Nefret Mesajları

Nefret Mesajları

İnsanın mutlaka nefret ettiği bir şeyler olur. Mesela yumurta da baharattan sulu yemekte etten hoşlanmayan insanlar vardır. Yani bir sebebi olmak zorunda değil bazen hunharca nefret etmek isteriz sadece. En önemli kısmı ise nefret sözcüğünün dünyayı kapsayacak kadar geniş anlamda olmasıdır. Her şeyden nefret edebilirsiniz, upuzun bir liste çıkabilir bu konuda. Delicesine nefret ve kızgınlık var olan her şeye sinirlenme çabası olması mümkün. Nefretin çeşitlerini sınırlamak imkansız. Bazıları çok tehlikeli tabi. Aşırı kincilikten sakınmak gerek. Çünkü zararsız nefret her zaman daha iyidir. Eski sevgilinizden nefret ediyor olmanız bu ona zarar vereceğiniz anlamına gelmemeli. Kısaca her şeyin bir sınırı olmalı nefret bizim duygularımızda var olan bir durum olsa da bunu abartmamak çok önemli. Hayati bir neden sebep olacak bir nefret sadece insanları dahada zora sokar.

Tırı vırı bir Anadolu üniversitesinde batak oynayarak bitirdiğimiz okulumuzdan mezun olmak çok büyük bir ayrıcalıktı çünkü. Gerçi sonunda heba olan yıllarımızdan geriye nefret ettiğimiz bir meslek, tiksindiğimiz iş arkadaşları ve kahve, burger dükkânlarında check-in yapmak kaldı ama sonuçta apaçiler kadar cahil değildik!

Aklımı almaya aklın yetmez.. uğraşmaya sabrın yetmez… ben kendimden bu kadar eminken alayı gelsin hiç fark etmez.

Onu sevme. Yoksa dünyanın geri kalanından nefret etmek zorunda kalırsın. Böyledir bu iş, koca sersem……. Ya biri, ya öteki. Birlikte olmaz. Aynı gözlerle bakamazsın ikisine de.

Gidenin arkasından nokta bırak ki gelen büyük harfle başlasın. yeni nefret sözleri sevgiliye

“Ah siz akıllı insanlar!” dedim gülümseyerek. “Tutku! Sarhoşluk! Delilik! Empati kurmadan, orada öyle rahat rahat oturun, alkoliği eleştirin, aklını kaçırmıştan nefret edin, bir rahip gibi yanından geçip gidin ve sizi onlardan biri yapmadığı için Ferisi gibi Tanrı’ya şükredin. Ben birçok kez sarhoş oldum, tutkularım delilikten hiç uzak değildi, her ikisinden de pişman değilim: Zira olanaksız görünen önemli şeyler yapan ve eskiden beri alkolik ve deli diye damgalanan tüm sıra dışı insanları kendi ölçülerimle anlamayı öğrendim…….”

Ne Kimsenin köpeği olduk nede başkasının köpeğiyle muhattap olduk…

Mutluluk bizim değil de, başkalarının olunca onu küçümsemek daha kolaydır.Mutluluğun yerini, genellikle kahramanlığın bir biçimi tutar.Bu, iktidar dürtüsüne bilinçdışı çıkış ve acımasızlığa bol bahane sağlar, ya da yine değer verilen şey güçlü coşku olabilir, romantiklerde durum budur.Bu, nefret ve intikam gibi tutkuların hoş görülmesine yol açtı.İnsanın mutluluğunu geliştirmek için en çok çalışanlar -beklenebilecegi gibi- daha “yüce” bir şeye kıyasla mutluluğu küçümseyenler değil, mutluluğu önemli sayanlardı.Dahası,bir kişinin etiği genellikle onun karakterini yansıtır ve iyilikseverlik bir genel mutluluk arzusuna yol açar.Bu yüzden mutluluğu yaşamın amacı sayanlar daha iyiliksever olma eğilimindeydi; başka amaçlar önerenlere ise çoğu kez, farkında olmadan acımasızlık ya da iktidar aşkı egemen oldu.

Adamlık; Her gün başka kadını baştan çıkarmak değil, her gün aynı kadına aşık olmaktır.

“Ya nefret ettiğin şeye dönüşürsün zamanla ya da acılarına.”

Kızım benimle dans etmeye kalkma sakın..
Seni yürümeye hasret bırakırım…!

Ben birilerinden tiksinerek, nefret ederek, öfke duyarak yaşamaktan artık yoruldum. Hiç kimseyi sevemeden yaşamaktan da yoruldum.

Seninle Özgürlüğü Değil Hep Mahkumları Oynamışız, Biz Sadece Kendimizi Kandırmışız..

Reklamlar insanları gerek duymadıkları arabaların ve kıyafetlerin peşinde koşturuyor. Kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar, neden? Gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için.

Sen Sadece Bende Alışkanlık Olmuşsun, Seni Unutmak kolay olucaktır..

