Öfke Mesajlari
Hepimizin delicesine sinir olduğu durumlar vardır. Mesela patronlarımız, çalıştırdığımız kişiler, ailemizdeki bireyler veya bir ilişki içersin de olduğumuz bir takım insanlar. Bir şekilde hayatta kırılma noktasına varan ve bizi kıran acılarımız olur. Tabi darılmak ayrı bir mevzu birde tüm bunların toplamında biriken öfkelerimiz vardır. Çığlıklarla dışarı kusmak istediğimiz tükenmişlik hissimiz ya da bitmeyen öfke nöbetlerimiz. Sonuçta bizler birer makine değiliz ve kendimize göre kırıldığımız durumlar oluyor. Fakat öfkeyle atılan zararla bir çok şeye maruz kalabilir. Bu yüzden öfke nöbetlerimiz sahip çıkmamız gereken önemli hareketlerdir. Sinirlendiğimiz zaman sözlerimize dikkat etmeli ve kalp kırmadan öfkemizi mantıklı bir şekilde savurmayı öğrenmeliyiz. Nasıl mümkün olur bilemem ama çok dikkat etmek gerekir bu durumlara…
Zulüm AzraiI olsa da hep Hakk’ı tutacağım. Mukaddes, davalarda ölüm bile güzeldir.
Bir anlık öfke, her şeyi yok eder.
Atacak kemiğin varsa, seni sevmeyen köpek bile kuyruk sallar.
Bana darbe vuranı ben harbe sokarım.
Cüzdanın değil, yüreğin büyük olsun arkadaş.
Sabırlı insanın öfkesinden sakınınız.
Bazıları iyi bir küfrü hak etmek için o kadar çok emek veriyor ki, ‘Emeklerine saygı duyuyorum!’ ve Emeklerini karşılıksız birakmıyorum.
Cüzdanın değil, yüreğin büyük olsun arkadaş.
Tıp ne kadar ilerler ise ilerlesin, AR damarındaki çatlağı tedavi edemez.
İnsanın taşıyacağı en ağır yük, kindir.
Para için bedelli askerlik getiren bu devlet, tecavüzcüler için de İDAM getirsin.
Kızgınlık, insanın lambasını söndüren bir rüzgârdır.
Arada bir düşmüş taklidi yapacaksın ki, kahpeleri öğreneceksin.
Hiddet ekilen yerden, pişmanlık biçilir.
Kitâp gibi kadınları, imlâsı bozuk adamlar okuyamaz.
Kitap gibi kadınları, imlâsı bozuk adamlar okuyamaz.
Dış görünüşe aldanmayın. ADAM görünüp ibneliğin kitabını yazmış bi dünya yavşak var.
Öfkenin öncesi, delilik; sonu pişmanlıktır.
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün. Öyle bir yaşaki Rabbim, kulum senden razıyım desin.
Yenilmesi gereken ilk düşmanlar, öfke ile umutsuzluktur.
Suskunluğum asaletimden felan değil, Valla bıktım artık laf anlatmaktan.
Öfke çaresizlik ve yalnızlığın kamuflajıdır.
Bir kişi Allah’tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez.
Yoluma çıkan dilenci olsan!! Ömrümü SANA sadaka diye verirdim.
Basit yaşayın. Cömertçe sevin. Dürüstçe konuşun ve her gün dua edin. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksiniz.
Hangi limana demir attıysak, götü başı oynadı martıların.
Telefonun ne kadar akıllı olursa olsun; Karşındaki gerizekalı olunca laf anlatamıyorsun.
Zorluklara karşı kızmak; onu yenemeyeceğinizi anlamak demektir.
Bir insana başkaları yanında verilen öğüt, Öğüt değil, hakarettir.
Öfkenin sonuçlarının zararları, sebeplerinden daha fazladır.
Yoluma çıkan dilenci olsan!! Ömrümü SANA sadaka diye verirdim.
