Karadeniz İle İlgili Sözler
Son zamanlarda Karadeniz e dair bir çok şey merak ediliyor. Şarkıları dinleniyor. Çok ilginç bir yanı vardır Karadeniz’in ikliminden mi havasından mı insanları da bir başkadır. Hele o sevgiliye övgü dolu şarkıların ardından dizilen beddualar “ne ettunuz da” dedirtir adama. Mükemmel yeşilliği, doğası, yaylası ile bir çok turistin cazip bulduğu bir yerdir. Kendine ait yöresel tatları ve oyunları ile de yeri fark edilir. Ülkece beraberce bu farklı tatların içinde harmanlanıyor olmak insana mükemmel bir sevgi aşılıyor. Aynı ülkenin farklı tatları olarak birbirimize ait tüm bu güzellikleri bilerek değerlerimize ve birliğimize sahip çıkararak el ele ilerleyen bir ülke olabilelim.
Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,
işitiyor musun?
Memet! Memet!
Gonül sevduğuni alamayınca,doyamazsin gozumden akan yaşa…
Karadeniz, Karadeniz
Fırtınalar içindeyiz
Dört karanfil verdim sana
Her biri bir engin deniz
Az önce bi tofaş geçti bütün ofis Cengiz kurtoğlu dinliyoruz.Bizi de etkiledi andır godum uşağı
Dağlarda kır çiçekleri
Sevgi dolu yürekleri
Doğdu ülkemin üstüne
Güneşten sıcak gözleri
Anlaştım rüzgar ile esmesun ayruluk diye…
Dağda yanar bir top çiçek
Hepsi bir yumruk bir yürek
Bahar eylediler kışı
Geceyi gündüz ederek
Adın düşmez dilumden,okurum türkü diye.
Açlık karanlık bir yandan
Her taraf zindan mı zindan
Ateş yakıp ısındılar
Elleri çözüldü kından
Ha bu yola tükürenlerun dilleruni parça parça kesesim geli !!
gemi mil ilen olur, sevda dil ilen olur.
güzeller çok var ama meyil birine olur.
üce dağ drğil idum duman sardi başumi,sevduğum beni anlar ah bende sevduğumi…
çarşambayı sel aldı bir yar sevdim el aldı aman aman
bir yar sevdim el aldı
keşke sevmez olaydım elin koynun da kaldı aman aman
elin koynun da kaldı
oy neyimiş neyimiş aman aman
kaderim böyleimiş
Karayemiş dalinun açti beyaz çiçeği ,bu sevdadan fayda yok geçirişuz zamani..
kuşfoliko mofoli doli yağayi doli.
Kendumi afur götündeki tama kapatıp insanoğli irki kuruyana kada çıkmayacağum.
oy maria maria
şalvar indi yarıya
allah belalar versun
senin gibi karıya.
Karadeniz puslidur.Bulutlari ayazlidur.Denizun çocuklarii hem asi hem mavidur !!
armut budaklanur mi?
dalları sallanur mi?
anasının yanında kızı gucaklanir mi?..
Ha bu dağlarun karlar erisun,dere olup yaşlarumla yarışsun.
çayelinden öteye gidelum yali yali,
sırtındaki sepetun ben olayim hamali.
Sen gülüm idun,sevdalim idun.Söz vermiştuk ölümüne sen benum idun.Alnumuza yazildi ya bu kara yazi.Ne yapalum tutamaduk biz sozumuzi…
“Kötülüğü yok edebilmek için yapılan her kötülük, yok ettiği kötülüğün yanı sıra iyiliği de yok edebiliyor.”
Tövbe ettum daha gitmem Pazar’a oy oy.. Canli canli goydun beni mezara ooyy ooyy…
Aaa, yeter artık canım. Başlayacağım sizin Karadenizinadınıza. Laz damarınız tuttu mu tutuyor…
sepetumun ipleri keseyi omuzumi,
aç beyaz peştamali bir göreyim yuzuni.
Ey gibi karadeniz sardi dört yanumuzi,ander galsun sevdaluk oy alacak canımuzi…
kanlıdereden beri yeşil çay bahçelerii
çay filizi toplayi peştemalli kızlari.
Çırpınırdı Karadeniz
Bakıp Türk’ün bayrağına.
“Ah!” deyirdin hiç ölmezdim
Düşebilsem ayağına!
menşure dedukleri kız sen misun sen misun,
alemin dilindesun o kadar güzel misun.
Yureğun göz yaşlari gizli akar bilinmez.Yare kavuşmak lazim,Mendil ila silinmez !
eğdim finduk dalini gel düşüre düşüre,
aduni değişelum olsun adun menşure.
