Fatih Sultan Mehmet Sözleri
Fatih Sultan Mehmetin anlamlı güzel sözleri, II. Mehmed Sözleri ve Fatih Sultan Mehmet umudunu kaybetmişlere muhteşem sözlerini sayfamızda hazırladık buradan okuyabilirsiniz.
Hakiki sanat muhteşem bir şehir vücuda getirmek ve halkının kalbini saadetle doldurmaktır.
Gökteki güneş nasıl tekse, dünyada da tek devlet, tek din olmalı.
Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, size emrediyorum, geliniz ve derhal ordularımın başına geçiniz!
Baykuştan pervâmız yok, biz şahinler sürüsüyüz.
Ayrılıp gitmem mümkün değildir. Ya ben şehri alırım ya da şehir ölü yahut diri beni alır. Eğer imparator ayrılıp gitmek isterse kendisine Mora’yı bırakırım, dostluk antlaşması yaparım, oradaki karındaşına başka bir sancağı veririm. Ama şehire barışla girmezsem, savaşla girersem o zaman onu ve bütün soylu, ileri gelenleri ölümle cezalandırırım, geri kalan halkı köle olarak askerlerime dağıtırım. Bana ıssız da kalsa şehir yeter.
Ey Konstantiniyye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım!
İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım.
Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz.
Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.
Bir gece ansızın gelir, krallığınızı imparatorluğuma katarım.
Ben dahi kabul ettim ki, Galatalıların ayinleri ve erkânları ne vechile olageldiyse, yine aynı üslûpla devam etsin.
Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.
Sizlere tutsakları ve hazineleri bıraktım, ama anıtlar yalnız bana aittir.
Mahmud! Gemilerini tez donat. Uzakta yakında hiçbir limanda gemi kalmasın ki Ağrıboz gazasına giderim. Hepsi hazır olsun. Sana haber gönderince seninle birlikte yürüsünler. Çok iyi düşün ki, Ağrıboz’un fethi ne suretle olur ve ne gerektirir, onları tamam hazır et.
Hey gâziler! Yürümek gerek. Niçin duralım?
Şeyhim Akşemseddin Hazretleri ile beraber yaptığım zikrin lezzetine dünyaları bile değişmem. Eğer şeyhim izin verseydi zikir yolunu tercih eder, saltanatı terk ederdim.
Ceneviz tüccarları serbestçe gezip ticaret yapabilirler. Yeniçeri ordusuna katılmak üzere, çocuklarını almayacağız. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı aslâ cebir kullanmayacağız.
Mozaiklerin üzerini alçıyla örtün ki, müminler rahatsız olmasın! Fakat bu şaheseri parçalamayın.
Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!
Hekimler niçin bana kıydınız?! Son sözleri
[reklam2]
Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.
Kent benimdir, lakin tutsakları ve ganimetleri size bağışlıyorum. Ülkemin sancakları pek çoktur. Konstantiniyye surlarına çıkacak yiğite en zengin, en güzel eyaletlerin beyliğini vereceğim ve hayal edemeyeceği kadar çok ihsana boğacağım.
Külliyemde inşa ettirmiş olduğum imarethanede şehit askerlerimizin aileleri ve şehrin fukaraları yemek yiyeceklerdir. Yemek yemeye ve almaya teşrif etmeyen olursa, görevli zatlar yemekleri hava aydınlanmadan, kimsenin sokaklarda olmadığı zamanlarda, kapalı kaplarla evlerine götüreceklerdir.
Kayserlerin sarayına örümcekler ağlarını örmüşler, Efrasiyab’ın kulelerinde bir baykuş ötüyor.
Galata’yı gören, gönlünü cennetin en gizemli bahçesi Kevser’e bile bağlamaz.
İtalyanlarla aynı kökten olduğumuz ve onlar gibi, Rumlardan, Hektor’un kanının intikamını almaya hakkım olduğu halde, İtalyanların bana düşmanca davranmalarına ve Rumları bana karşı kışkırtmalarına hayret ediyorum.
Ana, biz İslamiyetin kılıcını elimizde tutarız. Ancak bunca zahmet karşılığında gazi unvanını elde edemeden ölürsem Allah ve Peygamber’in katında yüzlerine nasıl bakarım?
Beni hor gördüğünüz ve imzalanmış antlaşmalara aldırmadığınız ortadayken, yıllık on bin altın haraç ödemeye nasıl söz verebiliyorsunuz? Şimdi size iki seçenek veriyorum. Hangisini isterseniz seçin: Gereken haracı ödersiniz, ki o zaman aramızda barış olur ya da hemen çeker gider ve ülkenizi bana bırakırsınız!
Beyine söyle, bu tavuklar nasıl ki bir çuval darıyı anında yedilerse, yeniçerilerim de savaşmaya değil, keçi otlatmaya alışık olan adamlarına böyle davranacaklardır.
Din ile imanın akıl ve anlayışını sıkı tutmak gerekir. Yoksa ey Müslümanlar, o kiliseyi gören olabilir kâfir hemen!
Yunanlıların dehası mülkünü ganimet olarak eline geçiren Turahan’ın oğluna din ve devlet ne kadar şükran borçludur.
Kartal yavrularını korumak için ne güzel bir yuva yapmış.
Allah beni bu şehrin halkının dostu olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarını yendik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar, Teselyalılar ve Moralılar ele geçirmişlerdi. Bunların biz Asyalılara karşı kötü davranışlarının intikamını aradan birçok devir ve yıllar geçmesine rağmen onların torunlarından aldık.
Agamemnon Truva’yı zaptettiğinde onu meşhur edecek bir Homeros vardı. Benim ise bir Homeros’um yok.
Hristiyan diyarı kılıç ve kalkanlarını kaybettiler.
Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir.
On cerrah, on hatip, üç de hasta bakıcı atadım. Ayın muayen günlerinde Konstantiniyye’yi (İstanbul) gezecekler, istisnasız her kapıyı çalacaklar ve içerde hasta olup olmadığını sual edecekler, hasta bulunduğu vakit şifa bulmalarını sağlayacaklar. Durumları önem teşkil etmekteyse hiçbir masraf ettirmeyip darüşşifaya kaldırıp tedavi ettirecekler.
Evet, padişah benim. Ancak siz yine de çiçekleri ona veriniz. Çünkü kendisi benim hocamdır.
Fakirlerin ve yetimlerin kursağından kesilen nimeti ne askerimize, ne ameleme yediririm. Biz has müminleriz, kursağımıza netameli nevale girmez.
Fatih Sultan Mehmet Sözleri: