Rahmet İle İlgili Sözler

Rahmet İle İlgili Sözler

İhsan, incelik ve esirgeme anlamındadır. Allah’ın yarattığı kullara acımasını ifade eder. Aynı zamanda merhamet anlamı taşır. Aynı zamanda Kuranda geçen bir terimdir. Şefkat gösterip lütufta bulunma anlamı taşır. Yani kısaca biz günahkar kulların Allah’ın rahmetine sığınarak elimizden gelen çabayı gösterip ona sığınmamız gerekir. Çoğu zaman yaşantımızda yaşadığımız olumsuzluklar sonucunda ümitsizliğe kapılır ve af olmayacağımıza inanırız. Fakat burada önemli olan ve unutmamız gereken bir şey var oda her daim inançla ve tövbe ederek Allah’ın rahmetine sığınmamız gerektiği. Hayat tümsekler, inişler ve çıkışlarla dolu. Tüm bunlara rağmen kulun ümidi kesmemesi ve inanması gerekir. Zaten hayat mücadelesini anlamlı kılan ve en zor sınavı aşmayı sağlayan durumda bu değil midir? Çaba sonucunda takdir elbet olacaktır.

Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur’an geldi. Yûnus Suresi 57. Ayet

Allahü Teâlâ bize rahmetiyle muamele etsin. Adaletiyle muamele ederse yanarız. Abdulhakim Arvasi

Kız evladı rahmet, erkek evladı nimettir. Allah nimet için sorgu-sual eder. Rahmet için ödüllendirir. Hz. Muhammed

1953 – Abdullah İbnu Amr İbni’l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır.”

De ki: Ancak Allah’ın lütuf ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır. Yûnus Suresi 58. Ayet

Hastayı ziyarete giden, kalkıncaya kadar rahmete dalar. Yanında oturduğu zaman, rahmet onu kuşatır.

Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar. Hz. Muhammed

O alemlere rahmet, alemler O’na hasret.

Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah’ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıkları dünyalıklarından daha hayırlıdır. Âl-i İmrân Suresi 157. Ayet

O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük ‘lütuf ve ihsan fazl’ sahibidir.

Kadrini bilen, haddini aşamayan, diline sahip olan, ömrünü boşa sarf etmeyen kişiye Allah rahmet eylesin. Hz.Ali

Hz. Cerir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz.

Ey zerre kadar hayrı da, zerre kadar şerri de karşılıksız bırakmayan Allah’ım. Bu kulunu cehennem azabından ve ona yaklaştıran şeylerden koru. Bu kulundan rahmetini esirgeme. Ebu Hanife

Biz bu âleme rahmette nasibi olmayan lara, Allah’ın rahmetini ulaştırmak için geldik. Başka bir işimiz yok.

Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki fazlı lütuf ve ihsanı ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz. Bakara Suresi, 64. Ayet

Evliyayı anmak, rahmetin inmesine vesile olur. Hz.Ali

O, Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım dedi. Nûh, Bugün Allah’ın rahmet ettikleri hariç, onun azabından korunacak hiç kimse yoktur dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu. Hûd Suresi 43. Ayet

Dünyanın ellerinde emanet olduğunu bilen ve teslim edipte usulca oradan ayrılanlara, Allah rahmet eylesin. Hasan-ı Basri

– Ebü Dâvud ve Tirmizi’de Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)’den gelen bir diğer rivâyette Resülullah (aleyhissalatü vesselâm) şöyle buyurmuştur: “Merhamet; ancak şaki’nin (ebedi hüsrâna uğrayanın) kalbinden çıkarılabilir.”

Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak böyle yapmadık. Çünkü O’nun sana olan lütfu büyüktür. İsrâ Suresi 87

Salihin zahmeti, rahmettir. Hz.Ali

Melekler, Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey peygamber ocağının ev halkı! Şüphesiz O övülmeye layıktır, şanı yücedir. dediler. Hûd Suresi 73. Ayet

Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aIeyhissalâtü vesselâm) (bir gün), Hasan İbnu Ali (radıyallâhu anhümâ)’yı öpmüş idi. Bu sırada yanında bulunan Akra’ İbnu Hâbis, (sanki bunu tuhaf karşıladı ve:) “Benim on tane çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim” dedi. Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) ona bakıp:
“Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurdu.”

