Sevgiliye Atılacak Uzun Sözler

Sevgiliye Atılacak Uzun Sözler

Merhaba bir çoğumuz için bazen kısa sözler yeterli değildir. Özel olduğunu hissettiğiniz insanların her zaman sizden beklentileri yüksek olacaktır. Çünkü insanların kendi ifade edebilmesi için sözleri çok iyi kullanması gerekir. Bu yüzden sevgiliye atılacak uzun mesajlar ciddi bir önem içermektedir. Özellikle bayan arkadaşların en çok şikayet ettiği konulardan biridir. ” Sevgilim bana kısacık cevaplar veriyor.” ” Benim önemsemiyor, sadece seviyorum” diyor. Bunun gibi bir çok sitem bayanların arasında mutlaka geçer. Çünkü kısa sözler kadınlar için yetersizdir. Sevildiğini duymak isterler ve bunun için kelimelerle aranızın çok iyi olması gerekmektedir. Bir çok kadın romantik mesajlara gönlünü kaptırır. Bu yüzden seçtiğiniz her yazı bu durumda önemli olacaktır. Bir diğer mevzu ise sevdiğiniz insana özel hissettirecek mesajlar göndermeniz her gün onun kalbini yoklamanızı sağlar. Monoton durumları eleyerek sevdiğiniz için bu güzel uzun mesajları paylaşabilir ilişkinizdeki bağlar kuvvetlendirebilirsiniz.

Not: Yoruma sevdiğiniz kişi ile ilgili bilgileri ve anıları yazın. Sizin için özel hikayeye çevirelim. Sevdiğinize özel bu hikayeyi onunla paylaşın.

Sen bana aşkı en güzel şekilde anlatmaya çalıştın. Yaşamda iki şeyi sevdim ben seni sensin diye sevdim, ikincisi ise kalbimi sevdim seni sevdi diye. ve ben senle mutluydum, huzurluydum da. Sen bana çok güven Vermiştin be, harbiden ben sana inanmıştım. Hani hiç ayrılmayacaktık, hani sensiz yapamazdım diyordun bana, neyse ya ben anladım anlayacağım mı sen benden o gün ayrıldın ya bana çok pis koymuştu ben yıkıldım be ve ölmek istedim..

Dünyadaki en güzel gözlerin senin gözlerin olduğunu düşünüyorum. Zaman öylece akıp gitse bile gözlerin dinleneceğim en güzel durak. Dalgalar nasıl öylece kıyılara vurup gidiyorsa goözlerinde kalbime vuruyor. Çalar saat gibi hep kalbimi yokla. Burada benimle olduğunu hatırlatmaya devam et. Çünkü sen benim kalbimde sonsuzluğu gösteriyorsun.

Aşk; Dile kolaydır söylemesi fakat yaşaması can yakar “O” gözlerde kaybolursun hayaller kurarsın belki de o an ki mutluluğunu gözlerinden okursun gün gelir dersin ki ÇOK CANIM YANIYOR… Kalbinin derinliklerin de ki sızı seni uyutmuyordur.. Günlerce uykusuz kaldığını canının yandığı için hep ağladığını senden başkası bilemez… Doğru ya gözyaşları.. Gözyaşlarının her damlasında ki SEN bitiriyordur zaten.. Yaşarken ölmek nedir??? Yaşarken ölmek demek yaşıyorsun ama ONSUZ o kişi senin nefesindir artık. Her nefesin daraldığında ki gözlerin de ki korku ona bir şey mi oldu acaba korkusudur…

Belki çoğu zaman seni ihmal ederek gündelik işlere dalıyorum. Bu aralarda sana yazmıyor olmam seni sevmediğim anlamına gelmez. Bazı insanlar hayatının temel yapı taşı gibidir. Sende benim hayatımın temel yapı taşısın. Sana yazmasam bile hayatımın bir parçasın ve bana aitsin. Bu yüzden zaman dursa da geçse de şartlar ne olursa olsun sol tarafımda atan kalbim gibi yerin daimi.