Ne var ki, insanı savunmak için ortaya çıkan kişi aynı zamanda, “İyi olan bir adam göster bana,” diye yazar. Bu sürekli devinim yoksayıcı başkaldırmışın devinimidir. Kendisine ve insana yapılmış adaletsizliğe başkaldırır kişi. Ama bu başkaldırının hem uygunluğunun, hem de güçsüzlüğünün ortaya çıktığı açıkgörüşlülük dakikasında, yoksayıcılık öfkesi savunulmaya kalkılan şeyi de kaplar. Adaletsizliği adaleti yerleştirerek düzeltemeyince, hiç değilse en sonunda yok oluşla birleşen, daha geniş bir adaletsizlik içinde boğmayı yeğ tutar insan. “Bana yaptığınız kötülük çok büyük, çok büyük size ettiğim kötülük, bile bile yapılamayacak kadar.” Kendi kendimizden nefret etmememiz için, suçsuz olduğumuzu bildirmemiz gerekirdi, bu da yalnız kişi için olanaksız bir gözüpekliktir; kendi kendini tanıması bunu engeller. Kendilerine birer suçlu gibi davranılsa bile, herkesin suçsuz olduğunu bildirebilir hiç değilse. O zaman Tanrı suçludur.

Ne Zaman Aklıma Gelsen Derin Bir Off Çekerim ve Bir Rüzgardın Gelip geçtin Derim 2 Gözyaşımla…

Kelimelerden hem nefret ettim hem de onları sevdim ve umarım onları doğru yazmışımdır.

Sanmaki Sevgimden Ağlıyorum nefretimin Çığlıklarıdır Bunlar…

“İnsan ne bayağı bir yaratıktı.Sevmek ne kadar çok çaba gerektirmekteydi ve buna karşılık nefret için neredeyse hiçbir şeye ihtiyaç yoktu.”

ben En Güzel Günlerimi Sana Kurban Ettim, Sen Sadece Kıymakla yetindin…

Aslında eleştirilmekten nefret ederim, kim sever ki zaten. Ben yaptım oldu balonunu patlatan en büyük iğnedir eleştiri, egoyu fena zedeler. Normalde biri bana, “Saçının rengi olmamış” dediğinde, “Senin saçın da g*tüme benziyor” diye kafamda konuşma balonu yanar hemen.

Elimden Gelen Değil içimden Gelen Son Sözlerim ; Sen Sadece Benim NEFRETİMSİN!!!

Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız.

Yalnızlık Kaderim Olsada Sensiz Olmak En Güzeli, Unutma ki Hayat ihaneti Değil ihanet Edenlere yol verir benim Gibi!!!

“Nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatırınızı sorup, “iyiyim” demenizi beklemeleridir..”

Kimliksiz hayatın Hükümsüz Sevdanın ve Yalancıların Uzağında Bir Ülkeyim.

Yaşlı kadın bana “bu uluslararası uçuşlara da bayılıyorum.Çok heyecanlı oluyor.Uçaktaki havanın kokusu bile başka bana bahçemi hatırlatıyor.” Dedi
Havayı kokladım ve o an çaktım ki üzerimde taşıdığım 1 kilo esrar kokuyordu.

» Bir umuttu yanlızlık birşeyleri paylaşamamaktı belki,gözler dalıp giderken, yaralı bir serçeye ağlayan bir buluttu belkide,belki belkilerle dolu bir hayattı bu

Bence ondan çok hoşlanacaksın.”
“Tanrı saklasın! Talihsizliğin daniskası olur! Nefret etmeye kararlı olduğun birinden hoşlanmak! Benim için öyle kötü şeyler dileme.

» Vaktinden önce çiçek açmaz rüzgara kelepçe vurulmaz. Bende sen bitmedikçe veya bende ben ölmedikçe sana olan bu sevgim bitmez.

” Hepimiz öyle ya da böyle saldırganızdır . Özellikle de konu sevdiklerimizi ilgilendirdiğinde. Sevgi ve nefret , bunlar birbirleriyle yakından ilintilidirler . ”

» Her deniz bir martı,her rüya bir uyku,her nota bir şarkı,her mezar bir ölü,her ağaç bir kök bulurda ben başka bir sen bulamam

Banyoda ağlıyorum, böylece kimse hıçkırıklarımı duyup o en nefret ettiğim soruyu soramıyor: “İyi misin?”

» Her gün sevda cekipte gülünmuyor degil mi? Bir güzelden baskası sevilmiyor degil mi? Hani bensiz olurdun, olunmuyor değil mi

ben Tolga, nefret ediyordum Kinyas’tan. yani kendimden…

» Acının umutları yok ettiği anda, umutları yeşertecek bir sevgiye ihtiyaç duyarsan ben hep o bildigin adresteyim

Yaratılışımızın bir nedeni olmalı,degil mi ? Buraya yiyip,içip,sıçmak için gelmedik yalnızca.Bizi rahatsız eden şeyleri değiştirmek için çaba göstermezsek nefret ettiğimiz bir dünya da yaşarken buluruz kendimizi ; sürekli kafamızı diğer tarafa çevirirsek ,bir gün kafamızı nereye çevirirsek çevirelim karşımızda aynı rahatsız edici manzarayı görürüz.