Allah’ın rahmetini yüz parçaya bölüp, doksan dokuzunu katında alıkoymuş ve birini yeryüzüne indirmiştir. İşte tüm mahlukat, binek hayvanının yavrusunu ezmemek için ayağını kaldırmasına kadar,bu tek dilimle birbirlerine karşı merhamet gösterirler. Hz.Muhammed

Anladık ki bu dünyada kavuşacağımız tek şey, Hakk’ın rahmeti!

Rezin ilâve etti: “(Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) şunu da söyledi:”Allah siz(in kalbiniz)den merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim?”

Zahmetsiz rahmet olmaz. Atasözü

Allah’ın rahmetini yüz parçaya bölüp, doksan dokuzunu katında alıkoymuş ve birini yeryüzüne indirmiştir. İşte tüm mahlukat, binek hayvanının yavrusunu ezmemek için ayağını kaldırmasına kadar, bu tek dilimle birbirlerine karşı merhamet gösterirler. Hz. Muhammed

Allah bir kuluna rahmet indireceği vakit o rahmeti onun kalbinde kimi bulursa ona da indirir. Allah cömerttir.

Salih dedi ki: Ey kavmim! Söyleyin bakayım, eğer ben Rabbim tarafından apaçık bir delil üzerinde isem ve bana tarafından bir rahmet peygamberlik vermişse ona karşı geldiğim takdirde beni Allah’dan kim koruyabilir? Demek ki zarara uğratmaktan başka bana katkınız olmaz. Hûd Suresi 63.Ayet

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: “Allah celle şânühü mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman -Müslim’in rivâyetinde: “Allah mahlükâtı yarattığı zaman”- yanında bulunan, Arş’ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: “Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır.”

Hakkın rahmeti, bizim günahlarımızdan büyüktür. Muhiyiddin-i Arabi

Yine Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhisselâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksandokuz parçayı kendine ayırdı. Yer yüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan mahlükatı arasında taksim etti.) Bu tek cüz(den nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlükat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır.”

Allah’ın rahmet ve inayet eli cemaat ile beraberdir. Timrizi, Fiten

Selmânu’l-Fârisi (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: “AIlah’ın yüz rahmeti var. Bunlardan biriyle mahlükat kendi aralarında birbirlerine merhamet gösterirler. Doksandokuz rahmet de Kıyamet günü içindir.”

Öyle taşlar vardır ki; taş kalplilere inat bağrında rahmet taşır. Mustafa Ulusoy

Yine Müslim’de gelen bir diğer rivâyette Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm)]: “Allah, arz ve semayı yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Ondan yeryüzüne tek bir rahmet indirmiştir. İşte anne, yavrusuna bununla şefkat eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar birbirlerine bununla merhamet ederler. Kıyamet günü geldiği vakit Allah, rahmetine bunu da ilâve ederek (tekrar yüze) tamamlayacaktır.”

O’nun rahmeti, senin günahlarından daha büyük. Unutma, ümitsiz olma.

Ömer İbnu’l-Hattâb (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselam)’a bir grup esir getirilmişti. İçlerinde bir kadın vardı, göğüsleri sütle dolu idi. Bu kadın (sağa sola) koşuyor, esirler arasında bir çocuk bulduğu zaman onu yakalayıp kucaklıyor, göğsüne bastırıyor ve emziriyordu. (Dikkatleri çeken bu manzara karşısında), aleyhissalâtu vesselâm:
“Bu kadının, çocuğunu ateşe atacağına kanaatiniz olur mu?” dedi. Bizler:
“Hayır!” diye cevap verince:
“(Bilin ki), Allah’ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkatinden fazladır” buyurdu.”

