Kısa Ayrılma Sözleri
Aşk ilişkiler en başlarda bizi çok mutlu edecek önemli bağlara sebep gibi görünür. Fakat temelde öyle değildir. Bu ilişkiler sanıldığı gibi insanı hemen mutlu etmez. Küçük kaçamaklar, tatlı bakışlar ve güzel sözler ve karşılıklı ilgiyle başlayan her şeyin tükendiği bir zaman dilimi vardır. Bir çok insan büyük bir hevesle başladığı ilişkileri saçma sapan sebeplerle sonlandırma kararı alırlar. Çünkü baştaki heyecan geçer, gerçek karakterler ortaya serilir. Bu da karşılıklı ilişkilerin yıpranması sonucu bir tarafın sonunda sevmediği gerçeğinin ortaya çıkmasını tetikler. E bu duruma uyduracak sağlam sözlerde herkesin soluklandığı ilk durak olur. Dürüst olun ve neden olmayacağını karşı tarafa iletin. Gereksiz bahane ve sebeplere sığınmadan konuşabilme erdemliliğini öğrenin.
Sevdaya yok aramızda o zaman bağlılık niye olsun.
Lades bitti cici kız, artık aklımda değilsin…
Sevmediğin birini incitirsin, incitmemek için git.
Yüreğine sevda eken, ayrılık biçer mi, seven sevilenden kolayca vazgeçer mi, sen beni sevme gülüm, ben yanarım ikimizin yerine yetmez mi?
Gözlerin bana ait değilken yanımda durmanın bir anlamı yok.
Birini kaybetmek istiyorsanız onu çok sevin yeter.
Hiçbir şey yolunda gitmezken sen nasıl gittin?
Bir plak olsam. Zeki Müren çalsam, bozulsam. Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam. Elbet bir gün buluşacağız.
Ayrılık dilinden ne olur sanki, sen gittin ellere ben de ölüme.
Gitmek istiyorsa, bırak gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olmuş ne yazar?
Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık.
Görmeden varlığına inandığım ve içimde yaşattığım sadece Allah var, gidersen unutulursun o kadar…
Dudakların titriyordu sevgili, hoşçakal deyişinle ilk kez adam öldürür gibi
Ayrılık dilinden ne olur sanki sen gittin ellere ben de ölüme.
Oyun bitti! Sevildiğini gördün, şimdi unutulduğunu izle.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Gitmek için bahane arardın ya, al işte gözümün üstünde kaşım, altında yaşım var!
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.
Ömür bir gül gibidir. Belki solmaz ama her gün bir yaprağı dökülür.
Neleri alıp götürmedi ki benden ayrılık; kilometrelerce umut, tonlarca sevgi, taradığım saçları, sıktığım elleri…
Kaldır kadehi ey sevgili; önce gelişine, sonra gidişine. Dibini bulunca gelmişine geçmişine!
Sende haklısın be sevgili ucuz yüreğine ben pahalı geldim. Şimdi gidiyorum elveda sana…
Gittin de ayrıldık mı sandın? Sen orda sigaranı yakarsın, külü benim içime düşer.
Kapımda polis, yanımda ambulans üzerimde gazete kâğıtları elimde bir not, öyle gidilmez, böyle gidilir sevgili.
Kar taneleri gibi yaşıyoruz şu sıra, birbirimize değmeden. Ayrı ayrı eriyerek!
Gidenin arkasından nokta koyacaksın ki gelenin ismi büyük harfle başlasın…
Bir bulut olsaydım ne de güzel ağlardım ama…
Adını kalbime aşkla kazımıştım boş ver aldırma belki bir gün silerim. Güzel bir rüyayı gerçek sanmıştım. Seni sevdiğim için özür dilerim.
Gidişin canımı yaksa da devam et çünkü yürüyüşüne hastayım.
Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana, ne şiirler yazarım.
Öyle bir gel demelisin ki mesafeler anlamını yitirmeli.
Acının umutları yok ettiği anda, umutları yeşertecek bir sevgiye ihtiyaç duyarsan ben hep o bildiğin adresteyim.
Bu bir ayrılık şarkısı, seninle kayboldu, yazmak kolay değil, duymaksa zor oldu.
Her şeyin öncesi ve sonrası yalan. Senden önce vardım belki ama senden sonra yokum inan.
İki insan ayrılırken, şefkatli konuşan taraf âşık olmayan taraftır.