Seni öyle görmezden gelirim ki sen bile varlığından şüphe edersin.
Biliyorum. Ben cennet olsam, sen cehenneme gidersin bir inat uğruna.
Ben her zaman amin der susarım. Dua’m belli, duyan belli…
Çakma insanlara gönül verirsen eğer orijinal acılar yaşarsın.
Biliyorum. Ben cennet olsam, sen cehenneme gidersin bir inat uğruna.
Benimle birlikte yürüme cesareti olmayanlar, ayağıma dolaşmasınlar yeter.
Anlamayanlar için dilim, sevmeyenler için yüreğimi yordum.
Şu hayatta giden bir şeyin geri dönmesini beklemeyin. Unutmayın, gidip de gelen tek şey çişinizdir.
Hiddete (öfkeye) şiddetle karşılık vermek, baruta ateşle gitmek gibidir.
Özür dileme sakın benden. Affetmek büyüklükse eğer boşver, ben küçük kalayım.
Atacak kemiğin varsa, seni sevmeyen köpek bile kuyruk sallar.
Hangi limana demir attıysak, götü başı oynadı martıların.
Tıp ne kadar ilerler ise ilerlesin, AR damarındaki çatlağı tedavi edemez.
İnsan yaşadıkça anlıyor ki; kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun
Çakma insanlara gönül verirsen eğer orijinal acılar yaşarsın.
Anlamayanlar için dilim, sevmeyenler için yüreğimi yordum.
Öfkeliyken konuş; göreceksin ki olacağın en güzel konuşmayı yapacaksın.
Bana darbe vuranı ben harbe sokarım.
İstersem çaresini, istemezsem bahanesini bulurum sıkıntı yok.
Arkamdan konuşmayın, kıçım size cevap veremez. Konuşmak istiyorsanız, mikrofon önde emrinize amade.
Suskunluğum asaletimden felan değil, Valla bıktım artık laf anlatmaktan.
Ben her zaman AMİN der susarım. Dua’m belli, duyan belli.
Arada bir düşmüş taklidi yapacaksın ki, kahpeleri öğreneceksin.
Profesyonel bir fotoğraf makinasına iht,yacım var. Bu aralar bu kadar iki yüzlüleri çekemiyorum
Üzülmedim gittiğine. Hoşça falan da kalma. Takıl, düş başına bir şey gelsin.
Başımızda karabulut ancak içimizde vardır hep bir umut.
Bir insana başkaları yanında verilen öğüt, öğüt değil, hakarettir.
Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir
Para için bedelli askerlik getiren bu devlet, tecavüzcüler için de İDAM getirsin.
Dil, nasip değilmiş diye söyler, Kalp, Allah’tan ümit kesilmez diye atar.
Benimle birlikte yürüme cesareti olmayanlar, ayağıma dolaşmasınlar yeter.
Tipsiz Safinaz için bile, iki erkeğin kapıştığı bir dünyada neden yalnızız diyen güzel kızlar var. Adalet yok kızlar, ondan hep ondan valla.
Özür dileme sakın benden. Affetmek büyüklükse eğer boş ver, ben küçük kalayım.
Küçükken ” Küseceksen Oynamayalim” Derdik. Peki Ya Şimdi Ne Diyelim? Gideceksen Sevme mi? Yoksa Satacaksan Gelme mi?
Yüzüne her güleni mahrem-i esrar etme Var ise düşmanına kinini izhar etme.
Aldatmayı beceremeyecek kadar KABİLİYETSİZ değil, Tenezzül etmeyecek kadar ASİLİM.
Senden sonra kim canımı yakarsa, ahım sana. Sen gitmeseydin onlar gelmeyecekti!
Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. işte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.
Allah’a sığın; şahs-ı halimin gazabından Zira yumuşak huylu atın, çiftesi pektir.
Kurduğun hâyâl alarm gibi olmalı; muhakkak bi gün bi saat bi an gerçekten çalmalı.