Allah’ın rahmetinden ümitsiz olmak, günahkar olmaktan daha tehlikelidir. Hz. Ali

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: “Bir adam yolda, yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: “Bu köpek de benim gibi susamış” deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.”
Resülullah’ın yanındakilerden bazıları:
“Ey Allah’ın Resülü! Yani bize hayvanlar (a yaptığımız iyilikler) için de ücret mi var?” dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:
“Evet! Her “yaş ciğer” (sahibi) için bir ücret vardır” buyurdu.”

Allah’ın rahmetini ulaştırmak için geldik. Başka işimiz yok. Hz.Muhammed

Bir diğer rivâyette şöyle denmiştir: “Fâhişe bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkararak (onunla su çekip köpeği suladı). Bu sebeple kadın mağfret olundu.”

İçinizden kime dua kapısı açılmışsa, ona rahmet kapıları açılmış demektir. Timrizi, Deavat

İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: “Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşerâtından yemeye de salmamıştı.”

Cenab-ı Hak’kın rahmetinden vad buyurduğu şeylere koşun. Hz.Ebubekir

Abdullâh İbnu Câfer (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah(aleyhissalâtü vesselâm)’ın kazâ-i hâcet yaparken geri tarafından istitar (perdelenme) için en ziyâde tercih ettiği sütre, bir bina veya bir hurma kümesi idi. Bir seferinde Ensârdan bir zâtın bahçesine girdi. Orada bir deve vardı. Deve Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı görünce inledi ve gözlerinden yaşlar aktı. Aleyhissalâtu vesselâm deveye yaklaştı ve gözyaşlarını sildi. Hayvan sâkinleşti.

Beğler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden. Çıktı rahmet gölünden, nefs gölüne dalmışdur.

“Bu devenin sâhibi kim?” diye sorarak ilgi gösterdi. Ensar’dan bir genç:
“O bana aittir ey Allah’ın Resülü!” deyip ortaya çıkınca Hz. Peygamber onu payladı:
“Allah’ın sâna mülk kıldığı bu deve hakkında AIIah’tan korkmuyor musun? Bâk! Bu bana şikâyette bulundu. Sen bunu acıktırıyor ve fazla çalıştırarak da yoruyormuşsun.”

Bazen keder kader olur, bazen kader keder olur. Anlarsan rahmet, anlamazsan heder olur.

Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: “Hayvanlarınızın sırtını minberler yerine koymayın. Şurası muhakkâk ki tek başınıza güçlükle gidebileceğiniz bir yere sizi götürmeleri için AIIah onları sizlere musahhar (hizmetçi) kıldı. Arzı da sizin (durma yeriniz) kıldı, öyleyse ihtiyaçlarınızı (duran hayvanının sırtında değil) arz üzerinde görün.”

Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz. Hz.Muhammed

Abdurrâhman İbnu Abdullah, babası Abdurrahman (radıyallâhu anh)’dan rivâyet eder ki şöyle demiştir: “Biz bir seferde Resülullah(âleyhissalâtü vesselâm) ile beraber idik. Resülullah bir ara bir ihtiyacı için yanımızdan ayrıldı. O sırada hummara denen bir kuş gördük, iki tane de yavrusu vardı. (Kuş kaçtı) yavrularını aldık. Kuşcağız etrafımıza yaklaşıp çırpınmaya, kanatlarını çırpıp havada inip çıkmaya başladı. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz gelince:
“Kim bu zavallının yavrusunu alıp onu ızdıraba attı? Yavrusunu geri verin!” diye emretti. Bir ara, ateşe verdiğimiz bir karınca yuvası gördü.
“Kim yaktı bunu?” diye sordu.
“Biz!” dedik.
“Ateşle azab vermek sadece ateşin Rabbine hastır” buyurdu.”

Nerde akarsu varsa, orada yeşillik vardır. Nerde akan gözyaşı varsa, oraya rahmet gelir. Mevlâna

Her imtihanda Allah’ın sizlere bir anahtar uzattığını unutmayın. Rahmet kapısına zahmet anahtarıyla girilir.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