Evliya Çelebi Sözleri

Evliya Çelebi Sözleri

Türk edebiyatında en çok seyahatnamesi ile ismi anılan edebiyatçılardan biridir. Kendisi bir seyyahtır. 1611 yılında Unkapanı’nda doğduğu ve adının Derviş Mehmed Zilli olduğu geçer. Çelebi’nin ailesi Kütahyalı’dır.  İstanbul feth edilince buraya yerleşmişlerdir. Babası devrin büyüğü olan bir Evliyaya duyduğu saygıyı ifade etmek için oğluna da aynı ismi vermiştir. Böylece Evliya Çelebi yaşı geldiğinde ilk öğrenimini Sıbyan Mektebinde yapmış, daha sonra ise farklı bir medreseye giderek 7 yıl ilim almıştır. Eğitimlerden kalan vaktini ise Kuran’ı Kerim ezberleyerek geçirmiştir.  Babasından ise el sanatları öğrenmiştir. Nakış, Tezhip, Hat gibi sanatları da kendisine katmıştır. Daha sonra teyzesi aracılığı ile bir eserini dönemin padişahına göstermiş ve bunun sonucunda Enderun Mektebine girme kısmetini bulmuştur. 4 yıl burada eğitim aldıktan sonra sipahi zümresine katılma kararı aldı. Daha bir büyük tutkusu oluştu. Farklı insanları ve yerleri görmek gelenek ve örflerin farklılığını anlamak için yolculuk yapmak istedi. Bu fikrine ulaşabilmek içinde arayışlara başladı. Daha sonrasında rüyası vesilesi ile yolculuğa çıkmıştır. Gezmeye ise ilk başladığı yer İstanbul’dur ve devamı da gelir. Böylece meşhur eseri Seyahatnamesi edebiyatta yerini alır.

Doyasıya gez!!

Büyük Osmanlı nesircilerinden Evliya Çelebi’yi, mübalağacılıkla suçlarlar. Aslında EvliyaÇelebi mübalâğa yapmamıştır. Osmanlı aydın ve idareci çevrelerinin gerçek ölçülerini tespit etmiştir. Bu gerçek ölçüler içinde, kırk arşın boyunda mezarlar, okuma gücüyle bozulan fizik kanunları, bilhassa insanın psikolojik dünyasına ait akıl almaz değer çarpıklıkları görülür.

Besmelesiz yemek yeme!

Aşkın senin hayat-ı ebedden nişan verir
Gûyâ yolunda ölmeye her hasta can verir

Sırrını en yakınına bile söyleme!

Ancak gerçek mutluluk Allah iledir. Siz bana bir def getirin. Ben size gerçek mutluluğu yaşatayım

Kötüye yoldaş olma!

Öyle sarhoş oldum ki dünyayı düşünemiyorum. Ben kimim? Şarap sunan kimdir? Şarap kadehi nedir?

İyi adını kötüye çıkarma!

Bir devrişe “Nereden geliyorsun?” Demişler. Derviş “Kar rahmetinden geliyorum” demiş. “Bu nasıl bir duyarsız” demişler. Derviş de “Soğuktan , ‘ere zulum’ olan Erzurum’dur” demiş. “Orada yaz olduğuna rast geldin mi?” demişler. Derviş de ” Vallahi! 11 ay 29 gün orada kaldım. Halk hep yaz gelecek dedi. Ben görmedim” demiş.

Daima ileri yürü!

Allah’a şükretmek için 10 hatim indirdim. Çocukluğumdan bu ana kadar toplam 1060 hatim indirmiştim.

Ekili tarlaya basma!

Yürü! Allah seyahatini kutlu etsin.

Dost payına göz dikme!

Düşmana kalırsa kalsın
Dosta muhtaç olma tek.

Bir şey koymadığın yere el uzatma!

Ey dost sormaktan utanma,
İlmin tamamını sonuna kadar anla

İki kişi konuşurken dinleme!

Sırrın varsa sakın hanımına söyleme.

Davetsiz bir yere gitme!

Oğul! İnsan Yoksul olabilir , ancak asla besmelesiz yemek yeme.

Sır sakla!

Sırrı öyle bir sakla ki vücudundaki canın duymasın.
Yanlışlıkla ağzına alma ki dilin duymasın.

Güvendiğin yere, dürüst kimseye git!

