Kırık Kalp Sözleri
Hayat bomba etkisine sahiptir. Küçük patlama, ufak bir serzeniş, minik bir acı kalbinizde büyük acılar uyandırmak için yeterlidir. Hayatınızın her alanında kalbinizin kırılacağı bir dönüm noktası vardır. Bazen sevdiğiniz birinin ayrılık acısı bu kırıklığı tetikleyebilir. Ailenizle yaşadığınız büyük acılar sonucunda kalbinizde derin sızılar duymuş olabilirsiniz. Hayatın bir noktasında kalbimizi ciddi şekilde kıracak bir çok durumla karşı karşıya kalırız. Kendimizi nasıl ifade edeceğimizi bilmediğimizden içimize attığımız tüm acıların bizi ezdiği gerçeğini değiştiremeyiz. Çünkü acı dönüşümlüdür ve bize zarar verir. İnsan dışarı atamadığı her acıyı sırtında yük olarak taşır. Var olmanın verdiği sancı bunun alakalıdır. Fakat ne kadar kırılırsak kırılalım yeniden ayağa kalkıp güçleneceğiz. Daha çok seveceğiz daha çok üzüleceğiz ama her seferinde daha sağlam ayakta kalacağız.
Kalp kırığı iyileşmez. Hep sızlar.
Bazı ölüler kalbi atan bedenlere gömülüdür.
Hayat bizi kırmayı deneyebilir. Ancak bunu kabullenip kırık kalmak zorunda değiliz.
İnsan odun değil ki; kırıldığı zaman ses çıkarsın. Mevlana
-‘Bir içki daha iç bebeğim”
-‘olur”
-‘seni cennetin de ötesine götürürüm bebeğim’
-‘Öteki kadınlarına ne oldu?”
-‘arkamda 50 kırık kalp bıraktım”
-‘ Neden?
-‘ O kadar aptalca işlere meraklılar ki, imlanı düzeltmeye kalkışmak,
Omuzlarını nasıl dik tutman gerektiğini söylemek gibi.”
Nur içinde yat kalbim, ben katilini çok sevdim.
Güneşe kalp çizelim diyorsun. Çizelim, diyor Birgül. Kalbin yarısını sen çiziyorsun güneşe, öteki yarısını o. Sen onun tarafına “sen” yazıyorsun, o senin tarafına “ben”. Hani kırık ok, diyor Birgül. Sağlam olsun, diyorsun, sapasağlam.
Kızgınlık çok gürültülüdür, oysa kırgınlık ne kadar sessiz.
Kırık bir kalp, savaşta da barıştaki kadar can yakar.
Kırık kalp, zor kendine gelir. Goethe
Kalplerimizin bazen kırılması gerek. Kırık bir kalp iyiye işarettir. Bir şeyler için çabaladığımızı gösterir.
Hayal kurmanın sonu genellikle hayal kırıklığıyla bitiyor.
insanlar kırık kalpler yüzünden ölürdü.Kalp krizi geçirirlerdi.işler ters gittiğinde ve dağılıp yıkıldığında en çok incinen şey kalp olurdu.
Kalpte kemik yok ama en çok kırılan yer orası!
İlkin kırık bir ayak parmağıydı sorun, sonra kırık bir kaş, en sonunda da kırık bir kalp… Ancak bir yerde de söylediğim gibi insan kalbi çok dayanıklıdır, yok edilemez kırıldığını ancak belleğinde canlandırabilirsin… Asıl tokadı yiyen insanın ruhudur…
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur. Mevlana
Annem daha çocuk babam adettendir sayıldığı bir zaman
Alnımla alakalı siyah bir kadere gülümseyerek başlamışım
Kırılan kalbin keskin parçaları öldürür her insanı.
İşte bakın, ellerinizden düştüm buraya ben
Gözlerinizden, içinizden.
Hıçkıra hıçkıra ağlattın ya beni ölsem de unutmam seni.