Kelimelerim anlamsız gelmesin kimseye, içinde en büyük Sevda’m en büyük mutluluğum ve en büyük acım var. Kelimelerim anlamsız gelmesin kimseye, Sevgi’yi askı acıyı mısralarımla anlatabiliyorum, yazdıkça her kelimem acı veriyor bana, senin yanımda yokluğundan acılarımı mısralarıma anlatıyorum, Yazdıkça daha fazla dibe batıyorum, kayboluyorum her kelimede, sadece bakıyorum uzaktan ve sessizce, hayatım sen yokken ne kadar anlamsız olduğunu anlıyorum, günler geçtikçe acılarım beni kaybediyor, yok oluyorum ben seni sadece kelimelerimle seviyorum, sadece yazıyorum, sadece kelimelerim anlıyor beni, biliyorum bir gün onlar da beni terk edecekler senin yaptığın gibi, işte ben o zaman yok olurum.

Bu akşam en çok seni düşündüm. Geçen zamanın kalbimde uyandırdığı tatlı heyecanı sana şuan anlatmam mümkün değil. Fakat bilmelisin tüm bu tatlı zamanlar seninle geçirdiğim günlerden ibaret. Saat hep seni geçiyor, günler hep seni hatırlatıyor. Zaman ne şekilde akarsa aksın sen hep bende duruyorsun. Akrep, yelkovan seni sevebileyim diye dönüyor.

Seni çok sevdim. Herkesten, her şeyden, bütün insanlardan, senden, kendimden… Gözümü kırpmadan her şeyi önüne koyabilirdim. Herkesi silebilirdim, kendimden geçebilirdim. Sen dönmesen de olur. Yokluğun iyi geldi bana. Kendime nazaran alışkanlıklarım var artık. Şimdi gelip de düzenimi bozmaya da hakkin yok aslına bakarsanız. Sen yokken ağlamayı öğrendim, olur olmaz her şeye ağlamıyorum mesela. Bir tek acılarıma ağlıyorum, benden gittiğin gün aklıma erişince, yaşadıklarımız, yaşattıkların, iyi kotu her şey iste. Sen yokken gülmeyi öğrendim, sadece belirli yerlerde tebessümlerimle karşılaşabiliyorlar. Kahkaha dahi atamıyorum, birisi bir şaka yapınca dudaklarımla gülümsüyorum onlara. Çünkü beraber gülmedikten sonrasında gülünç gelmiyor hiçbiri. Yokken, yaşamsal öğrendim. Çabalamayı, ayakta durmayı, beni yıkacak bir haber gelse bile başımı her zaman dik tutmayı öğrendim. Çünkü ben en büyük acıyı, senin gidişinle yaşadım. Gidisinden sonrasında kendimi zor toparladım fakat her zaman dik durdum. Bizim için. Bizler kaldık mı yahut biz olabilmek için geç mi bilmiyorum ama, seni elimde olmadan çok özlüyorum. Ben bunları hak etmedim ilkim. Bu kadar acıyı, bu gözyaşlarınız, bu gidisi, bu bitişi hak etmedim. Başka erkeklerin kollarına emanet edilmeyi, başka erkekleri sevmek zorunda kalmayı hak etmedim. Ben başka erkekleri hak etmedim. Ben bitek bizi hak ettim. Ne kadar uğraşsam da bir araya getiremediğim bizi. Şimdi sen söyle ilkim. Sen beni hak etmiş miydin? Sen benimle, biz olmayı hak etmiş miydin?

Biliyor musun bizim için zamanın hep bir mucize olduğunu düşündüm. Öylece insanlar, otobüsler ve saatler akıp giderken sen benim için hep durdun. Sanki sensizlikten öteye gidemeyen bir şey var. Herkes öylece geçip giderken ben daha çok seni seviyorum ve daha çok hatırlıyorum. Bugünümüz, yarınımız hatta her anımız hiç eksilmeden devam etsin. Başka türlü nasıl yaşarım bilmiyorum. Fakat şartlar ne olursa olsun beraber yaşlanalım.

Beni gözümün içine bakmış olduğunda kendini kaybedecek kadar çok sevsen. Nefes almak gibi olsam senin için. Öyle sevsek ki, ‘seni seviyorum’ cümlesi anlamını kaybetse. Gülen gözlerin, gözlerimin tam içindeyken çeneni ısırarak anlatsam seni sevmiş olduğumu.  Bi evimiz olsa seninle.  O eve girmek için saatleri saysam. Hep o anın enerjisiyle geçirsem günü. Makarna yapsak beraber. O mutfak makarna değil, huzur koksa fakat. Beraber film izlesek seninle. Filmdeki Londra’da tanışıp Paris’te evlenen o çifte baksak ,sonrasında birbirimize baksak. ‘En güzel aşk filmi biziz!’ desek aynı anda. Dudakların bir kez daha benim olsa,. İspatlarcasına bu aitliği. Yanımızdaki sehpaya uzatsam kolumu, ekoseli battaniyemizi alsam. Adım atmaya üşeniyorum desem fısıltıyla. ‘Burada uyusak?’ Aynı ses tonuyla yanıt versen. ‘Sarılacaksak, fark etmez.’ Orada o koltukta uyuyakalsak birbirimizin nefesiyle. Güzel olmaz mıydı? Bence olurdu.