Dış görünüşe aldanmayın. Adam görünüp ibneliğin kitabını yazmış bi dünya yavşak var.
Bazen Öfkelenmeli Insan ama kendisine ama çevresine ama düne bugüne yarına, ama en önemlisi öfkesini benliğinde hissedip eritmesine !
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün. Öyle bir yaşa ki Rabbim, kulum senden razıyım desin.
LÜM hayata büyük kayıp degildir..
Asıl büyük kayıp yaşarken içimizde ÖLENLER’dir
“Adam gibi” sevmenin yasaklandığı bir yerde ne kadar çok seversen o kadar acı çekersin.
Ben Gittikten Sonra Ağladığını Söylediler, “Normal’dir.” Dedim.. Her “Motor” Su Kaynatır.
Zulüm Azrail olsa da hep Hakk’ı tutacağım. Mukaddes, davalarda ölüm bile güzeldir.
Sosyete Çocuğundan Ne Farkın Var Sevgili ?
O Emanet Bulunca Geliyor Sen İyisini Bulunca Gidiyorsun.
Profesyonel bir fotoğraf makinasına ihtiyacım var. Bu aralar bu kadar ikiyüzlüleri çekemiyorum.
Stajını Bende Yapıp Başkalarıyla Kariyer Yapmak İsteyenler Elbet Gün Gelir Sorarlar Referansın Kim Diye.
İnsan yaşadıkça anlıyor ki; kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun.
Bir gün herkes gibi olmadığımı anlayacaksın; Ama o zaman sen benim için herkes gibi olacaksın.
Ne başıma taç, nede gözlerime yaş ederim. Sevgimin değerini bilmeyeni sevgiye muhtaç ederim.
ŞEREFİNİ kimin çarşafında Bıraktıysan, Tribini Ona Atıcaksın Bana Değil.
Telefonun ne kadar akıllı olursa olsun; Karşındaki gerizekalı olunca laf anlatamıyorsun.
Belki Peşimizden Koşacak Manitamız Yok
Ama Bizimde Peşimizden Koşan Birileri Var. Teşekkürler Emniyet Müdürlüğü.
Bir kişi Allah’tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez.
Hatasız kul olmaz dediler, ben de seni affettim! Kul olduğun için değil, benim de bir hatam olsun diye.
Her çiçeğin boynunu büken bir mevsim, Her insanı hayata küstüren bir vicdansız vardır.
Sahipsiz kalıp tutuşunca etekler, Sahibine döner tüm köpekler.
Benim hayrım var aynım yok. Kaygım var ama kaybım yok. Sana saygım var ama artık tahammülüm yok!
Öfke geçici bir deliliktir. Bu yüzden duygularınıza sahip olun. Yoksa onlar size sahip olur.
Şu hayatta giden bir şeyin geri dönmesini beklemeyin. Unutmayın, gidip de gelen tek şey çişinizdir.
Öfkeli iken bir işe girişmek, fırtınalı havada yelken açmaya benzer.
En kuvvetliniz, hiddet anında nefsine hâkim olanınız ve en yumuşağınız da kudreti yeterken affedeninizdir.
İçinizde fırtınalar koparken dışarıya günlük güneşlik havası veriyorsunuz ya, yapmayın! Bırakın hak edenler fırtınadan nasibini alsın!
Arkamdan konuşmayın, kıçım size cevap veremez. Konuşmak istiyorsanız, mikrofon önde emrinize amade…
Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse öfkelenince hemen kalkıp abdest alın.
Sakın geceyi bahane edip gelme düşlerime! Nasıl olsa namus borcun yok yüreğime. Çünkü hiç değmedi ömrün ömrüme!
Döndüm sırtımı sana sen sırtımdan vurmayı seversin yüzüm ağır gelmesin.
Susarım, susarım bir gün gelir öyle bi konuşurum ki ne cevap verebilirsin ne de bir daha kendine gelebilirsin!