Sizi de öldürmüşlerdir ey cemaat
Sizi de aynalara küstürüp eve dargın göndermişlerdir
Kardeş dedik. Yarı yolda bırak demedik.
Ellerini birbiri üstüne, sol göğsüne kapayarak sordu.
“Ellerimin altında ne var tahmin edebilir misin?”
“Evet, efendim. Kalp var.”
“Hayır, kırık bir kalp.”
Matematiğim o kadar kötü ki hayal kırıklarımı hiç toplayamadım.
Kızılderililere inanıyorum, biraz sonbahara, göç edemeyen kuşlara ve kırıkkumbaralara
Yüzüne ayet çarpmış bir çocuk kadar hayretkar, incinmelere doymuyoruz zaten, nasılsın ?
Ve bazen kırılıyor insan saç uçlarına kadar.
Şu aralar kırık bir kalp çok baskı yapıyor.
Ruh ikizi olmamız bir anlam ifade etmiyor bedenlerimiz ayrı oldukça.
…bilirsiniz, elektrik lambasının beklenmedik bir biçimde karardığı olur. Söndü, dersiniz. Ve bu sönen lamba sarsılırsa, tekrar parıldar ve bir süre daha yandığı olur. Lambanın içinde bir kaza olmuştur. Tungsten telleri kırılmıştır ve kırıkyerlerin temas etmesiyle lamba hayata döner. Kısa, yapay, açıkça sönmeye mahkûm bir yaşam — hummalı, aşırı gergin bir parıltı. Ardından karanlık basar, hayat geri gelmez ve karanlıkta sadece ölü, yanıp bitmiş teller sarsılır. Beni anlıyor musunuz? Ama kısa bir ışıltı muhteşem bir şey!
…sarsmak istiyorum…
…sönen çağın kalbini sarsmak istiyorum. kırık yerler temas etsin diye kalplambasını sarsmak…
…ve bir anlık muhteşem bir ışıltı yaratmak…
Artık gelme. Çünkü hayallerim bile sana kırgın!
Ya sevgi(li)sizler? Onları düşünen bir Allah kulu yok! Kalp şeklinde yastıklar, kırmızı güller, vitrinleri hıncahınç dolduran hediyelikler… Kalbi boş ya da kırıkgaribanları kahretmek için, bilinçli eylem yapıyorlar sanki.
İki kelime yetiyor seven kalbi kırmaya. Sonra roman yazsan ne fayda.
kırık bir kalp, kendine atar sadece.
Hayatı kendine mendil edersen senden gözyaşı ister.
Hayat bizi kırmayı deneyebilir. Ancak bunu kabullenip kırık kalmak zorunda değiliz.
Ne zaman bir hayal kursam ertesi gün kırıklarını topluyorum.
İnsanlar kırık kalpler yüzünden ölürdü. Kalp krizi geçirirlerdi. İşler ters gittiğinde ve dağılıp yıkıldığında en çok incinen şey kalp olurdu.
Sadece ben değil, hayallerim de sana kırgın.
“Rhett onu kırık bir kalp, zedelenmiş bir gurur ve kederli bir durumda bırakıp gitmişti.”
Kırıyorsam, kırılmışımdır! Kırılmışsam, kırdığım için özür dilemem.
Ben dünyanın beni dönüştürdüğü kişi olmayacağım. Başıma gelenleri kabullenip oturmayacağım. Ben kendi tercih ettiğim
kişi olacağım. Sen de öyle. Hayat bizi kırmayı deneyebilir.Ancak bunu kabullenip kırık kalmak zorunda değiliz. Ayrıca birbirimize yardım ediyorsak, bunu hayırsever olduğumuz
için yapmıyoruz. Bu insanlık. Bu dostluk.”
Kalp kırmak, Kâbe yıkmak gibidir. Hadisi Şerif
Kırık bir kalp mi?
Hadi canım … olmuş olamazdı , değil mi?