Gözlerin bir yağmur miktarı kadar güzel. Gözlerin dünyanın en güzel manzarasında içilebilecek bir çay tadında. Sahi gözlerin diyorum niye bu kadar güzeller. Baktığımda dinlenebileceğim bir yer var mı diye bakıyorum. Fakat bir türlü bulamıyorum. Senin bu gözlerin beni başka başka yerlere götürüyor. Yağmur gibi, bahar gibi gözlerin enfes bir tutkuyu anlatır gibi. Bu yüzden ben en çok senin gözlerini seviyorum. Dünyanın en harika şeyiyse sana ve duru dinginliğine aşık olmak. Gözlerin hep benim dinlenebileceğim bir yer olsun.

Yalnız birkaç dakikalık notalar topluluğuydu, beni zamanda yolculuğa çıkaran. Ufak bir merhabanın başlattığı serüvende, yolun sonunun nereye gideceğini bilmediğimiz fakat daha iyi günleri umut ettiğimiz zamanlardı. Bir gece vaktiydi. Pencereden, sonbaharda yolunu kaybetmiş soğuk bir rüzgar geliyor. Yazın bunaltıcı sıcağından yanan bedenlerimize cennetten bir armağan gibiydi. Böyle demiştin seni oysa senin gülüşündü bana nazaran cennetten gelen armağan. Çok tuhaf diye düşünmeye başlamıştım sen bilgisayarda şarkı ararken. İnsanların aşk dediği şey değildi sana karşı hissettiğim. Evet, aşık olduğum anlar vardı sana ama o an hissettiğim aşktan daha değişiydi. Fazlaydı. Yanında olmanın verdiği o kendinden eminlik, doğru yerdeyim ben dedirten his… tanım edemiyorum. Ama anlatsam sana, anlardın beni. Şarkıyı açtın. Bir masa lambasının loş ışığı aydınlatıyordu odayı sadece. Pencerenin yanına oturmuş seni izliyordum. Saçlarını başının üzerinde topladın. Birkaç tel isyan edercesine düşüyordu omuzlarına ve sen umursamıyor gibiydin onları. Gitmek istiyorlarsa giderler… Dans etmeye başladın yavaşça. Üzerinde bolca bir tişört, altında ise bir şort. Bu halinle bile muhteşem görünüyordun. Kalkıp yanına geldim yavaşça ve sarıldım. Saçlarının kokusu, bir defa daha doğru yerde olduğumu hissettirdi bana. Notalara teslim etmiştik kendimizi. Şarkı bitti. Başını kaldırdın ve “Seni seviyorum” dedin.

Kalbimin bir köşesinde güzel öyküler sakladım. Sana söyleyeceğim çok şey birikti. Geceleri hıçkırarak ağladım tüm zamanları benden çıkarsan hiçbir şey kalmaz. Tüm gözyaşlarıma rağmen hala seni seviyor olmak beni incitiyor. Fakat dünyadaki en korkunç bağımlılık birisine derinlemesine aşık olmaktır. Her gece daha çok seviyorum seni. Her gece daha çok özlüyor her gece daha çok yanımda kalmanı istiyorum. Şimdi ayrılık senle beni iki yabancı yapmış olabilir. Şimdi ayrılık bizim için en zor şey olabilir. Fakat kalbim her daim seni sonsuzluk geçecek. Bu yüzden her gece güzel yüzünü yastığa koyduğunda beni hatırla.

O gelmeden kaldırmayın cenazemi.
Bırakın soğusun cesedim.
Ben canımdan çok sevdim..!!
Kim bilir: Belki o da sevmiştir!!
Bırakın örtmeyin, Yüzümü…
Son kez gelsin görsün beni!
Sakın üzülmesin soğuk ellerimi avuçlarına Alsın!!
Susturmayın ağlasın!!
Onun gözyaşları damlasın üzerime!!
Kendi elleriyle koysun beni Mezara…
ve son kere fısıldasın, Kulağıma.!!
Seni seviyorum!! Birtanem.. ne olur kalk diye..