Sevmenin erdemi, aşkın görkemi, mutluluğun gözleri ve seni özlemenin hazzını yaşattın sevgili, yolun açık olsun.
Allah’ım şu sonbaharda al ki canımı o vefasız mezarıma koyacak gül bulamasın!
Canımı acıtan ne biliyor musun “Ben senin mutluluğunu istiyorum” dedi ve aldı gitti.
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Yolumdan dönemediğim için değil seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Hoşçakal…
Ne güzel olurdu ayrılık olmasaydı aklıma geldiğinde gözlerim dolmasaydı.
Unutmak zaman ister demiştim, yanılmışım. Zaman değil yürek istiyormuş. O da sende kaldı…
Bir ölme biçimidir hasret! Yar yüzünün olmadığı, bu yeryüzünde.
Üstüne basarak söylemiştim seni seviyorum diye. Sen ise üstüme basa basa gitmeyi tercih ettin.
Allah‘ım canımı bir sonbahar günü al ki, o vefasız getirecek bir gül bile bulamasın.
Gidiyorum hayatından, gözlerinin buğusunu, yüreğinin kokusunu aldım gidiyorum.
Seni asilce sevdim, yerli yersiz tartışmalar yetmez seni benden ayırmaya.
Bir gün herkes gider mi acaba. Evet, sen kalbinde büyüttükçe, onlar da büyürler ve sığamayacaklarını anlayınca giderler.
Ayrılığın adı bir beyaz gül ağlatanın adı büyük sevdam gitme gitme kal, gitme gitme kal
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
Sonra tek kare fotoğrafın çıkıyor karşıma Ah! Diyorum, yine bana bakar gibi bakmış.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
İnsanları kitap gibi düşünün. Kapaklarına bakıp aldanmayın, içini okuyunca anlarsınız asıl değerini
En çok da, en zor zamanımda sana ihtiyacım olan bu sessiz gecelerde terk etmen koydu.
Gitmekle gidilmiyor ki. Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.
Fazla abartmayın çünkü yerlere göklere sığdıramadığınız bir gün hoşçakala sığacak. Siz siz olun aşkı fazla abartmayın.
Ayrıldık işte mutlu ol sevgilim ben yine sensiz yaşamaya sen yine bensiz mutlu olmaya devam et.
Zaman değilmiş gideni geri getiren, aslında zamanmış, var olanı götüren.
Gitmek istiyorsa, bırak gitsin! Aklı başka yerde olanın, bedeni yanında kalsın ister misin?
Kaldır kadehi sevgilim! Varsa şerefine yoksa gidişine. Ben huzur istedim, sen kusur. Şimdi bensiz kudur.
Gitmek altı harfin yan yana gelmesi kadar basit olabilir sana göre ama gitmek diri diri yakmaktı tüm alfabeyi göz göre göre.
Elveda dercesine bakan gözlerine eyvallah dercesine çeker giderim be güzelim.
“Hoşcakal ” derken, düşünmek gerekir. Neyi? Hoşça kalabilecek miyim bunca şeyin ardından. Onur Toraman
Gelme çocuk! Benim denizimde yüzemezsin sen, kolların kısa kalır dalgalarıma, ölürsün çocuk! Bulaşma yalnızlığıma.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, seni severken, sensiz olmak.
Bu saatten sonra sende fırtına dahi kopsa paşam, bende yaprak bile oynamaz inan.
Merhaba sevdiğim; ben o sevmediğin. Bugünde mi geçmedim aklının kıyılarından? Ümit Yaşar Oğuzcan
İnsan bir kere hata yapar, ikinci kez de yapar ama bil ki eğer üçüncü kez yaparsa onun bağı sende kalmamış demektir.
Eğer sevdiğin seni terk etmişse onu kendi haline bırak dönerse senindir, dönmezse zaten hiçbir zaman senin olmamıştır.
Tek bir bakışla tutuşmaya hazırdım oysa. Düşlerinin mahpusunda bir ömür yatmaya. Hadi! Hazırım ‘yok olmaya’.
Neleri alıp götürmedi ki benden ayrılık; kilometrelerce umut, tonlarca sevgi, taradığım saçları, sıktığım elleri.
Ne çıkar terk ettiyse, bırakıp da gittiyse.. Kolayı var arkadaş, sende ona gülersin onun yaptığı gibi başkasını seversin.