» Gül filizlendigi günden itibaren güneşe aşıktır. Her ne kadar güneş her gece ayın görkemine kapılıp gülü bıraksa da, gül yıldızlara kanıp güneşi unutmaz

Tamamlanmamış her şeyden nefret ederim!

» Sesini duysamda heran yüzünü görmek değil özlediğimi bil heran.Hiçbir şey yüzünü görmek gibi değil

Kötü ne? iyi ne? Neyi sevmek, neden nefret etmek gerekiyor? Ne uğruna yaşlanmalı ve ben neyim? Yaşam Ne, ölüm Ne? Hangi güç her şeye hükmediyor? Bütün bu sorulara verilecek tek bir cevap vardı ve o da hiç mantıklı değildi: ” öleceksin ve her şey bitecek. Öleceksin ve her şeyin cevabını öğreneceksin, ya da soru sormayı bırakacaksın.”

» Yine akşam oluyor, yine kalbim yanıyor, sensiz bahar gelmiyor, Sevgilim sen olmayınca bahçemde güller açmıyor.

Her şeye rağmen, bir parçam onu tekrar geri istiyordu ve bu yüzden kendimden nefretediyordum.

» Güller anlatsın sana olan sevgimi. Güller anlatsın yalnızlığımı, çaresizliğimi,yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın.Ben anlatamadım güller anlatsın.

Ona geri zekâlı demenizden nefret ederdi. Zaten bütün geri zekâlılar kendilerine geri zekâlı denmesinden nefret ederler.

» Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün,bu ayrılık şarkılarını kurşuna düzeceğim.Seni benden ayrıdığı için kaderimi mahkemeye vereceğim

Bazan insanları çok seviyorum
Bazan da yüzlerini bile görmek istemiyorum.
Bu nefret değil, Yanlızlık

» Seni sordum sokak lambalarına; bekleme boşa gelmez dediler.Boynumu büküpte baktım onlara, halime bakıp zavallı dediler.

topraktan nefret ediyorum.attığım her adımda bugüne kadar içine gömülmüş ve karışmış milyarlarca yaratığı düşünüyorum. ölümün üstünde yürümeyi sevmiyorum. ve dünya aklıma sadece bunu getiriyor, içine gömdüğü milyarlarca ölüyle. birinin burnu, diğerinin ayakları. bunların üzerine basarak gidiyor milyarlarca insan işine, okuluna. hepimizin bastığı yerde bir ceset var. hepimizin altında bir ölü var. insanlık gömdüğü yakınlarının üzerinde yürüyor. insanlık ölümün üstünde duruyor. koşuyor, spor yapıyor…
ve artık insanlık bir karar vermeli. ya cenazelerde ağlamayacak ölülerine, ya da üzerine basmayacak, sevdiklerinin cesetlerinin beslediği toprağın!

» Bir eski dost gibi hatırla beni.Bir selam ver yeter.Unutmuş olsanda eski günleri.Adımı arasıra an yeter.

‘Asıl büyücü sensin, istediğini sevdiriyorsun insana, istediğinden nefret ettiriyorsun.” (12 Ocak)

» An gelir insan gülerken ağlarmış. Gözyaşları sel olup kalbine akarmış. Kahkaha bir maske derler bilrimisin? İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış.

Bilgi adamı sadece düşmanlarını sevebilmekle kalmamalı, dostlarından da nefretedebilmelidir.

» Önceleri hasreti hiç tatmadım .Yarimden hiç ayrı kalmadım biter diye takvimlere baktım.Zor geldi ayrılık alışamadım.

Zaten aşka nefret kadar yakın bir his yokdur.

Seninle Tanıştığımda Ölümden Korkardım Sırf Ayrılık Sebebimiz Olur Diye, Ya Şimdi? Ölümü Sever Oldum Seni Tanıdıkça…

İnsanlar mutluluğun ölü bir dengede, rahatlıkla, değişmezlikte bulunduğu sanısındalar ve bu rahatı bir parçacık olsun yerinden kıpırdatacak her şeyden nefret ediyorlar.

Sen Büyük Okyanuslarda yeni Aşklar Ararken ben Nefretimle Bilinmeyen Denizlere yelken Açıyorum Elveda…

“Tanrı’yı seviyorum” deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı’yı sevemez.(1. Yuhanna 4:16.bap)

Bir Umut Olsaydın içimde Umutları Değil Umutsuzluklarımı Kırardın benimle…

21

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