David Hum Sözleri

David Hum Sözleri

26 Nisan da 1711 yılında İskoçya da dünyaya gelmiştir. 18 yüzyılda yer alan önemli bilim adamlarından ve filozoflarından biridir.  Felsefe okuyan filozof 23 yaşında Fransa’ya giderek hayatının 4 yılını burada geçirmiştir. Fransa da kaldığı bu süre içerisinde ünlü bir kitabını yazmıştır. Daha sonrasında ise yaptığı kitaplık memurluğu sayesinde aradığı dünyayı bularak ünlü bir tarih kitabı yazmıştır. Daha sonrasında ise İngiltere döndüğünde dış işlerinde çalışarak ömrünü burada geçirmiştir. Bir çok konuda eser vererek çok yönlü bir insan olduğunu göstermiştir.  Aynı zamanda kendisi amprizmin önemli temsilcileri arasında yerini almıştır. Ona göre deneyimlerimiz izlenimleri oluşturur. Bunları ise zihnimiz düşüncelere ve mantıksal kararlara dönüştürür. David Hum Hayatı diğer filozoflar gibi zor ve tartışmalı geçmiştir. David Hum Sözleri içerik olarak deneyim ve izlenimlerle ilgili yargılardan oluşur. Galeride bulunan David Hum resimli sözler kısmını da inceleyebilirsiniz.

Yoksa gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor; o hâlde o kötü niyetlidir.

Filozof olun;ama tüm felsefenizin içinde yine insan kalın.

Cana yakın, iyi huylu, insaniyetli, insaflı, müteşekkir, dost, cömert, yardımsever gibi atıflar… en yüksek duygulardır.

Doğanın tüm güçleri ve öğeleri tek bir insana hizmet etmek ve boyun eğmek için el birliği etseler, güneş onun buyruğu üzerine doğsa ve batsa denizler ve ırmaklar onun dilediği gibi aksalar ve toprak ona yararlı olan ya da hoş gelen her şeyi kendiliğinden sağlasa da, gene de ona en azından kendisiyle mutluluğu paylaşacağı ve saygı ve dostluğundan yararlanacağı tek bir kişi verinceye dek o insan mutlu olamayacaktır.

İnsan doğası gereği elimizdeki yegane bilimdir. Yinede bugüne kadar en fazla ihmal edilmiş olanadır

Koşulları mizacına uygun hale getiren kişi mutludur ama mizacını karşısına çıkan herhangi bir duruma uygun hale getiren kişi daha mükemmeldir.

Din hakkında düşünceler doğada tasarlanarak değil, yaşamdaki olaylar sonucunda ortaya çıkan endişeden, insan aklındaki sürekli ümitten ve korkudan doğdu

Tanrı kötülüğü istiyor da gücü mü yetmiyor; öyleyse o güçsüzdür.

En güzel ve en zararsız yaşam çığırı, bilim ve bilginin yollarından geçer ve her kim bu yolda bir engeli ortadan kaldırır ya da yeni bir çığır açarsa insanlara iyiliği dokunan biri olarak saygı görmelidir.

İnsan akıl yürütme yetisi olan bir varlıktır ve bu niteliğiyle gerçek yiyecek ve besinini bilimden alır. Ancak insanın anlama yetisinin sınırları pek dardır. Bu yüzden onun bu özel alandaki kazanımlarının boyutunun ya da güvenliğin doyurucu olması pek az umulabilir.

Beyindeki küçük çalkalanmaları düşünce diye nitelendirmek ne tuhaf bir ayrıcalıktır.

En sönük izlenim kırıntısı bile en canlı düşünceden gerçeğe daha uygundur.

Din hakkında düşünceler doğada tasarlanarak değil, yaşamdaki olaylar sonucunda ortaya çıkan endişeden, insan aklındaki sürekli ümitten ve korkudan doğdu.

İnsan hayatının belli başlı kılavuzu alışkanlıktır.

Mutluluk ya da mutsuzluk veren nedenler, genel olarak, çok az bilindikleri ve pek belirsiz oldukları için, bizim kaygı dolu ilgimiz onlar hakkında belirli bir fikre ulaşmaya çalışır ve onları, tıpkı kendimiz gibi, zeka ve iradesi olam, ancak erk ve bilgelikte bizden biraz üstün etmenler diye göstermekten daha iyi bir çare bulamaz. Bu etmenlerin etkisinin sınırlılığı ve insanların kusurluluklaruna çok yakın oluşları, yetkelerinin çeşitli dağılım ve bölünümlerine yol açar ve böylelikle, allegorinin ortaya çıkmasına neden olur. Bütün ürkütücü ve açıklanamaz biçimleriyle, inanılmaz tarihin ve mitolojik anlatıların yanı sıra, aynı ilkeler, doğal olarak, güç, cesaret ya da anlayışça üstün olan ölümlüleri tanrılaştırır ve kahramanlara tapmayı ortaya koyar.

Bunca cehalet ve karanlık içinde insan anlayışına tek kalan kuşkucu veya en azından temkinli davranmak ve olabilir görünmeyen hiçbir hipoteze az veya çok teslim olmamaktır.

Bu dünyada çoğunluğunun küçük bir azınlık tarafından yönetilmesinden daha garip bir şey yoktur.

Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de başkalarına öyle davran. Fakat, ilk iyi davranışı sen yap.

Genel olarak, dinde yanılgılar tehlikeli, felsefede ise sadece gülünçtür.

Din hakkında düşünceler doğa da tasarlanarak değil, yaşamdaki olaylar sonucunda ortaya çıkan endişeden, insan aklındaki sürekli ümitten ve korkudan doğdu.

İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.

Hürriyet, insanın bir hareket tarzını bir diğerine tercih etmesinden ibaret değildir. Hürriyet insanın tercih ettiği şekilde hareket etmesidir.

Dindeki hatalar tehlikeli, felsefedeki hatalarsa sadece gülünçtür.

Hiçbir şey insanın hayal gücü kadar özgür değildir.

En büyük rakam hangisidir? Bir

Özgürlükler genellikle aniden değil yavaş yavaş yitirilir

Eşyanın güzelliği onu görenin zihnindedir.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