Seyahat Sözleri
Hayatı deli dolu yaşamak isteriz. Bunun içinde deli dolu şeyler yapmaya ihtiyaç duyarız. Birden bavulu alıp dışarı çıkıp gezme isteği mutlaka olmuştur. Ya da kendinizi bir yere giderken hayal ettiğiniz oluyordur. Bu yüzden Seyehat her insanın hayatında bir kez olsun yapmak istediği bir durum ya da hayaldir. Yeni yerler keşfetmenin heyecanı paha biçilemeyecek kadar değerli ve anlamlıdır. Kısaca canınız istediğinizde kapıyı çekip çıkın ve gidin. Hayatınızdaki pişmanlıkların artmaması kalbinizin yaşama sevincine bağlı kalması için hayallerinizin ve hedeflerinizin peşinden koşun. Kısaca seyahat etmeniz gerekiyorsa gidin ve edin. Hayatınızı deli dolu yasamayı öğrenerek mutlu olun. Çünkü kimse size hayallerinizi vermez sizin adım atmanız gerekir.
Yaşamanın yolu keşiften geçer. Dünya size kapılarını sonuna kadar açmışsa gidip görmek boynunuzun borcu olur.
Gezmek yaşamaktır.
Hayatımızı güzel kılan muazzam nitelikteki doğa harikalarıdır. Her insanın içinde öleceği bir mavilik vardır. Bu yüzden seyahat ufku genişleten güzel bir durumdur.
Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin.
İnsanlar yaşamın farkına varabilmek için güzelliklere odaklanmalı.
Seyahatler çekiyor içim.
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.
Bir garip seyyahım ama kendime göçerim.
Bir yolculuğun en iyi ölçüsü kat ettiğin kilometreler değil, yolculuk sırasında edindiğin arkadaşlardır.
Seyahat etmek evrim geçirmektir.
Biz gezginler, en tenha yolu seçeriz. Günü bitirdiğimiz yerde, diğer bir güne başlamayız
Hayat ya cesur bir mecaradır ya da hiçbir şey!
Bir kürenin üzerinde yapılan bütün yolculuklar, aslında yalnızca başlangıç noktasına yaklaşmaya yarar.
Sadece gezen yeni yollar keşfeder.
Bir memlekete, oranın dilini biraz öğrenmeden giden, seyahat etmiş olmaz; okula gitmiş olur.
Okuyabildiğin kadar oku, gezebildiğin kadar gez.
Bir yere gitmiş olmak için değil, sadece ‘gitmek’ için yolculuk ederim. Yolculuk uğruna yolculuk ederim.
Seyahat insanın dünyasını genişletir.
Alıp başımı gitmek… Atsız arabasız Alıp başımı düşlerin çıkmazından Karışmak taşa toprağa. Yolculuk…
Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.
Gezmek insanı alçakgönüllü yapar. Dünyada aslında ne kadar da küçük bir yer kapladığımızı görmüş oluruz.
Yolculuk bizi kendimize geri getirir.
Yürüme insanda bir basitlik ve rahatlık duygusu canlandırır, acele etmeden zamanın tadını çıkarma keyfi verir.
Yolculuğa çıkmak her bedele ve fedakârlığa değer.
Her gün bir yerden bir yere göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Hayat varılacak yer değil, yolculuktur…
Hızlı ve hafif bir şekilde seyahat etmek istiyorsan, bütün düşmanlıklarını, kıskançlıklarını, bencillik ve korkularını geride bırakıp yola hafif bir şekilde çıkmalısın.
Gözlem yapmayan bir gezgin kanatsız bir kuş gibidir.
Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir ama tren hep ileri gider. Hayat bir trendir, tren istasyonu değil…
Seyahat etmek sana tolere etmeyi öğretir.
Her seyahat, kesintisiz ve çeşitli zor işlerden bizi kurtardığı için değil; fakat sorumluluklarımızdan ayırdığı için bir dinlenmedir.
Mutluluk bir varış noktası değil, yolculuğun kendisidir.
Seyahat etme mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla mutlu bir şekilde yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu!
Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez.
Seyahatte cam kenarı sanki yalnızların yeridir. Çünkü aslında orası, başını koyacak omuz bulamayanlar içindir.
Mutluluk gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil.
Ey yolcu aklını başına al, seferin nereye? Hangi diyara gitmek istiyorsun? Nereye gidersen git, sen bizim gönlümüzdesin.
Çok yaşayan çok bilmez, çok gezen çok bilir.
Tek gerçek yolculuk aynı gözlerle, yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil; aynı ülkeyi, yüz değişik gözle görebilmektir…
Nereye gittiğini bilmiyorsan, her yol seni oraya götürür.
Dünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bir defa buna şahit olmak için seyahat etmeye değer.
Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir.
Seyahat etmek, hayal gücümüzü gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olduğunu düşünmek yerine onları görmemizi sağlar.
