George R. R. Martin Sözleri

George R. R. Martin Sözleri

20 Eylül 1948 yılında Bayonne’nin New Jersey kentinde doğmuştur. Annesinin ismi Margaret Brady Martin, babasının ismi ise Raymond Collins Martin’dir. İki tane kız kardeşi vardır. Lise öğrenimini Marist Lisesinde tamamlamıştır. Genç yaşta yazım hayatına başlamıştır. Bölgesinde bulunan diğer çocuklara para ile dramatik okumalar ve canavar hikayeleri olan yazılarını satmıştır.  Lise yıllarında çizgi roman hayranı olmuştur ve koleksiyonculuk yapmıştır. Kısa ve komik fanzinler için yazı çalışmaları yapmıştır. 1970 yıllarına geldiğimizde ilk profesyonel yazı satışını 21 yaşında yapmış oldu. Kitabın ismi ise “The Hero” dur. Bu satışlardan sonra popülerliği artmıştır. Dünyada fenomen haline gelen Buz ve Ateşin Şarkısı serisini yazdıktan sonra dünyada fenomen haline gelmiştir.

“Uyku iyidir,” dedi Tyrion. “Ve kitaplar daha iyidir.”

Bazen farklı yollar aynı kaleye çıkar. Kim bilir?

REKLAM ALANI

Okur, ölmeden önce bin defa yaşar. Hiç okumayanlar ise yalnızca bir defa.

“Fedakârlık…asla kolay değildir Davos.Aksi halde gerçek bir fedakârlık değildir.”

Korkmak utanılacak bir şey değil. Babam hep bunu söylerdi. Önemli olan korkuyla nasıl baş ettiğimizdir.

Kimse özgür değildir, aksine sadece çocuklar ve aptallar inanır.

Ne kadar hızlı vurursanız vurun, kalayla demiri birlikte dövemezsiniz ama birlikte dövülmüyor olmaları kalayı değersiz kılmaz.

Her uçuş bir düşüşle başlar.

Bizim gibiler için kış asla gelmez. Savaşta ölürsek adımız şarkılarda geçecek. Şarkılarda mevsim hep yazdır. Şarkılarda bütün şövalyeler kahramandır. Bütün kızlar güzeldir ve güneş hep parlar.

Sadece tek tarafın kanadığı bir savaş görüldü mü bugüne kadar?

Kaybetmekten korkan adam çoktan kaybetmiştir.

Korku, kılıçtan daha derin keser.

Aşk zehirdir. Tatlı bir zehirdir, evet, ama neticede öldürür.

“Nereden geldiğini, kim olduğunu asla unutma, çünkü etrafındaki kimse unutmaz bunu. Kendi gerçeğini güce çevir. Böylece hakkındaki gerçek asla zayıf noktan olmaz. Gerçeğin senin zırhın olsun ki, kimse seni o gerçeği kullanarak incitemesin. ”

Özgür biri olarak ölmek bir köle olarak yaşamaktan iyidir.

Ancak yanmış bir adam cehennemin nasıl bir şey olduğunu bilebilir.

Korku, kılıçtan daha derin keser.

Bir adamın canını alacaksan, onun gözlerine bakıp son sözlerini dinleyecek cesaretin de olmalı.

Arya’ya üçüncü kez oğlum diyordu. Sonunda, “Ben bir kızım,” diye itiraz etti Arya.
“Kız ya da erkek, sen bir kılıçsın, hepsi bu.”

Kim olduğunu asla unutma çünkü dünya kesinlikle unutmayacak. Onu gücün yap. Böylece zayıflığın olamaz. Zırhın gibi giy ki, asla seni yaralamak için kullanmasınlar.

Bir aslan koyunun fikirlerini kendine dert etmez.

Özgür biri olarak ölmek bir köle olarak yaşamaktan iyidir.

Bir adamın canını alacaksan, onun gözlerine bakıp son sözlerini dinleyecek cesaretin de olmalı.

Bir adam korkusuna rağmen cesur olamaz mı?

Sorumluluklarından yorulmuştu. Ağlamak istiyorum, diye düşündü. Teselli edilmek istiyorum. Güçlü olmaktan yoruldum. Bir kez olsun aptalca davranmak, korkmak istiyorum. Kısacık bir zaman için, hepsi bu… bir gün… bir saat…

Anlamadığın şeyi yargılamaya kalkma…

Diyarlardaki kralların sayısı kaledeki farelerin sayısından fazla.