Ağlayışım terk edip gidişine değil. Ben! Sensizken, senden diye sensizliğini de sevmiştim. Sen, seninle, senide sensizliğini de alıp gittin.
Her gecenin güneşle gelen o ilk ışığı parlaklığı varsa elbet gidenin de bir gün mutlaka dönüşü olacaktır ama sabır.
Üzülme gitti diye! Bu yılın modası böyle! Üç gün sever sonra bezer. Senin aradığın Aslı ile Kerem, 21. Yüzyılda ne gezer.
En acı şey ayrılıktır ve ölmektir ben bunu çok iyi anladım. Sevdiğin insana o kadarda güvenme! Gün gelir bakarsın arkandan vurur.
Ne olurdu biraz daha kalsan benimle öyle çok mutluyum inan seninle oyuncak misali oyna benimle seni unutmaya hazır değilim.
Bazen öyle konuşacaksın ki, karşındaki cevap veremeyecek. Bazen de öyle bir susacaksın ki karşındaki konuşmaya cesaret edemeyecek.
Ardımda bırakıp gül çağrısını, ayrılık anı bu sisli şarkıyı, ırmaklar gibi akıp uzun uzun terk ediyorum bu kenti ah, ölüler gibi.
Aşk insanın içini öyle bir yakar ki ayrıldıktan sonra bile unutamayız. Ama o beni hiç sevmemişti.. Hep yalan hepsi bir anlık hayalmiş.
Ne sevdalardan geçtik hiç biri vurmadı böyle, hiç biri yakmadı, cehennem ateşi gibi beni senin kadar. Ama hiç biri vicdansız da değildi senin kadar.
Şimdi hoşçakal deme zamanı ama sen hoşça’kalmayı hak etmiyorsun be gülüm.
Sen terk edilmesi zor biri olabilirsin ama bu benim kalacağım anlamına gelmez.
Ben hayatı rakı niyetine içtim, kafayı meze niyetine yedim, hani sarhoşluk kötüydü, sevdiklerimi hep ayıkken kaybettim.
Bugün küskün bir gün var masamda, bütün ayrılıklardan arta kalmış, ayrılık usulca büyür içimde, sonra usulca uzaklaşır.
İlişkiler başladığı günden itibaren bitmeye doğru yol alırlar. Yani her ilişkinin bir son kullanma tarihi vardır.
Madem gidiyorsun Hadi kaldır kadehini son kez duyayım ‘şerefe’ deyişini. Bu şarhoşu masada yalnız bırakma, kal bu gece yarın belki hatırlamayız gideceğini.
Ayrılık vaktiyse duvarda çalan saatte bir klik vururuz yüreğimize. Ölümse soluyan ensemizde derin bir nefes çekeriz içimize.
Ayrılığın acısını bende öğrendim. Ağlamayın, ben sizden de beterim. Eğer içinizde dertli yoksa ben dertliyim hepinize yeterim.
Çeker gideriz be gülüm kime ne. Gidişinin hüznü gözlerimde, acısı yüreğimde kaldı, gel de dindir bu ıstırabı.
Beni terk edince yeni bir meyhane buldum mezarlığın tam karsısında. Bir gün beni ararsan ya o meyhanedeyim ya da tam karşısında.
Geleceği benimle karanlık görüyorsan, umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim, sen mutlu olacaksan ben çekerim.
Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim ; ‘git’, ne demekti sevgilim?
Anlamaz ki seni anlamış olsaydı şimdi yanında olurdu. Uzaklık insanın içindeki yalnızlık da gizlidir.
Ben Sensizdim! Akşamın yaklaştığı saatlerde kahrolursun görme ağladığımı. Başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.
Evet, acı çekiyorum, Evet çok özlüyorum. Evet, ulan evet onu unutamıyorum. Kime ne? Sormayın artık bana nasılsın? Diye. Boş verin, ben iyiyim işte.
Bu şehirden her gidişinde şehri sanki ben uğurluyorum sen benden gideli çok oldu ama ben sana hala el sallıyorum.
Giderken ardına bakma, yakışır bir veda olsun. Hayatımı mahvettin ama güzel roldü helal olsun.
Sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileye alıştım, yalnız senin yokluğuna alışamadım. Artık anlıyorum hasretten, gözyaşından başka bir şey vermemişsin bana.
En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terk edilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.
Bırakma beni sevdiğim, gidişine dayanamam! Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam, dönerim dersin ama kadere inanamam, bıraktığın anılarla ben sensiz yaşayamam!