İngilizce Sözler

İngilizce Sözler

I hear and I forget, I see and I remember. I do and I understand. (Duyarım ve unuturum, görürüm ve hatırlarım.)

In teaching others we teach ourselves. (Başkalarına öğretmekle biz de öğrenmiş oluruz.)

There is only one happiness in life — to love and to be loved. (Hayatta sadece tek bir mutluluk vardır — sevmek ve sevilmek.)

Where there is love there is life. (Aşkın olduğu yerde hayat vardır.)

Friendship often ends in love; but love in friendship, never. (Arkadaşlık genelde aşk ile son bulur; fakat arkadaşlıkta aşk, asla.)

Teachers open the door but you must walk through it yourself. (Öğretmenler kapıyı aralayanlardır ancak içinden kendin geçip gitmelisin.)

You must be the change you wish to see in the world. (Dünyada görmek istediğin değişim sen olmalısın.)

Chose a job you love, and you will never have to work a day in your life. (Sevdiğin bir işi seç, böylece hayatta tek bir gün bile çalışmamış olursun.)

A friend walks in when everyone else walks out. (Herkes çıkarken içeri giren kişi gerçek arkadaştır.)

The true sign of intelligence is not knowledge but imagination. (Aklın gerçek kaynağı bilgi değil hayal gücüdür.)

I have not failed. I’ve just found 10,000 ways that won’t work. (Başarısız olmadım, sadece işe yaramayan 10,000 yöntemi bulmuş oldum.)

Love is the beauty of the soul. (Aşk ruhun güzelliğidir.)

[reklam2]

To improve is to change; to be perfect is to change often. (Değişmek gelişmektir; sık değişmek ise mükemmel olmaktır.)

Men never remember, but women never forget. (Erkekler hatırlamaz, kadınlar ise asla unutmaz.)

He who opens a school door, closes a prison. (Her kim ki bir okul kapısı açar, o kişi bir hapishane kapatır.)

Everything has beauty, but not everyone sees it. (Herşeyde bir güzellik vardır, ama herkes bunu göremez.)

Advertising is legalized lying. (Reklam yasallaşmış yalan söylemektir.)

Tell the truth and then run. (Doğruyu söyle ve kaç.)

Every accomplishment starts with the decision to try. (Her başarı denemeye kara vermekle başlar.)

One thing only I know, and that is that I know nothing. (Tek bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğimdir.)

I cannot teach anybody anything, I can only make them think. (Hiç kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlayabilirim.)

When you’re finished changing, you’re finished. (Değişmen bittiği zaman, sen de bitmişsin demektir.)

No bees, no honey; no work, no money. (Arı yok, bal yok; iş yok, para yok.)

A mother’s heart is always with her children. (Bir annenin kalbi her zaman çocuğuyla birliktedir.)

A heart that loves is always young. (Seven bir kalp her zaman gençtir.)

I don’t trust words, I trust actions. (Kelimelere güvenmem, eylemlere güvenirim.)

ingilizce sözler güzel

ingilizce sözler güzel

ingilizce-sozler (2)

ingilizce sözler resimli

ingilizce sözler resimli

ingilizce-sozler (4)

ingilizce sözler

ingilizce sözler

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