az iki üç kuşak boyunca dünyaya kepenk indirtmek gerekecekti anlaşılan. İnsanların birbirlerine söyleyecek hiçbir şeyi kalmazdı neredeyse.

Yalan olmuşsa sözler inadına esrarlı gözler

Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalandökülür dudaklarından: “Ben, devlet, halkın ta kendisiyim.

Birileri yalan söylüyorsa onu mutlaka izlemelisiniz. Çünkü kendilerini en açık şekilde o zaman ifade ederler.

Kederin insanları somnambül haline getirdiği büyük ümitsizlik anlarında, yabancıdan gelebilecek tesellilerin hepsi, yaşanan facianın dehşetini daha çok hissettiren yalanmerhemlerinden başka ne idi?

Bir Kez Yalanını Yakaladığın Kişinin, Bin Kez Doğrusunu Sorgularsın..

Hırsla yalan söyleniyordu, düş ötesi, gülünç ve saçmalık ötesi, gazetelerde, afişlerde, havada, karada, denizde. Herkes işin içindeydi. En kuyruklu yalanı kim söyleyecek diye yarışıyorlardı. Kısa süre sonra kentte gerçek diye bir şey kalmadı.

Yalan söyleyip kurtulmaktansa doğruyu söyleyip kalırım

Bir gün her şey üstüne gelirse dayan!
İnanma onlara, yalan!
Zaman, doldu bak zaman, duraksadı bu yaşam.

Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm. Friedrich Nietzsche.

“Bir konuda yalan söyleyen bir insan büyük bir şey hakkında yalan söylemekten çekinmez.”

Yalan söylediğini kabul etmeyen insan, doğruları inkar eder.

Kendi hayatımızı yaşadığımızı sanarken, büyük bir yalan, acı bir hata üzerine kurulu bir hayatı sürdürmek ve bunu yıllar sonra öğrenmek..

Bir insanı yalanla kazancana doğruyla kaybet daha iyidir

 

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