İnsanın daha dün bir bütün olduğunu hissettiği birini kaybetmesi ne kadar zormuş. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Fakat tıkandım, itiraf edeceğim hiçbir şey kalmadı. Her söz kalbimi burkacak kadar ağır kalıyor. Gidip görmediğimiz o kadar çok şey var ki… Beraber yaşlanalım istediğim tüm o zaman şimdi hiçliğe bıraktı kendini. Nasılda güzeldi beraberken bir şeyleri değerli görmek. Nasılda güzeldi sana sahip olduğumu bilmek. Şimdi tüm bu zamanları geriye sardığımda sadece kalbimin sızladığını hissediyorum. Seni bu kadar derinlemesine severken ne hakla beni böyle bıraktın. Verilen tüm o sözler  tutulmuyorsa ne diye devam ettik. Yıllar beni kovalarken senden eksilen hiçbir şeyin olmadığını görmek canımı sıkıyor. Daha çok canımı sıkan bir şey var. Tüm bunlara rağmen incinmiş kalbim hala sadakatle sana bağlı. Ah bu kalbim bir Osmanlı tokadını hakkediyor.

Seni sensiz yaşayamıyorum be güzel gözlüm her şeyden vazgeçtim de senden vazgeçemedim. Seni unutamadım her aklıma geldiğinde gözlerimde yaşlar aktı, hiç durmadan başımı yastığa koyduğumda hep sen aklıma geliyorsun. Senin hayalinle uyuyorum, sabah gözlerimi açtığımda bir bakıyorum rüya bir daha ölüyorum, daha gözümdeki yaşlar kurumadan gözlerim geri doluyor, sen benim yaşama sebebim olmuşsun. Bir şarki dinlerken sen aklıma geliyorsun san ki nereye baksam sensin mutluluk desen bir zere yok, sen gittiğinden beri gülemiyorum, hep içimde bir acı, hep bir kırıklık, umutsuz hayalsiz sanki yaşam bitmiş dipsiz bir kuyuda çaresiz seni bekleyip beni kurtarmanı bekliyorum o mutsuz dipsiz kuyudan çıkarmanı. Telefonuma gelen bir mesajla umutla bakıyorum omu attı diye bir bakıyorum sen değilsin, sanki dünyam başıma yıkılıyor. Neden diyor ben onu bu kadar çok severken, ben onun kalbinin bir köşesinde yokum diye o kadar halbuki ben onun gülüşüyle mutlu oluyorum, onun sesini duyduğumda bile kalbim sıkışıyor, onun adı geçtiğinde bile kalbim bir başka atıyor sanki, hayatım nefesim umudum dünyam hayalim gözlerim kalbim olmuş o olmadığında sanki ben yokum, ne nefes alabiliyorum ne bir umutla hayata bakabiliyorum, ne de yaşayabiliyorum. Bazen ölmek geçiyor aklımdan, göçüp gideyim şu hayattan. Sonra düşünüyorum kalbimde o var ben ona nasıl kıyacağım. Olsun o şunu bilsin, ben hala onu çok seviyorum, ölünceye kadar da seveceğim, sonsuza dek onu seveceğim ve hep onu tek yaşatacağım bu kalpte, bir umutla bekleyeceğim onu hiç bıkmadan nefes aldığım sürece tek onu onu çok seviyorum…

Sen dünyanın en güzel sesinden en güzel melodisini dinlemek kadar özel bir durumsun. Seni ifade edecek bir nota bulamıyorum. Sana yazılacak bir şiir, sana hitap edilecek bir kitap yok. Ruhumun ölesiye bu susamışlığı hep sana. Sırların en güzeli sensin. İnsanın kalbindeki tüm arayışlar senin için. Yapılan yolculuklar, gökyüzünde öylece duraklayan gözler… Yağmuru görünce hüzünlenmek, denizlerin dalgalarını gördükçe duyulan özlem. Hepsi sana, her şey seni anlatıyor. Bu kör gözler niyeyse seni görmeme konusunda ısrar ediyor. Sevgililerin en güzeli tüm özlemler sana ama biz farkında değiliz.

Biz beraber bir ömür geçirelim. Gözlerimizi 40 yıl hatır haline getirelim ve biz bizi çok sevelim. Aşkımızın adı umut güvenimizin adı gelecek olsun. Sen ben kelimelerimi çıkaralım sözlüklerden biz olalım.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