Barış Manço Sözleri
2 Ocak’ta 1943 yılında dünyaya dördüncü çocuk olarak geldi. Moda’da doğan sanatçının annesi Rikkat hanımdır. Aynı zamanda annesinin müzik kariyeri vardı ve kendisi Türk Sanat Müzik Sanatçısıydı. Ailesinden gelen bu yetenek onda müziğe karşı ilgi uyandırdı. Müzik hayatının başlangıcını ise Galatasaray Lisesinde yaptı. Arkadaşlarıyla bir grup kurmuştur. Bu grubun ismi ise Kafadarlar ismidir. İkinci grubu ise Harmoniler olmuştur. Eğitimine Terakki lisesinde devam etmiştir. Liseyi bitirdikten sonra yurt dışında öğrenim gören Barış Manço mimari eğitim almıştır. Yurt dışından sonra tekrar memlekete dönen sanatçımız yeniden bir grup kurmuştur. Kaygısızlar adını alan bu grupta yer alan isimler ise Fuat Güner ve Mahzar Alason’dur. Daha sonrasında bağımsız bir sanatçı olup kendi şarkılarını yapmış TRT bir çocuk programı sunmuştur. Sıcak kişiliği ve parçaları ile bir çok kişinin kalbine dokunan bir adam olarak Türk Müzik Dünyasında önemli bir konuma sahip olmuştur.
Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız..
Ben hep sizin şarkınızı söyledim.
“Kimse göçmez bu dünyadan mal ile…”
İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil tatlı dildir.
Yüzüme karşı git diyorsun ama
Sanki gözlerin kal der gibi gibi.
Dünya küçük, insanlar kardeş.
“İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.”
Yaz dostum! Kimse göçmez bu dünyadan mal ile
“Göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutlatım”
Göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutlarım.
Bil ki sen doğduğun zaman herkes gülüyordu sen ağlarken.
Öyle bir hayat yaşa ki öldüğün zaman herkes ağlasın sen gülerken.
Nasıl olduğunu anlayamadım ama seviyorum seni delicesine.
İnsanin öğrenmesi gerken ilk dil tatlı dildir.
Yaz dostum! Selam almayana yiğit denir mi?
YAŞLANDIK
barış manço öldü
kemal sunal öldü
ahmet kaya öldü
cem karaca öldü
dumuru zamana uğradı aşkımız..
uslandık
Unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin. Ama unutamadık.
Oysa bütün cesaretimi toplayip, sana gelmiştim
Senin için çarpan şu kalbi gör istemistim.
Tam elini tutmak üzereyken, askımı itiraf edecekken sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam
Domates biber patlıcan:)
Nefsine hakim olursan, kurulursun tahtına.
Çıt çıt çedene.Çıt çıt çıt çedene de.Sar bedeni bedene.Dünya dolu yar olsada, alacağım Birtane.
Geçmişini bilmeyen bugününü anlayamaz ve yarınını kuramaz.
Bu gecenin şarkısı Barış Manço-Dönence olsun.
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına.
“Eksi kırk derece soğuk su da bile yüzerim inan ki !”
Bir gün ölürsem, öldüğüm günü değil doğduğum günü hatırlayın.
Güzel sevmeyene adam denir mi?
Unutma ki dünya fani, veren Allah alır canı.
Göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutlarım.
Rakı da bir ayran da içmesini bilene, güzel de bir çirkin de sevdim diyene.
60’lı yıllarda dünyayı etkisi altına alan twist salgını, kısa sürede ülkemize ulaştı. 1960 yazında ABD’de Chubby Checker’la bir anda patlayan twist, 1961’in sonlarında Galatasaray Lisesi’nde Barış Manço tarafından icra ediliyordu.
Her yeni doğan bebek, yeni bir dünya demek.
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca
Sana uzatılan elleri görmek istemesen de, bir gün o eller üstünde bu dünyadan göçmek var ya!
Oğullarımın isimleri doğdukları gün aklıma geldi. Belki de doğunun ve batının barış içinde olmasından dolayı bu isimleri koymuşumdur.
(Doğukan ve Batıkan)
Topraktan geldi insan, yine toprağa dönecek. İki lokma ekmek için ömür boyu dövüşecek.
İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.
Ne yazık ki, her beraberliğin bir de ayrılığı oluyor; ne yazık ki, her başlangıcın bir sonu olduğu gibi.
Tuz ekmek hakkı bilene sofra kurmasan da olur.Ilık bir tas çorba yeter.Rızkım buymuş der içerim.
Gençlerimizin ülkemizi iyi yerlere getireceğinden eminim; biz onlara köstek olmayalım yeter.
İki küçük kol düğmesi, bütün bir aşk hikayesi.
İki düğme iki ayrı kolda, bizim gibi ayrı yolda..
Gelecek nesiller, kuşaklar tarafından Yâd-ı Cemil olmak. Tek niyetim ve gayretim bundan ibaret.
Kara haber tez duyulur, unutsun beni demişsin,
Bende kalan resimleri mektupları istemişsin.
Ben yaşarken kendime sanatçı diyemem, çok ayıptır. Ancak on, yirmi, kırk yıl sonra diyebilirler.
Üzülme sevdiceğim bir daha çıkmam karşına,
Sana son kez yazıyorum hatıralar yeter bana.
Şam ipeğinden burma giysen bile. Zemzem suyuyla yıkansan bile. Dünya ahiret bir keyif sürmek için. Mutlak dökmeli helal alın teri.
Unutma ki dünya fani, veren allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca.
Taş üstüne taş koya koya yarattığın dünyanın çöktüğünü görmek bir yana, bir de altında kalmak var ya!
Unutma ki dünya fani, veren allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca.
Çıkmaz sokağa girmeden gösterelim ve hiçbir insandan esirgemeyelim sevgilerimizi. Üç beş günlük dünya hayatı değmiyor hiçbir kavgaya.
Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade . . .
Oğullarımın isimleri doğdukları gün aklıma geldi. Belki de doğunun ve batının barış içinde olmasından dolayı bu isimleri koymuşumdur.
Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.
Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker, doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer. Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde, dünyada biraz huzur her şeye bedel.
Hava ayaz mi ayaz ellerim ceplerimde
Bir türkü tutturmusum duyuyorsun degil mi?
Çalacak bir kapim yok mutluluga hasretim
Artik sokaklar benim görüyorsun degil mi?
