Farid Farjad Sözleri
Aslen Farslı fakat ABD vatandaşıdır. Dünyada onun isminin yanında yer alan lakabı ise “Kemanı Ağlatan Adam’dır.” 8 yaşında keman çalmaya başlamış, daha sonrasında klasik müzik üzerine master yapmıştır. Daha sonraki görevlerinde daha önemli sorumluluklar almıştır. Klasik müzik ile Fars müziği üzerinde ciddi çalışmalar ekleyerek katkıda bulunmuştur. Pehlevi Hanedanı zamanında dünyaya gelen sanatçı İran da yapılan İslam Devrimi öncesinde ülkesinden ayrılmıştır. Daha sonrasında ise yaşamını burada devam ettirmiştir. İslam Devrimi ile müziğin yasaklanması sonucu bir çok sanatçı ülkeye girememiştir. Bu yüzden yaşamını Los Angeles’ta sürdürmektedir. Beş albümden oluşan bir serisi bulunmaktadır. Doğadaki hüznü notaları ile seslendirmiştir. Ülkesinden ayrılması ve geri dönememesinin özlemini naif bir şekilde yansıtmıştır.
“Biri vardır ama yoktur.Biri hem sizindir hem de asla değil. Biri hem hissettikleriniz hem hissizliniğinizdir,hem içinizdeki kahkaha hem sessizliğinizdir…”
Savaşı durduramayız belki ama
Barışı haykırabiliriz…..
Bir hayalin varsa peşini bırakmamalısın!
İnsanlar, kendilerinin yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söyler.
Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbimiz.
“Bir insanın sükutundan bir şey anlamayan,
Kelamından da bir şey anlamaz.”
Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir. Ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve vicdanı olmayan.
Kemanın inceldiği noktada, ben bu hayat denilen kurmacadan kopuyorum. Günlük hayatın tekdüzeliğinden, küresel emperyalizmin popüler kültüründen ve en çokta özünü yitirmiş, içi boşaltılmış, değersizliği kendine paye edinmişlerden kurtulmak ve kaçmak.
“Sevmek; Sıradışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil, sıradan şeyleri hassasiyetle yapmaktır.”
Biraz vicdan, biraz bahar,
Biraz yağmur, biraz hayâl,
Bir kaç kitap, çokça umut.
Herkese iyi gelir.
Kaç dilde susmalı insan
Anlatmak için kendini dünyaya!
Kadın, hayattaki en mükemmel enstrümandır.
Ama ne yazık ki, her erkek nota bilmez.
Gönlü geniş insanları seviyorum.
Vefakar insanları,
kusur kapatanları,
açık aramayanları,
kendi gibi davrananları,
başkası olmayanları seviyorum.
Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir. Ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve vicdanı olmayan.
Güzel konuşmak, ince düşünmek, halden anlamak, sevmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek, hep bedava biliyor musunuz ?
Ve sordular: neresi daha karanlık bu alemin? Ve ben cevap verdim: sevginin olmadığı her yer.
İnsan; acıdan, ayrılıktan, hasretten, beklemekten, yoksulluktan üşür. Ama en çok çaresizlikten üşür.
Masalsız uyuyan kimsesiz bir çocuğun gözlerinden öpüp,usulca eğilip kulağına,en güzel masal sensin çocuk demek isterdim.
Yıllar sonra öğrendim ki; bağırıp çağırmana gerek yok! Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter.
“Zira kadın. dudaklarıyla sevgili, elleriyle anne, sözleriyle dost, bakışlarıyla çocuktur.”
Herkes kalbinin renginde yaşar hayatı, ve herkes kalbinin rengini bulaştırır etrafındakilere.
Ey hayat…
Yine de gülümseyerek bakıyorsak sana,
Bil ki zafer bizimdir…
Acı diyorum efendim, O da evrensel olmalı; Bir çocuğun eline diken batsa; İnsanoğlu yanmalı…
Çok şükür ki
Gökyüzü, henüz hiçbir cüzdana sığmıyor…
‘Güzel insan’ aramak ile ‘insandaki güzelliği’ aramak arasında derin bir fark vardır.
Tam uyuyacaksınız bir çığlık sesi…
Çocuğunuz ağlıyor.
Ne mutlu size ki o hayatta.
Dünyanın başka bir yerinde şu an çocuklar ölüyor!
Tamam, ölmek için doğuyoruz da…
Yanlış giden bir şeyler var!
Neden yaşamadan, ölüyoruz !
Sevdiklerinizi yüreklerinden sımsıkı tutun. Yarın, geç olmakla meşhurdur….