Bu aşk değildi biraz önce yaşadıklarımın etkisiydi
Kalbini kırıyor diye üzülme; belki de hak etmediği yerden çıkmaya çalışıyordur.
İnsanlar kırık kalpler yüzünden ölürdü. Kalp krizi geçirirlerdi. İşler ters gittiğinde ve dağılıp yıkıldığında en çok incinen şey kalp olurdu.
Kırdığın kalbin sahibine iyi bak, yolun bir gün muhakkak ona çıkacaktır.
Yanaklarından sakalına gözyaşlan sızıyor, her kelimesini yorgun, kırık kalbinden koparıp koparıp toprağa kor gibi: “Niçin çıkayım?” diyordu. “Niçin çıkayım?”
– Söyle toprağını bana, neden seni bırakıp gideyim? Sen benim toprağım değil misin? Benim atalarım burda doğdu, burda büyüdü, burda yaşadı, burda öldü toprağım! Sen kıraçtın toprağım, seni benim atalarım temizledi, ben temizledim. Ellerime bak, kuru çatlak ellerime! Ben senin taşını, çalını çırpını temizledim, seni cennet gibi güzel yaptım. Şikayet etmedim, şikayet mi? Seni temizlerken ne kadar yoruldumsa o kadar sevindim toprağım. Üzüm kütüklerini, tütünlerini kendi ellerimle diktim, çok kere Tanrı’ya su diye dua ederken seni gözyaşlarımla suladım, toprağım. Senin üzümlerin benim için cennet incileridir, tütünlerin altın parçalarıdır. Ben bu dünyada başka hiçbir şey istemiyorum, yalnız seni… seni, toprağım! Yüzyıllardır atalarım sana benim dilimle söyledi, sen benim dilimi dinledin. Sana senelerden beri derdimi döktüm. Ben sonumu burada bekleyeceğim. Seninle yaşamak, seninle ağlamak, seninle gülmek benim dünyada tek muradımdır. Atma beni toprağım! Bil ki bu kalp sensiz hiçtir, boştur, karanlıktır. Ben seninim, beni kabul et! Beni al ve kim gelirse gelsin, üstünde kim yürürse yürüsün, de ki: Ben Bekir’in toprağıyım, başka kimsenin değilim! Yalnız Bekir’in toprağıyım; çünkü Bekir kalbini, ruhunu, etini, kemiklerini, bütün varlığını bana verdi, gömdü…
Beni kırmaktan nefret ettiğini söyleyenler, parçalarken zevk mi aldı merak ediyorum.
Kalp, dünyanın en sessiz kırılan oyuncağıydı. Kırık da olsa atıyordu yine de… Ve bazı gerçekleri görmesine engel olmuyordu. Zaten kalbinle görebiliyorsan, görmezden gelemezdin hiçbir şeyi. Kendini kandırabilirdi en fazla insan…”Kendini kandıran beni neden kandırmasın?” diye düşünmüştü Bukre. Ama o kalbinin sesini dinlemişti. Hiç kimse kendi kalbini kandıramazdı, ama kalp aklı hep kandırırdı.
Şimdiki kalplerde öyle kırgınlıklar var ki japon yapıştırıcısı bile düzeltemez.
“Kalp krizinden oldu “dedi,Besir.
“Ama gercekte kirik kalp yuzunden”oldu.
Eğer bir gün gözlerimde gözlerini göremezsem işte o zaman bu seni seven kalbim kırılır.
“Pencereye o kadar yakın duruyorum ki nefesim soğuk camı buğulandırıyor. Edebi benzetmelerde kırık bir kalp genelde parçalanmış simgelerle tasvir edilir. Benim kalbim ise kırık parçalar halinde değil, donmuş gibi.”
Eğer bir insanın kalbini kırarsan, Hakka eylediğin secde değildir. Yunus Emre
“Kalbim var abla, onu toparlayamıyorum, hala virane, hala kırık dökük! Bunu yapabilir misin?”
