Ahiret İle İlgili Sözler

Ahiret İle İlgili Sözler

Ahiret ölümden sonra yapılan yolculuğa verilen isimdir. Dünya hayatı bitikten sonra her insanın kafasına takılan sorulardan biridir. Öldükten sonra bize ne olacak? Dünya belli bir döngünün etrafında dönerken ölümden sonrası için bir çok farklı görüş farklı şeyler söylemiştir. Bizim için önemli olan kısımsa inandığımız dinde bu durumla ilgili geçen kısımdır. İnsan için beden bir evdir ve vakti geldiğinde bu evdeki oturma süresi biter. İşte ruhun göçtüğü bir yer vardır. Bizim inancımızda ruhun varacağı yer ahirettir. Bu yüzden ölümden sonraki yaşam bizim için çok önemlidir. Çünkü bugünümüzde yaptığımız her şeyin hesabın sorulacağı bir vakit vardır.

Ahiret sevabı,dünya nimetinden hayırlıdır. 

Dünyayı ver, ahreti al; kazanırsın.

Dünyaya geldiğin zaman,sen ağlarken çevrendekiler gülüyorlardı.Öyle bir hayat sür ki,öldüğünde çevrendekiler ağlarken,sen gülümseyerek ahirete gidesin. 

Ahiret sevabı, dünya nimetinden hayırlıdır. Hz.Ali

Bir akşam güneşi gibi bu fani dünyayı terk eden insan,Bitmeyen bir sabah güneşi gibi,ebediyyet ufuklarında doğar. 

Allah için yaptıysan göm gitsin. Ahirette filizlenir.

 Hangi dâne,toprağa gömüldü de tekrar çıkmadı,Niçin,insan denen dâne hakkında şüphe ediyorsun. 

Dünya kalbe yerleşince, ahret; kalpten göç eder gider.

Ey yolcu uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha : Bir kupkuru çöl var : Ne ışık var,ne de vâha! 

Dünya ve ahrette yanmanın yolu, plajlardan geçer.

 O,ömrü bâkide (ahirette) göreceğin rahat ve lezzet,ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır.Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok.Ölüm sekarâtı uyandırmadan evvel uyan. 

Kalbinizde ne varsa, dünyada da ahrette de karşınıza o çıkar.

 Vicdan bulur asüde tecellisini dinde;Mes’ud ebediyet,bu hayatın ötesinde. 

Ahret yolcusu olan insanların çeyizleri, ibadetleridir

Ahirete göç:Nedense insan aklı,bu tabii göçü düşünmek istemez.Halbuki,doğum onun elçisidir. 
Gururu bırak gönül almaya bak. Dünya ahretin tarlasıdır. İyilik etmeye bak.

Dünya, ahiret adamlarına haram, ahiret de, dünya adamlarına haramdır. Dünya ve ahiret ise Ehlullaha haramdır. (Deylemi)

Dünya ile ahret iki ortak kadındır, birini razı ettin mi, öbürü kızar.

Dünya ahiretin tarlasıdır. (Deylemi)

İstemez misin ya Ömer? Dünya onların, ahret de bizim olsun. Hz. Muhammed

Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!

Allah bir kulunu sevdi mi; ona dünya işlerini kapar, ahret işlerini açar.

Dünyanızı düzeltmeye çalışın! Yarın ölecekmiş gibi de ahiret için amel edin.

Varacağımız en ileri nokta olan ahreti düşünen bir insan nasıl gerici olabilir?

“Allah’a ve son güne Ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun. Allah’a ve son güne iman eden komşusuna ikram etsin. Allah’a ve son güne iman eden konuğuna ikram eylesin. Allah’a ve son güne iman eden, komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve son güne iman eden konuğuna ikram etsin. Allah’a ve son güne iman eden iyi söz söylesin yada sussun.”

Hayatta sevmem’ dedin ya, bunun ahireti de var, umutlanıyor insan işte.

Ahirete ait amellerin dışındaki işlerde, her işte acele davranma­mak daha hayırlıdır

Dünya malı için üzülmek kalbe zulmet, ahret için üzülmek ise kalbe nurdur. Hz. Osman

En hayırlınız dünyaya karşı kalben en soğuk davrananınızdır. Ahirete karşı da en istekli olanınızdır.

Ahrette dirilmek ümidi olmasa, sanıyorum ki, hıfzısıhhaya riayet çoğalırdı.

Dünyasını seven âhiretine zarar verir. Ahiretini seven dünyasına zarar verir. Siz ebedî olanı fânî olana tercih edin

Dünyada uğradığın ceza seni doğruluğa sevk etmiyorsa, ahret azabından korkmalısın.

İçki öyle bir illettir ki, insanın dünyasını da harap eder, ahiretini de.

İçki, dimağı uyuşturmak suretiyle geçici bir süre sıkıntılarını unutturur insana. Dolayısıyla verdiği zannedilen teselli de zevk de geçici ve sahtedir. Faydasız bir kaçıştır. Asla bir hal çaresi değildir. Hiçbir problemi çözemediği gibi alışkanlık haline geldiğinde yeni problemlere sebep olur.

Dünya düşüncesi kalpte karanlıktır, ahiret düşüncesi ise kalpte nurdur.

Bir anlık öfke, insanın dünya ve ahiretini mahvetmeye yeter.

Ahrette seni kurtaracak bir eserin olmadığı taktirde, fani dünya eserlerine kıymet verme.

Şehvetine düşkün olan kimse, dünya ve ahirette zelil olmaya hazır olsun.