Korkulan biri olmak, gülünen biri olmaktan iyidir.

Ağlamayacağım, ben bir Stark’ım. Benim armamda ulu kurt var. Ulu kurtlar ağlamaz.

“Bir adam korkusuna rağmen cesur olamaz mı?” …
“Bir adamın gerçekten cesur olabileceği tek andır korktuğu an,” dedi babası.

Bütün hedefleri vurduğun gün, gelişmenin durduğu gündür.

İyi bir lord güçsüz ve muhtaç olanı korur.

Her yara bir derstir ve her ders seni daha iyiye götürür.

“… Bir zamanlar gökyüzünde iki tane ay varmış ama bir tanesi güneşe fazla yaklaşmış ve sıcaktan çatlamış. Binlerce ama binlerce ejderha güneşe doğru savrulmuş ve alevleri yutmuş. İşte bu yüzden alev soluyorlarmış. Bir gün, gökteki bu ay da güneşe yaklaşıp çatlayacak ve ejderhalar geri dönecek.”

“Hayır lordum, kılıçlar kınlarından gerçekten çıkarıldığında, Robert’ın yanında tek gerçek dost siz olacaksınız.”

“Çok sevdiğimiz şeyler felaketimizi hazırlar delikanlı.Bunu sana söylediğim zamanı hatırlıyor musun?”
“Hatırlıyorum.”

“Yarının sınavları dünün zaferlerinden daha önemliydi.”

“Bazı sözler uçar gider, bazıları ise ihanetin dalına konar.”

Güven insanı öldürürdü.

Korku insanın zihnini ateşe verebilir ve tuhaf şeyler düşündürür.

“Bir solucanı ikiye bölersen iki solucan yapmış olursun, ” diye bilgi verdi Kalfa.
“Keşke aynı şey elmalar için de geçerli olsaydı, kimse aç kalmazdı”

Bir okuyucu, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. dedi Jojen. Hiç okumayan insan sadece tek hayat yaşar.

Eğer hayat değersizse ölümün kıymeti ne idi?

Tyrion her zaman insanların her zaman gerçeklere aç olduğunu iddia ettiğini ama gerçeğin tadını çok ender beğendiğini söyler.

Acı gerçekler tutunması en zor olanlardır.

Yapayalnızdı, diye düşündü Jon. Sürüdekilerden ayrıydı. Farklıydı. O yüzden uzaklaştırılmıştı.

“Kafam bedenime oranla çok büyük,aslında kafamın benim zekama uygun şekilde büyük olduğunu düşünüyorum.Güçlü ve zayıf noktalarımla ilgili gerçekçi algılara sahibim. Benim silahım zekam.Erkek kardeşimin kılıcı var,Kral Robert’ın savaş baltası var ve benim zekam…ve zekanın keskin kalabilmesi için kitaplar gerekli.Tıpkı bir kılıcın keskin kalabilmesi için biley taşına gerek olduğu gibi.”

Ama ışık saçmayan bir mum ne işe yarar?”
“Bir derstir, “dedi Armenian, ” üstat zincirimizi takmadan önce öğrenmemiz gereken son ders. Cam mum, gerçekleri ve irfanı temsil eder; nadir, güzel ve hassas şeyleri. Bize, bir üstadın, nereye giderse gitsin ışık saçmak zorunda olduğunu hatırlatmak için yapılmıştır ve bilginin tehlikeli olabileceğini hatırlatmak için keskindir. Bilge adamlar, bilgelikleri yüzünden kibir sahibi olabilir ama bir üstat daima mütevazı kalmalıdır. Cam mum bize bunu da hatırlatır.

Fikirler meyve gibidir, olgunlaşmaları için zaman geçmesi gerekir.

Syrio her acının bir ders olduğunu ve her dersin insanı daha güçlü kıldığını söylüyor,”

Ona cesaret kadar akıl da öğrettin mi Ned? Ona diz çökmeyi de öğrettin mi? Yedi Krallık’ın toprakları bu dersi asla öğrenememiş cesur adamların mezarlarıyla doluydu.

Kaos bir çukur değildir. Kaos bir merdivendir.

“Bir daha asla yürüyemeyeceksin Bran,” dedi solgun dudaklar, lâkin uçacaksın.”

Ölüm acımasız bir son ama hayat olasılıklarla dolu.

Bir okuyucu, ölmeden önce binlerce hayat yaşar.’ dedi Jojen. ‘Hiç okumayan insan sadece tek hayat yaşar.’