Cam ile kalp arasındaki fark cam kırılırsa yenisi alınır ama kalp kırılırsa alınmaz.
Kalp, dünyanın en sessiz kırılan oyuncağıydı. Kırık da olsa atıyordu yine de…
Sen benim kalbimi kırdıysan, dünyayı feth etsen bile umurumda değil.
Sevdiğini söylemeyi erteleme, özür dilemeyi de. Yarın seni duyabilecek sevdiğin, onarılacak kırık kalp beklediğin yerde olmayabilir.
Kafir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma! Kalp kırmak, Allah’ı incitmek demektir. Ahmed Yesevi
Bu akciğerlerin üzerinde bir de kırık bir kalp taşımak dayanılmaz olabilirdi.
Bir zamanlar yüzümdeki tebessümün sebebiydin oysa şimdi gözyaşlarımın.
Hayat durmadan siliyor bir şeyleri, yerine başka bir şey koymadan ne varsa alıp götürüyor, bazen de hiç ummadığınız anda cömertçe önüne seriyor bir şeyleri. Hayatın önümüze serdiklerinin değerini anlamadığınız anda çoktan iş işten geçmiş oluyor.
Vücudunuzda kırılacak 206 tane kemiğiniz varken, aptalın biri gelir kalbinizi kırar. MarIynn Longston
Artık geçmişini hatırlamıyor. Ne çocukluk anıları ne de gençliği. Mazisi olmayan insan olur mu, diye soruyor kendine. Olmaz, fakat bir şey hatırlamak istemiyorsan, o vakit ne olacak? Kafasının içi gündelik meselelerle o kadar dolu ki,bunca değersiz olan hatıralara yer açmaya ne gerek var? İnançsız kaldığı noktada her şeyi yapabilir insan. İnancın yitirmesi demek,insanın kendini yitirmesi demektir.
Kalp kolay kolay kırılmaz ama kırıldı mı da onu tamir edecek ustası bulunmaz.
Dikensiz gül olur mu hiç?
Kopan gülün dalında durması ne kadar zorsa, kırılan kalbinde onarılması o kadar zordur. Mevlana
Zamanı ölçmek, zamanın ölüşünü görmek muazzam bir his, diye geçiriyor içinden.
Her zaman kalp kıran arkadaş, ayakkabı içindeki taşa benzer. Elbert Hubbard
Bir kek bir kadının hayatının birikimidir, malzemesinin eksikliği tadından bir şey kaybettirmez, noksan olan malzemenin yerine pek çok şey koyabilir insan; seneler içinde yaşanmış her şeyi, acılar, sevinçler, kırgınlıklar adeta parmaklarından hamura sızar, bir kadın için bir kek daima göründüğünden çok daha fazla şey ifade eder.
Akan bir suyun önüne durulması ne kadar zor ise, kırılın bir kalbin onarılması da o kadar zordur.
Hayat güzel,her canlı için hayat güzel ama sen bunu anlamadın, diye düşünüyor. Bir çiçeğe bakarak da insan genç tutabilir kendini, bir yaprağı koklayarak da cennette hissedebilir, fakat Nazmi Bey böyle şeyleri kendine çok gördüğü gibi bunlarla yaşayıp mutlu olabilen insanlara da tahammül gösteremiyor.
Dostların kalbini kırmakla, düşmanların arzularına hizmet etmiş olursun. Hz. Ali
İnsanın kafası kazan gibi oluyor, oysa bu kadar harcamaya, bu kadar çok sey almaya ne lüzum var, biraz tutumlu ol dedikçe tam tersini yapıyor, dünya nimetlerinden elini eteğini çekmeye niyeti yok bu kadının.
Eğer birisi kalbini kırmışsa ona karşı sessiz kal, sessizliğinden kalbini kırdıysa anlamışsa boş ver onun onsuz kal.