Güzel bir tatil, anca işinizi özlemeye başladığınız da biter.
“Yeni bir dil konuşmak, yeni bir dünyanın ve kültürün kapılarını açmaktır.” –
En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar.
“Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.”
Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
“Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin.
Çok yaşayan çok görür, çok gezen daha çok görür.
“Dünyayı dolaşın. Görebileceğiniz bütün rüyaların en muhteşemi!”
Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
“Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.”
Yolculuk ederken, gözlerini yanına almayı unutma.
“Hayat ya cesur bir mecaradır ya da hiçbir şey!”
Yolculuk etmeyi seviyorum ama varmaktan nefret ederim.
“Bir yolculuğun en iyi ölçüsü katettiğin kilometreler değil, yolculuk sırasında edindiğin arkadaşlardır.”
Yolculuğun kendisi bizi mutlu eder; varış yeri değil.
“Yolculuk – önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.”
Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.
“Dünyadaki yüzbin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bir defa buna şahit olmak için seyahat etmeye değer.”
Her şey kötüye gittiğinde kendine bir tatil ısmarla.
“Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.”
Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder.
“Uzaklara gittikten sonra tamamen değişmiş biri olarak dönmek gerçek bir mucize.” –
En güzel seyahat, akıl ve kalple yapılan seyahattir…
“Seyahat etmek evrim geçirmektir.”
Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir.
“Seyahat etme mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla mutlu bir şekilde yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu!”
İyi bir gezginin sabit planı ve varmaya niyeti yoktur.
“Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder.”
Kişi bir yere gitmek için değil yeni şeyler görmek için yola çıkar.
“Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.”
Macera tehlikeli sanıyorsan, rutini dene; öldürücüdür…
İngiltere’nin güneybatısından geliyorum ve bu leziz çöreklerin ülkesini, İsviçre’nin Zürih kenti ile değiştirdim. En sevdiğim şey yeni yerler keşfetmek; ve kötü yön duygum sayesinde bu tutkum genellikle büyük bir maceraya dönüşüyor. Şu sıralar metin yazarı olarak çalışıyorum ve genelde beni İsviçre çikolatası yerken veya futbol hakkında konuşurken görebilirsin.
Ay’ı hedefleyin. Iskalasanız bile yıldızların arasına iniş yaparsınız…
CIA, Soğuk Savaş sırasında, kendi çizgisini yaymak için yüzlerce kitap yayımladı. Özellikle, iltica etmiş bir KGB ajanının anıları olduğu öne sürülen, gerçekte CIA yazıcıları tarafından hayali olarak yazılan Penikovsky Notları ile övünüyordu. Daha acınacak durumda olanı, Claire Sterling’in, şimdi gözden düşmüş olan 1981’deki Papa suikastının arkasında Rusların bulunduğu tezini geliştirdiği Ahtapot adlı kitabıydı. Hatta, ünlü Fodor’un Seyahat Kılavuzu bile CIA için yazılmıştı.
Senede bir defa daha önce hiç görmediğin bir yere git.
”Bir yere gitmeden önceki beklentileririmiz ve o yerden döndükten sonraki anılarımız müthiş bir saflık taşır: Bir yer, en saf haliyle, beklentilerde ve anılarda var olur.”
Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.
Bir zaman gelecek, ışık hızıyla seyahat mümkün olacak ama insanların gidecek hiçbir yeri olmayacak.
Gezmek ve yer değiştirmek akla yeni bir dinçlik getirir.
Bir zaman gelecek, ışık hızıyla seyahat mümkün olacak ama insanların gidecek hiçbir yeri olmayacak..
Seyahat, gençlerde eğitimin, yaşlılarda da görgünün bir parçasıdır.
Sokrates’e birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi, demişler. O da: Çok doğal, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş.
Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.
Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor.
Gezmek bir zamanlar insan ve evren arasında var olan uyumu tekrar kurar.
“Şiddet dolu tavırlar sergileyen birinin öfkesi güçlenir; korku belirtilerini kontrol edemeyen kişinin korkusu büyür.”
Bilmediğin bir yola gitmek bilmediğin bir yönünü keşfetmektir.
Sokrates’e birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi, demişler. O da: Gayet tabii, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş.
Seyahat etme; düşüncelerimizi değiştirmek, ön yargılarımızdan kurtulmaktır.
Seyahat ettiğime çok memnunum. Seyahat insanın zihnini geliştiriyor, bütün ön yargılardan kurtarıyor.
Dünyayı dolaşın. Görebileceğiniz bütün rüyaların en muhteşemi!
Mesele okuduklarımızın bizi bir yere götürmemesinde. Hulasa , çoğumuz seyahat eder, benliğimizden kaçar gibi okuyoruz. Mesele burada . Halbuki kendimize mahsus Yeni bir hayat şekli yaratmak devrimdeyiz.