Karadeniz’ın bu karalığı nereden aldığını düşünüyorum. Suyundan mı, kumundan mı, huyundan mı yoksa bahtından tahtından mı?
sepetun arkasina gel salini salini,
ben acirum acirum menşurenun halini.
Vursi sabah rüzgari yağmurilan karişuk,benum dertli gözlerum islanmaaa alişuk…
güz gelmeden dökülür finduğun yapraklari,
kız bana mezar olsun çayeli topraklari.
Yalnız halk türkülerini sevdin.basit beğenilerimin yanında beni şaşırtan duyarlılıkların vardı . Bir örnek vermek gerekirse / çalkan Karadeniz çalkan/gemiler açıyor yelken
geldi bir kara duman dağların arasına.
kaderim de benziyor, dumanın karasına.
Ne oldi sana aklum niye daldun derine..Koyamasun kimseyi sevduğunun yerune !!
habu ander yureğum sanki dertler sanduği…
duman çikmaz bi yerden belli olmaz yanduği…
Rize ile Ordu arasında en çok dikkatimi çeken,binaların dış cephesinin bakımsızlığı…..
Görüntü kirliliği diyebileceğim bu durumu,merak ediyorum.”Karadeniz halkı,dış değil,iç güzelliğe önem verir”diyorlar.Bunu duyunca ferahlıyorum,çünkü üstüm başım fena kirlendi.
kimse almasun seni yine bana kalasun.
Yaylanun çimenina oturdum iki saat.Aldi beni bi merak ne tutun var ne kağat.
elun nişanlisuna ben nasil diyeyum hayde?
Zavallı Nadia’nm hikâyesi ise kendisiyle birlikte Karadeniz’in
karanlık sularına gömülmüştü. Ama ben o hikâyeyi, o karanlık
denizden çıkaracak ve bütün dünyaya anlatacaktım.
Görevim buydu..
nurcan beni de gotur senin gittugun yere.
Yar ben sana ne ettum,bi ömür seni sevdum,gözlerun aydın olsun,şimdi senden VAZGEÇTUM..
elinde süt küleği
sütten beyaz bileği
aca kabul olurmu da
sevenlerin dileği.
Boğaz’ın bir ucunda, Sarıyer’de, yalnızlık ve yoksunluk içinde yaşayan bir adam… Sıkboğaz eden parasızlıkla boğuşurken bile sevdasıyla soluklanmayı, gönül işçiliğiyle geçinmeyi öğrenmiş bir adam… Şiirle, sevdalarla, dostluklarla, at yarışlarıyla, sandal gezintileriyle, Karadeniz rüzgârıyla, yosun kokularıyla, alaca gemilerle, gökyüzünün mavisiyle, durmaksızın havayı karalayan martılarla ve elbette “rakı şişesindeki balık”larla avunan bir adam… Orhan Veli: Şiirlerinde şairaneliğe sert darbeler indirirken mektuplarında koyu bir kederi imbiklerden geçiren efkârlı şair.
kimse almasun seni
kimse almasun seni
yine bana kalasun.
Dokuz sene sevdum ellerun oldi,hasret idum gülum yan kiyamete…
ben okudum o uçti,
aşağı köye düşti.
Kayalardan kayarım
Bulamadım ayarım
Ben bu dertten ölürsem
Kaderime sayarım.
uy.
da.
haçan.
beddua edeceğum puar suyun kurusun,söylesene bu aşuk hangi yolda yürüsun…
yayladan gelen atlar
yol kenarina otlar
yatma ğöğsun ustine
kız memelerun patlar.
“Ve çarpıntılı yüreğim saçlarının akıntısında
Karadeniz’e karışırdı ordan Akdeniz’e
Ordan da daha büyük sulara”
karayemiş dibine
karayemiş fidani
benimi çok seversun
yoksa domuz kocani.
Kor hançerun yureğume dayandi,senden da bi yara aldi yureğum..Günaydın kalbi mavi insanlar.
Başinda kara puşi oldun gulvercin kuşi
“karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi
bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
günahı vebali öğretenin boynuna
erdirip oldurana ana avrat sövmesini
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın
mustafa’m mustafa kemal’im
Başkalari anlamaz budur hepsinin işi
Yok artık ! Merakettim dinledim.Gereksiz
Dağ dağin aynasidir duman dağin yasidir
Yüz bin neşter sıktım yüreğime
Öyle yazdım buncağızı
Sizi gözledi gözlerim izledi
Karadeniz gibi dalga vurdum
Dağ dağin aynasidir duman dağin yasidir
Avkuri yollarune da boylaruna maşallah.Bizum evda gelun yok da sen olursun inşallah…
“yar o gözlerun kanli yaş döksun”
İnsan birini sevince nereye giderse yanında götürüyormuş gibi gelir.
