Albert Einstein Sözleri

Albert Einstein Sözleri

Hepimizin duyduğu bir isimdir mutlaka. Kendisi mükemmel zekası ve savaş karşıtlığı ile farklı bir karar alarak Amerika gitmiştir. Fakat düşündüğü gibi işler gitmedi. Savaşa karşı iken savaşın korkunç yüzünü gösterebilecek atomu parçaladı. Doğal olarak da beraberinde gelen acı ve savaş şartları ile aldığı karardan sanırım daha sonraları pişman oldu. Aynı zamanda Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştür. Her zaman yaşından büyük biri olmuş zekası ile yaşından daha fazla olan şeylere yönelmiştir. Evlerine misafir gelen bir üniversite öğrencisi onun normal bir çocuk olmadığını anlayarak ona bilimle ilgili bir çok kitap getirmiştir. Kısaca Albert Einstein  oldukça zeki bir insandı. Ortalamanın çok üstünde olan bir zeka ile hala adı zikredilen bir isim olmuştur. Albert Einstein Sözleri size bilimin ve akıl sınırının kenarında nasıl yürümeniz gerektiğini gösterir. Aynı zamanda Albert Einstein yazıları ile farkındalık sahibi olabilir ve hayatta değer verdiğiniz bir takım durumları farklı kefelere koyabilirsiniz. Albert Einstein anlamlı sözlerini sitemizde bulabilir ve aşağıda bulunan Albert Einstein fotoğraflı yazılara göz atarak sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek sağlayabilir, başkalarınında bu yazılardan istifade etmesine neden olabilirsiniz. Albert Einstein Facebook Kapak Fotoğrafları ile zaman tünelinde güzel sözler paylaşabilirsiniz.

3. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacağını biliyorum.

Artık yağ olmadan, et olmadan, balık olmadan yaşıyorum ve bu şekilde gayet iyi hissediyorum. Daima insanın bir etçil olarak doğmadığını düşünmüşümdür.

REKLAM ALANI

Özel bir yeteneğim yok fakat tutkulu derecede meraklıyım.

Delilik: aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir.

A’yı hayatta başarı olarak tanımlayalım, o zaman A = X + Y + Z’ dir; X çalışmaktır, Y oyundur Z ise çenesini tutmayı bilmektir.

Ben her zaman vicdan azabı ile hayvan eti yedim.

Kader, otoriteyi aşağıladığım için, beni bir otorite yaparak cezalandırdı.”

Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere.

Açlıktan karnı guruldayandan dürüst politikacı olmaz.

Ben gelecek için hiçbir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor

Birleşik Devletler’de beyaz insanlarla siyahi insanlar arasında bir ayrımcılık söz konusu. Ama bu ayrımcılık siyahi insanların değil, beyazların yarattığı bir hastalık. Bu konuda sessiz kalamam.

Aptallık ve dahilik arasındaki fark; dahiliğin sınırları olmasıdır.

Akıllı ve iyi niyetli insanlara özgü bir ada olması için neler vermezdim; öyle bir yer olsa ben bile vatansever kesilirdim.

Bizi ilgilendiren konu yalnız barışı kurmanın ve korumanın teknik çareleri değil, aynı zamanda kafaları eğitmenin, aydınlatmanın yoludur

Aynı anda hem savaşı engelleyip, hem de savaş hazırlığı içinde olamazsınız. Savaşı engellemek daha fazla inanç, cesaret ve azim gerektirir.”

Güzel bir kızla flört ederken bir saat bir saniye gibi gelir.Kızgın bir közün üzerinde otururken bir saniye bir saat gibi gelir. Izafiyet budur.

Ancak başkaları için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer bir hayattır.

Biz ikna olmuş fizikçiler için geçmiş, günümüz ve gelecek arasındaki fark yalnızca ısrarlı bir yanılsamadan ibarettir.

Kendimi sadece bir insan olarak görüyorum. Irkçılık, çocukluk hastalığıdır. İnsanlığın kızamığıdır.

Dağınık masa, dağınık kafaya işaretse, boş masa neye işaret ?

Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır.

Defalarca söylediğim gibi bana göre kişileşmiş bir Tanrı çocukça bir şey. Beni bir agnostik olarak adlandırabilirsin… Ben, kendi var oluşumuzu ve doğayı kavrayarak anlamayabilmemiz hususundaki zayıflığımızla uyumlu tevazulu bir tutum almayı tercih ediyorum

Bence insanların kişilikleri her zaman eksik değerlendirilmiştir. Eminim, doğa bizlere farklı yetenekler bahşetti. Çok büyük yeteneklere sahip olup da, sessiz sakin, gözden uzak yaşayan insanlar olduğuna da eminim. Bu insanları es geçip, aralarından birkaçını yüceltip onlara üstün insan muamelesi göstermek bana hiç adil gelmiyor. Benim yazgım da böyle aslında. Çalışmalarımın ve başarılarımın popüleritesiyle, gerçek olan arasındaki tezat oldukça gülünç..

Aynı anda hem savaşa hazırlanıp, hem de savaşı önleyemezsiniz.

İnsan genelde düşmanı olmadıkça başkasına akıl vermekten kaçınır.

Naziler ve iki karım bana bir şey yapamadığına göre, hiç de fena sayılmam.

Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.

Azim paha biçilmezdir: “Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.”

İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. Evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor. Yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. Tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük.

“Ne ben okula göreydim ne de okul bana göre. Sıkıyordu beni. Öğretmenler komutan gibi davranıyorlardı. Ben öğrenmek istediğimi öğrenmek istiyordum, onlarsa öğrenmemi istedikleri şeyleri öğretiyorlardı. En nefret ettiğim şeyler rekabetçi ortam ve özellikle spordu. Onlara göre, işe yaramazın tekiydim ve birçok kez okulu bırakmamı söylediler. Münih’te bir Katolik Okulu’ydu. Bilgiye olan açlığımın öğretmenler tarafından baltalandığını hissettim. Onların tek ölçütü sınav notlarıydı. Bir öğretmen, böyle bir sistemde öğrencilerini nasıl anlayabilir ki?”

Hayat bisiklet sürmek gibidir.Dengenizi korumak için, devam etmelisiniz.

Bana güvenilen bir sırrı kutsal bir emanet gibi saklarım, ama sırları elimden geldiği kadar bilmemeye çalışırım.

Kuantum mekaniği konusunda çok çalışmak gerekir. Ama, içimden bir ses bana bunun her şeyin çözümü olmadığını söylüyor. Bu teoriyle birçok şey açıklanıyor; ama hala O’nun sırrını çözebilmiş değiliz. Ben yine de, O’nun zar atıp kumar oynadığını, hiç mi hiç zannetmiyorum

Fizikçi olmasaydım, muhtemelen müzisyen olurdum. Müzik dinlerken sıkça düşünürüm, hayallerimi müzik eşliğinde kurarım. Hayatımı müzik üzerine kurabilirdim. Müzik alanında önemli ve yaratıcı şeyler ortaya çıkarır mıydım bilmem ama kemanımla çok mutlu bir hayat geçireceğim kesindi.”

Yaratıcılık, kaynaklarınızı iyi saklayabilmektir.

Başarılı bir adam olmak için çalışmayın aksine önemli bir adam olmak için çalışın.

Sadece barışçı değil, militan bir barışçıyım. Barış için savaşmaya hazırım.

Hayatımızın ve genel olarak, bütün canlı varlıkların hayatının anlamı nedir? Bu soruya karşılık vermesini bilmek dindar olmayı gerektirir. Diyeceksin ki, böyle bir soruyu sormanın bir anlamı var mı? Ben de şunu söyleyeceğim sana: Kendi hayatına ve başkalarınınkine anlamsız gözüyle bakan bir insan, yalnız mutsuz olmakla kalmaz, yaşamayı bile kolay kolay beceremez.

Bileydim çilingir olurdum ! (Hiroshima’ya atılan atom bombasından sonra söylediği söz)

Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır, diğerleri kendilerini daha basit konulara adarlar, örneğin görelilik kuramına…

Tanrı, evrenle zar atmaz.

Övgünün aldatıcı ve yıkıcı etkisinden kaçmanın tek yolu, çalışmaya devam etmektir.”

Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum, ama dördüncü dünya savaşında insanlar taş ve sopalar kullanacaklar.

Ben atomu insanlığın yararı için keşfettim. Ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar.

Vejetaryenliğin yayılması kadar insanlığın sağlığına ve dünyada hayatta kalmalarına fayda sağlayacak başka bir şey yoktur.

Belli bir yaştan sonra kitap okumak, zihni onun yaratıcı özelliklerinden saptırır. Çok kitap okuyup da, beyninin çok azını kullanan herhangi biri, düşünmenin tembel alışkanlıklarını edinir. Tıpkı vaktinin çoğunu tiyatroda geçirip, kendi hayatını yaşamaktansa, başkalarının hayatını yaşamaya özenen birisi gibi..

Bu dünyadan aldığının karşılığını yerine koymak her insanın zorunluluğudur.

Ben gelecek için hiç bir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor.

Eğer bakımlı olmak konusunda kendi başımın çaresine baksaydım, kendim olamazdım herhalde.

Tesadüf, Tanrı’nın gizli kalma şeklidir.

Bilgisayarlar hızlıdır ama çok aptal insan çok akıllı ama yavaştır.

Altı yaşındaki çocuğa açıklayamıyorsan, sen de anlamamışsındır.

Ben her zaman tek başına olmayı tercih ettim. Kendimi hiçbir zaman ülkeme, evime, arkadaşlarıma ve hatta aileme bile tam olarak ait hissetmedim. Tüm bu ilişkilerden ısrarla uzak durma isteğim hiç azalmadı ve yalnızlığa olan ihtiyacım her geçen sene daha da arttı. Böyle yaşayan bir insan, elbette sosyal hayat enerjisinden ve kaygısızlıktan yana bir şeyler kaybetmiştir. Öte yandan kendini, diğerlerinin görüşlerinden, âdetlerinden ve hükümlerinden bağımsız kılarak, kendi duruşunu bu güvenilmez temeller üzerine kurmamıştır.

Aşk, görevden daha iyi bir öğretmendir.

Oyunun kurallarını öğrenin ve daha iyi oynayın: “İlk önce oyunun kurallarını öğrenmelisiniz, sonra da herkesten iyi oynamayı.”

Anı yaşayın: “Ben geleceği düşünmem – yeterince çabuk geliveriyor zaten.”

Bir insanın zekası cevaplarından değil; sorduğu sorulardan anlaşılır.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