Yol üstündeki çukurlara endişelenmek yerine seyahatin tadını çıkarmaya bak.
Seyahat eden, büyük kentlere gidip gelen bu insanlara özlemle bakıyorum.”Bir gün uzak dünyaları ben de tanıyacağım,” diye geçiyor içimden.
Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.
“Duygularım, onları gösterebildiğim zaman daha gerçek.” dedi. “Hayat boyu yüzümde bir maskeyle dolaşmak istemiyorum.”
Başarı bir seyahattir. Mutluluk gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil.
” Bence kitap okumak, aşık olmaktan veya seyahat etmekten aşağı kalan bir deneyim değildir.”
Turistler nereye gittiklerini, gezginler nereye gideceklerini bilemezler.
Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor.
Yolculuk; önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikâye anlatıcısına dönüştürür.
Aslına bakılırsa bir otomobil alabilecek durumda olduğu halde, seyahat etmeyi ya da iyi bir kitaplığa sahip olmayı tercih eden birisi, farklılığı nedeniyle daha çok saygı görür…
Yaşamdan kaçmak için değil, yaşam bizden gitmesin diye seyahat ederiz.
Gözün en mutlu olduğu zaman, kapalı olduğu anlardır.
Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreğine giden bir bilet; CAN kenarı olsun.
“Boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et. Doğayı düzeltmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren…”
Ömrünü seyahatle geçirenler birçok otelci bulur; ama dostluk kuramaz.
“İyi ama büyük adam olmanın ölçüsü ne? Çok iş yapmak mı? Çok para kazanmak mı? Çok seyahat etmek mi? Ne zaman karar verdin büyük balık olduğuna?” Baba durur, düşünür. “Bir baba, oğlu tarafından ne kadar çok seviliyorsa, o kadar büyük bir balıktır deryada.”
Hayatın, üstüne üstüne geldiğini düşünüyorsan; ‘yolculuk vakti’ gelmiş demektir…
Benim hayatım da aşağıya inen bir merdivendi. Bodrumu çoktan geçmiştim, arzın merkezine seyahat ediyordum.
Başka ülkeleri ne kadar çok görürsem, kendi ülkemi o kadar çok severim.
Kendi içimize, ruhumuzun bilinmedik yörelerine seyahat etmemiz gerekir.
Seyahat edildiği zamanlarda yıldızlar konuşur, söyledikleri şeyler ekseriya hüzünlüdür.
Sokrates’e birisi için seyahat inu hiç değiştirmedi, demişler. O da : Gayet tabii, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş.
Gittiğin yerlerden sadece yeni hatıralar al ve sadece ayak izlerini bırak.
Seyahat eden, büyük kentlere gidip gelen bu insanlara özlemle bakıyorum. “Bir gün uzak dünyaları ben de tanıyacağım,” diye geçiyor içimden.
Uzaklara gittikten sonra tamamen değişmiş biri olarak dönmek gerçek bir mucize.
Talat’ın devlet adamı olarak memleket dışına yaptığı son seyahat bu Berlin yolculuğu oldu.
Yeni bir dil konuşmak, yeni bir dünyanın ve kültürün kapılarını açmaktır.
“Gözleri olanlara dünyada görülecek hiçbir şey olmadığını söylemek zordur. Ne var ki gerçek bu, inanın bana. …. Yollar ve ülkeler, önceden bilmediğimiz hiçbir şey öğretmez bize; gecenin dinginliginde kendi içimizde dinleyebileceklerimizden başka hiçbir şey.”
Mesele son durağının neresi olduğu değil, nasıl anıların ve yaşanmışlıkların olduğudur!
Sokrates’e birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi, demişler. O da: Gayet tabii, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş.
Gezgin önüne ne çıkarsa onu görür, ama turist neyi görmek istiyorsa onu.
Eskiden yıldızları okumasını bilen, dünyanın biçiminden ve insanın gizlerinden haberdar bilgeler var olmamış mıydı? Bu durumda kitaplardan, onlar hakkında bilgi edinmesi gerekli olur insanın; ama artık kitaplar yoktur. Seyahat edip yabancı ülkeler görmek gereklidir; ama artık yollar yoktur. Her şey bitmiştir. Belki de her şey bir düşten ibarettir.
Güzelliği bulmak için tüm dünyayı dolaşsak da; onu içimizde taşımıyorsak asla bulamayız.
“Mutluluğun bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor.”
Dünyanın diğer yarısında ay ışığını gördükten sonra ben eski ben değilim.
Manâ iklimlerindeki bu tefekküri seyahat, ruhuna İlahî neş’eler katmış, vücuda tatlı bir rehavetle bir tüy hafifliğine bürünmüştü.
Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.
Seyahat eden, büyük kentlere gidip gelen bu insanlara özlemle bakıyorum. “Bir gün uzak dünyaları bende tanıyacağım”, diye geçiyor içimden.