“sana birşey yapamam aşkım emsin kanını
kurusun damarların allah alsın canını ”
Ah duman,kara duman.Sardi dört yanumuzi.Ander galsun sevdaluk oy olacak canumuzi…
“akrepler arasında kız mezarın kazılsın
gelenin olsun ama okuyanın olmasın”
“İnsan birini sevince nereye giderse yanında götürüyormuş gibi gelir.” Rıfat Ilgaz/Karadeniz’in Kıyıcığında
“hiç mi düşünmedin sen, sevdiğin böyle ağlar.”
Elumde çiçeklerum,çokdur diyeceklerum.Aç kapiyi sevduğum d yokdur gidecek yerum 🙂
o boklu şalvarının ben verdim parasını, seni alan uşağın severim anasını.
Çanakkale’nin hırçın suyu, Ege’nin göz kamaştıran tuzu, Karadeniz’in yüzeydeki soğuğu, diplerde sarmalayan ılıklığı… hiçbiri önemli değildir. Çünkü tek ”deniz” vardır senin sözlüğünde : denizcileri besleyen doğurgan, anaç deniz, gerisi ayrıntıdır.
gökteki yıldızları sayarım doksan doksan
boyu posu yerinde, biraz akıldan noksan
Taş bassun yerume dedi gönlune,vay ben ölem atun toprak ustume …
atma türki atarum, ciğeruni yakarum
eski çaruklarumi boğazuna takarum
Her evliliğin nihai amacı bir erkek çocuktur.
tara sacini tara iki yani bir olsun
eger bana gelmessen yar yerun mezarluk olsun!
“Altın, kızın namusudur.”
gokteki yildizlari, pay edelum kizlari
aldilar guzelleri kaldi yaramazlari
Geldi ayruluğun vakti hakkini helal eyle,bu dünyada görüşmeyiz de belki ahirete…
vuruldum düştüm yere
gidemedum uzağa
ne edelum sevduğum
düşürdüler tuzağa
Ama asıl parça B yüzündeki “Kavga”ydı. Daha plağı dinlemeden parçanın ismini görenler bu “kavga”nın ne kavgası olduğunu biliyordu. Son derece güzel işlenmiş 5/8lik bir ritm yapısı üzerine parçanın konusuyla ilintili olarak kotarılmış Karadeniz havası taşıyan bir melodinin bas gitar, synthesizer ve flütün interaktif katılımıyla ortaya çıkan parçanın sözlerini Arhavili İsmail’den etkilenerek yazmıştı Karaca.
Yarda iman kalmadi oy nayino bilmeyi hallarumi.
“Kadın tarlaya benzer, ne ekersen o biter,” der herkes. Sepet benzetmesi gibi, bu benzetmede de kadın, değeri olmayan bir varlık olarak görülür.
Gelüse gelür , gelmezsse kendü bülü
Gelin alınırken büyük masraf edilmiştir; bu yüzden gelinin de evde hizmet etmek yoluyla bu borcu ödemesi gerekir.
Girdum dibi görünmeyen denize,senden da bi yara aldi yureğum…
“Köyde bir kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur ve sadece bizim yapabildiğimiz tonlarca iş vardır.”
Gece görsüm bi ruya,sen benim idin güya,rüyadan uyanincaa hayaldum düştüm suya …
Deniz bu be! Sigara gibi, rakı gibi başka bi çeşit tiryakilik…
Hiç mi düşunmedun? sen oy *sevduğun boyle ağlar*…
İnsanın yatacak belli bir yeri olmayınca, yatıp kalkacak yeri çok olur.
Ay vurur ayan beyan geldum kapuna yayan,sen değil misun beni ha bu hallara koyan 😉
Biraz toparlanayım da Karadeniz’e gidelim…
Kaldı ki biz bir karadeniz türküsü idik seninle.Yavaş söylenen ve direk kalbe işleyen..
İnsan kocasa da gönül kocamıyor bir türlü.
Henüz layik değilken tomurcuk kadar aşka,sana gül bahçesini kim açar benden başka…
Bir denizin kıyıcığında büyümüşüz. Karadeniz’in kıyıcığında..
Ya çok yavlu yedun dilim kayayi,yada mermiden hizli koşayisun 😉
Ben acemisiyim yaşamanın.
Vira Bismillah uşaklar