Fırat’ın Erzurum civarındaki kaynağının adı Dumlu’dur. Efsaneye göre bu kaynak adını, bölgenin kâfirlere ait olduğu dönemde buraya yerleşmek üzere Horasan’dan gelen bir evliyadan alır; evliya Dumlu su kaynağının “dünyevi” değil, “ilahi” olduğunu o fark eder. Kaynağın cennetten geldiğine inanılır ve özel bir kültün konusudur. Efsaneye Evliya Çelebi’nin seyahat notlarında da rastlanır. Birçok gölün mucizevi bir biçimde bir tek kaynaktan oluşumu Bin- Göl “Bin Göller” efsanesinde açıklanır (—»Hayat Suyu)..

Topluluklardan duyduğun sözleri aklında tut!

“Gün akşamlıdır devletlim; dün doğduk, bugün ölürüz!..”

Söz taşıma, dedikodu etme!

Nedir, tarih boyunca Riyasız Evliya Çelebi’nin bir benzerine raslamak çok güçtür. Çelebi, işini bir topografyacı, bir şehirci, bir incelemeci, bir belediyeci, bir maratoncu, bir ozan gibi bıkmadan, usanmadan yürütür.

Ahlâklı ol!

Evliya Çelebi Seyahatname’sinde; Bosna halkının nitelik ve güzelliklerini anlata anlata bitiremez. Bosna’nın doğası kadar insanların boyu posu, yüz güzellikleri de dünyayı gezen seyyahı büyülemiştir.

Herkesle iyi geçin!

Cetlerimizden iki kişi vatan haritasını benimsemişlerdir. Bunlardan birincisi Mimar Sinan’dır… İkincisi başlı başına bir vatan aynası olan Evliya Çelebi’dir.

İnatçı ve kötü sözlü olma!

‘’Bu hakir de bu kutlu savaşta bulunup ezanımuhammediyi okumak müyesser oldu Allah’a şükür. Azak kalesi fethinde de Hanya, Yanova, Varat, Ribnişçe, Yenikale, Egirvar, Egirsek, Kemenvar, Uyvar, Litre, Leve ve bu Novigrad kalelerinin ilk ezanlarını okumak bu hakire müyesser oldu. Daha nice kalelerin fethinde ezanımuhammediler okumak müyesser oldu. Bu niyete Allah rızası için el-Fatiha.’’

Yaşlılara saygı duy!

‘’Ama padişah defterhanesinde ismi Ankara’dır. Bir katmerli beyaz gül yaprağı gibi kat kat sur, fethedilmesi zor, hendekli bir hisardır ki hakkında şairler şehrengizlerinde övmüşlerdir. Dünya kalesinin tamamını gördük fakat böyle bir şey görmedik.’’

Senden büyüklerin önünden gitme!

‘’Murad Han, ‘’Her ne isterse elinden gelir,’’ diye Ahmet Çelebi’den pek korktuğundan sürmüştür.’’

Her zaman temiz ol!

‘’Ben arabaya binmem. Biz Osmanlıyız. Bizim adetimiz küheylanlara binip, cirit oynayıp gazaya gitmektir. Bizim İstanbul’da böyle arabalara avratlar biner. Bize lazım değildir.’’

Haram ve yasak olan şeylere yaklaşma!

‘’Hafızlığını ve müezzinliğini bildiğimiz Evliya Çelebi’nin askeri bir görevi daha vardır, zaferle biten savaşlarda zafer ezanını okumak… Evliya Çelebi, bununla gurur duymaktadır.’’

Beş vakit namazını aksatma!

‘’Ancak, yediklerinin içtiklerinin helal olması konusunda dikkatlidir. Domuz eti yemez ama deve, yaban mandası, keklik, turaç, sülün, ahu, yılan balığı gibi etleri yediğini belirtir. Sudan’da zürafa kebabı ikram edildiğinde ‘’İnşallah helaldir’’ diyerek yemiş ve çok beğenmiştir.’’

İlim ve erdem sahibi ol!

‘’Definenin bulunuşunu ve Bursa adının verilişini şöyle anlatıyor Evliya Çelebi… Kimi bulunursa kimi bulunmazsa derler. Derhal devlere buyurup, o defineyi bulup, şehri baştan sona adını Bulursa koyarlarla. Bursa, Bulursa’dan bozulmadır. Daha sonra Hz. Süleyman Bursa’nın batısına yakın Edincik adında büyük bir şehir kurup Belkıs’a taht merkezi eder. Hala büyük köşkleri, yüksek kemeleri Edincik şehrinde açık seçik bellidir.’’

Dünya için bir şey isteme, kendinden nefret ettirme!

Evliya Çelebi, Bursa çeşmelerinden uzun uzadıya bahsettikten sonra sözü “Velhasıl Bursa sudan ibarettir.” diyerek bitirir. Canım Evliya! Sade bu iki cümlen için benim hafızamda adın Bursa ile birleşiyor.