Ne başıma taç, nede gözlerime yaş ederim. Sevgimin değerini bilmeyeni sevgiye muhtaç ederim.
Hiçbir şey yaşanmaya değmezmiş demiştim, yanılmışım. Her şey yaşanmaya değermiş de sen hiçbir şeye değmezmişsin.
Siz Vurduğunuz Zaman Dikiş Atarlar, Ama Biz Vurduğumuz Zaman Toprak Atarlar!
Basit yaşayın. Cömertçe sevin. Dürüstçe konuşun ve her gün dua edin. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksiniz.
Dünyaya kendi isteğim dışında geldim, hayretle yaşadım, tiksinerek gidiyorum.!
Bir gün bana çaresizce geleceksin. Af dileyip, köpekler gibi pişmanım, affet diyeceksin. Ama geldiğin kapıdan kovulacaksın, ALÇAK!
Yokluğun, gözüme kaçan kum tanesi gibiydi! Ağladım geçti!
Eğer bundan sonra pişman olup geleceksen, yanında bir metre zincir getir. Çünkü bundan sonra ancak kapımdaki köpek olursun.
Benim hayrım var aynım yok. Kaygım var ama kaybım yok. Sana saygım var ama artık tahammülüm yok!
Ne sen engin bir deniz ne de ben kırık bir tekne, yapayalnız dünyanda başka birini bekle. Sadece acıyorum. Sana değil yerime geçene.
Sakın geceyi bahane edip gelme düşlerime! Nasıl olsa namus borcun yok yüreğime. Çünkü hiç değmedi ömrün ömrüme!
Kaderine damlasın her bir gözyaşın, daralsın yüreğin olmasın yarın, ismimi her anışında acısın canın, ölene dek bana muhtaç kalasın.
Her zaman kalbimin en üst köşesinde sevgi duygularımla başbaşaydın. Şimdi de kalbimin en üstündesin, ama nefret duygularımlasın, nefretimsin.
Bazıları iyi bir küfrü hak etmek için o kadar çok emek veriyor ki, ‘Emeklerine saygı duyuyorum!’ ve Emeklerini karşılıksız bırakmıyorum.
Hiç birşey yaşanmaya değmezmiş demiştim, yanılmışım. Herşey yaşanmaya değermiş de sen hiç birşeye değmezmişsin.
İçinizde fırtınalar koparken dışarıya günlük güneşlik havası veriyorsunuz ya, yapmayın! Bırakın hak edenler fırtınadan nasibini alsın!
Birgün bana çaresizce geleceksin. Af dileyip, köpekler gibi pişmanım, affet diyeceksin. Ama geldiğin kapıdan kovulacaksın, ALÇAK!
Aynaya baktığımda gözlerimdeki ışıltının sen olduğunu fark ettim. Beni terk edip de gittiğin an gözümde değerin kalmadı. Yaşanmış hatıraları unutamazsın!
Eğer bundan sonra pişman olup geleceksen, yanında bir metre zincir getir. Çünkü bundan sonra ancak kapımdaki köpek olursun.
Her zaman kalbimin en üst köşesinde sevgi duygularımla başbaşaydın. Şimdi de kalbimin en üstündesin, ama nefret duygularımlasın, nefretimsin.
Ne sen engin bir deniz ne de ben kırık bir tekne, yapayalnız dünyanda başka birini bekle. Sadece acıyorum. Sana değil yerime geçene.
Benim gönlüme girebilmek suya yazı yazmaya benzer ve sen bunu becerdin. Benim gönlümden çıkmak gece doğan güneşe benzer, sen de bu gece güneşin doğuşunu bekle.
Aynaya baktığımda gözlerimdeki ışıltının sen olduğunu fark ettim. Beni terk edip de gittiğin an gözümde değerin kalmadı. Yaşanmış hatıraları unutamazsın!