“Ben annemin kim olduğunu bilmiyorum,” dedi Jon.
“Bir kadın olduğu şüphesiz. Genelde öyle olur.”

Cesaret ve aptallık kardeştir.

Eğer birini ölüme mahkum ediyorsan, gözlerinin içine bakıp son sözlerini duyacak kadar cesaretinin olması gerekir.

Bir odanın içinde üç güçlü adam oturuyor; bir kral, bir rahip ve bir altın zengini. Ortalarında alt tabakadan gelen, pek de zeki olmayan bir paralı asker duruyor. Büyük adamların her biri, paralı askere diğer ikisini öldürmesini emrediyor. ‘Öldür,’ diyor kral, ‘Ben senin gerçek hükümdarınım.’ ‘Öldür,’ diyor rahip, ‘Ben tanrılar adına konuşuyorum.’ ‘Öldür,’ diyor zengin adam, ‘Bütün altınlarım senin olacak.’ Bana söyleyin lordum; kim ölür, kim sağ kalır?”

“Birinin ateşini düşürmek için çamurdan lapa yapabilirdin, çocuğunu doyurmak için çamura ekin ekip yetiştirebilirdin. Ateş seni sadece tüketiyorken çamur seni beslerdi ama aptallar, çocuklar ve genç kızlar her zaman ateşi tercih ederdi.”

Mağlubiyet hastalıktır ve tedavisi zaferdir

“Birinin ateşini düşürmek için çamurdan lapa yapabilirdin, çocuğunu doyurmak için çamura ekin ekip yetiştirebilirdin. Ateş seni sadece tüketiyorken çamur seni beslerdi ama aptallar, çocuklar ve genç kızlar her zaman ateşi tercih ederdi.”

Diğer kadınlar söz konusu olduğunda en zalim olanlar, yine kadınlardı.

Dünyanın düzeni. Gerçek her yanda, görmesi kolay. Gece karanlık ve dehşet dolu; gündüz parlak, güzel ve umut dolu. Biri siyah, biri beyaz. Buz var ve ateş var. Nefret ve aşk. Acı ve tatlı. Erkek ve kadın. Izdırap ve zevk. Kış ve yaz. Kötü ve iyi. Ölüm ve yaşam. Her yerde zıtlıklar. Her yerde savaş.

“Bir daha asla yürüyemeyeceksin Bran,” dedi solgun dudaklar, lâkin uçacaksın.”

İnsanlar görmeyi istedikleri şeyleri görür.

Tyrion her zaman insanların her zaman gerçeklere aç olduğunu iddia ettiğini ama gerçeğin tadını çok ender beğendiğini söyler.

Bazı sırların açığa çıkmaması daha güvenlidir. Bazı sırlar en güvendiğin en sevdiğin insanlarla bile paylaşılamayacak kadar tehlikelidir.

Sadece bir korkak zaten yenilmiş bir adamı öldürür.

Evet onları affettim. Affettim ama unutmadım.

Ve nasıl bir kılıcın keskin kalmak için bileği taşına ihtiyacı varsa ,aklın da kitaplara ihtiyacı var.

Sadece tek tarafın kanadığı bir savaş görüldü mü bugüne kadar?

Kış geldiğinde ve kar damlası düştüğünde , yalnız kurt ölür fakat sürü yaşamaya devam eder.

“Her sabah yeni bir gün başlıyor, bir öncekinden çok da farklı olmayan.”

Tek ses sana yalan söyleyebilir ama birden çok sesin içinde bir gerçek mutlaka vardır.

Seni emziren bir kadından duyduğun hiçbir şeye inanma. Ölülerden bile öğrenebileceğin şeyler var.

Korkmak utanılacak bir şey değil. Babam hep bunu söylerdi. Önemli olan korkuyla nasıl baş ettiğimizdir.

Nezaket bir leydinin kalkanıdır.

“Rüya görecekmiyim?” Ned cevapladı. “Göreceksin lordum.”
“İyi öyleyse,” dedi gülümseyerek.
“Lyanna ya sevgilerini sunacağım Ned. Çocuklarıma iyi bak ”
Dostunun söyledikleri karnının içinde kıvrılan bir bıçak gibiacıttı Ned’in canını. Bir an kaybolmuş gibi hissetti.

“Bilgi silahtır Jon. Mücadeleye gitmeden önce kendini adamakıllı silahlandır.”

Kış geldiğinde ve kar damlası düştüğünde , yalnız kurt ölür fakat sürü yaşamaya devam eder.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