Eline geçen malı boş yere harcama!

”Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.”

Tutumlu ol, kimseye muhtaç olma!

Viyana’da bir hastanın şakağına mermi girmişti. Doktor ve yardımcısı bu mermiyi çıkarmak için ameliyata başladılar. Ben de izin istedim ve sessizce onları izledim. Doktor öncelik­le hastanın alnının ortasından başlamak üzere baştaki deriyi iki tarafa doğru soydu. Ardından başının yan tarafından bir delik açtı. Sonra bir demir parçasıyla kafatasını kaktırarak a-yırdı. Kafatasının tam ortası keserin dişleri gibi birbirine geç­miş olduğu için tam ortadan ikiye bölündü. Ben hastaya da­ha yakından bakmak için yaklaştım, bu arada mendille ağzı­mı kapattım. Doktor bana niçin ağzını bu şekilde kapattın de­yince: “Belki hapşırırım ve hastaya zarar verebilirim.” deyin­ce doktor: “Sen doktor olmalıymışsın.” dedi. Ardından dok­tor kurşunu çıkardı, kurşunun yerini de bir süngerle temizle­di. Sonra da kemikleri eskisi gibi birleştirdi. Deriyi de kapattı. Ardından yüzlerce iri at karıncası getirdiler. Doktor karıncaları tek tek derinin bitiştiği yerlere yaklaştırıyordu. Karınca bu bi­tişen deriyi ısırır ısırmaz, doktor karıncayı belinden kesiyordu. Böylece deriyi baştan başa kapattılar. Birkaç hafta sonra adam iyileşti, karınca parçaları da kendiliğinden döküldü.

Uyanık ol!

Halkın ağzında şöyle bir fıkra vardır: Bir dervişe “Nere­den geliyorsun?” demişler. O da “Kar rahmetinden geliyo­rum.” demiş. Bunun üzerine “O ne diyardır?” demişler. Der­viş “Soğuktan insana zulüm olan Erzurum’dur.” demiş. “Ora­da yaz olduğuna rast geldin mi?” demişler. Derviş “Vallahi 11 ay, 29 gün sakin oldum. Halk hep yaz gelecek dedi. Ben göremedim.” demiş. Bir diğer fıkra da şudur: Kedinin biri kara kışta bir dam­dan diğer dama sıçrarken havada donup kalmış. Sekiz ay sonra don çözülünce miyavlayarak yere düşmüş. Gerçekten de bir adamın eli yaş iken bir demir parçasına yapışsa derhâl donar. Elini demirden koparmak ihtimali ol­maz. Ancak bir miktar derisi yüzülerek demirden kurtulabilir.

Tedarikli, cömert ol!

70 oda, 80 kubbe ve 200 memuru vardır. İpek altın işle­meli, bürümcük gecelikleri vardır. Birisi hasta olsa hastaneye götürüp ona bakarlar ve ilaç verirler. Günde iki defa türlü türlü güzel yemekler verilir. Vakıf kuralları öylesine sağlamdır ki şöyle denilmiştir: “Eğer mutfakta keklik, turaç ve sülün kuş­larının eti bulunmazsa bülbül, serçe ve güvercin pişirilip has­talara bol bol verilsin.” diye yazılıdır. Hastanelerde, akıl has­talarının hastalıklarının geçmesi için müzikçiler ve okuyucular tayin edilmiştir.

Dertlilere yardım et!

Önce Ok Meydanı’nın minberi üzerinde, rüzgârın sert ol­duğu sırada kartal kanatlarıyla sekiz dokuz kere havada uça­rak talim etmiştir. Sonra Murad Han, Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa Köşkü’nde boğazı seyrederken Galata Kulesi’nin ta tepe­sinden lodos rüzgârıyla uçarak Üsküdar’a kadar uçabilmiştir.

Bütün konularda bilgi sahibi ol!

Murad Han’ın kızı dünyaya geldiği gece kurban keserek bayram ettiler. Bu Lagarı, elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişek yaptı. Sarayburnu’nda hünkârın huzurunda fi­şeğe bindi. Çırakları fişeği ateşlediler.
Lagarı: Padişahım Allah’a ısmarladık! İsa Peygamberle konuşmaya gidiyorum, diyerek göğe yükseldi. Yanında olan fişekleri ateşleyip deniz yüzünü aydınlattı. En yukarı çıkıp da barutu bitince kartal kanatlarını açıp denize indi. Oradan yüzerek padişahın huzuruna geldi ve: “Padişahım İsa Pey­gamber size selam söyledi.” diye şakaya başladı.

Hemen herkesi tanı!

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