Vicdan bulur asüde tecellisini dinde; Mes’ud ebediyet, bu hayatın ötesinde.

Kulun aleyhine olan tâatlerin en zararlısı, kötülüklerini unutup iyiliklerini hatırında tutmasıdır. Bu sebeple o, nazlanmasını ve insanlar arasında gururlanmayı arttırırda ahirete iki eli boş gider. Üstelik kendisini Salihlerden sayar.

Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı. O halde çalışınız ahiretiniz ağlamasın. Said Nursi

Mümin ahirette şefaatine nail olmak, dünyada da o toprakların feyiz ve bereketine ermek için Resul (s.a.v)’in kabrini ziyaret eder.

Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.

Dünyanın yüz bahçesi, fani olmak haysiyetiyle, ahiretin baki olan bir ağacına mukabil gelemez.

Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyorken, ahiret hesabımızın vay haline. Necip Fazıl Kısakürek

Bu meydan-ı imtihanda olanlar, başıboş değiller, saadet sarayları ve zindanlar ahirette onları bekliyorlar.

Ey yolcu uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha: Bir kupkuru çöl var: Ne ışık var, ne de vâha!

Hakkın rızasına ermek için, ne yapalım? diyenlere:

Bedeninle dünyada, kalbinle ahirette ol, buyururlardı.

Din kardeşinin ayıbını örten kimsenin, Allah Teala dünya ve ahirette kusurunu örter. Hadis-i Şerif

Allah-ü Teâlâ’nın beğendiği işleri yapmak, dünya ve ahiret kazançlarının toplamıdır. Kulun, Allah-ü Teâlâ’ya olan taatini mükemmel bir şekilde yapabilmesi için, insan dünya sevgisinden ve dünya ile alakalı bağlardan kurtulması lazımdır. İnsan dünyadan uzaklaştıkça, Allah-ü Teâlâ’ya yaklaşır. Manevi kirlerden uzaklaşıp, melekût alemine yükselir.

Ey Rabbimiz! Bize dünyada, ve ahirette iyi hal ver ve bizi o ateş azabından koru.

“İmanın aslı, Resulullah efendimizin getirmiş olduğu şeylerin hepsini tasdik etmektir. Bunları tasdik eden kimse, bunlarla amel eder. Yani Allah-ü Teâlâ’ya itaat eder. Ebediyen cehennemde yanmaktan kurtulur.”

Ahirete göç: Nedense insan aklı, bu tabii göçü düşünmek istemez. Halbuki doğum onun elçisidir.

Dünya sırtını dönmüş gidiyor. Ahiret de karşıdan geliyor. Her ikisinin de evlatları (bağlıları, isteklileri) vardır, Siz, gücünüz yettiğince ahiret evlatlarından olmaya bakın. Sakın dünya evlatlarından olmayın.Bugün amel günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel yoktur.

Her çile Cennet yolunun bir taşıdır. İmtihandan kaçan ahreti kaybeder. Hz. Muhammed

Misafire ikram edin. Komşuya iyi davranın. Hastaları ziyaret edin. Cenazeleri teşyi edin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Dünya yüz çevirdi, veda etmek üzere. Ahiretin ise gölgesi düştü; karşıdan göründü. Bugün hazırlanma günüdür; yarın müsabaka var. Kazanan cennete, kaybeden cehenneme girecek!

Senin dünyadayken örtünmediğin başörtüyü, bizler seni ahirete uğurlarken örtüyoruz biliyor musun?

Âlimin sözü doğru, yediği helâl ve dünya malına karşı sevgisi yok ise, zühdü, dünyaya düşkün olmaması çok olur. Ne yazık ki, bugün bu üç hasletten birini bile onların birinde göremiyoruz. Bu durumlarıyla onlara nasıl güvenelim ve nasıl yüz verelim. Bu vasıfları kendinde bulundurmayanlar, ilim sahibi olduklarını, nasıl söylerler. Onlar dünyaya sarılır, dünyayı birbirlerinden kıskanırlar. Dünyalık için birbirlerine haset ederler. Devlet adamlarının yanında birbirlerini çekiştirir ve gıybet ederler. Maksatları, ellerine geçen dünyalığı, başkalarına kaptırmamak ve fani şeyleri ellerinden kaçırmamaktır. Yazıklar olsun ey âlimler! Siz peygamberlerin vârisleriydiniz. İlmi alırken birçok vazife yüklenmiş oldunuz. Şimdi o vazifeleri yapmıyorsunuz. İlminizi şeref vesilesi yapıp onunla dünyalık kazanmaya bakıyorsunuz. Âhirette, Cehennem’e ilk atılan zümre olmaktan nasıl korkmuyorsunuz, anlamıyorum!

Dünyayı ahrete götüremeyeceğine göre, öyle yaşa ki dünya seni ahirete götürsün. Şems-i Tebrizi

Dünya ve âhirette elem ve kederlerden kurtulmak isteyenler, kötü ahlâk sahipleriyle görüşmemelidirler.

Sizler ahiret adamı olun. Dünya adamı olmayın. Zira bugün amel var, hesap yok. Yarın hesap var, amel yok. Hz. Ali

Ahireti için azık (salih amel) biriktirene akıllı, nefsinin istekleri doğrultusunda dünyalık metalar peşinde koşana ise ahmak denir.

Hangi dâne, toprağa gömüldü de tekrar çıkmadı? Niçin, insan denen dâne hakkında şüphe ediyorsun.

Günahlar câzip olmakla beraber zehirli bir bal gibidir. Ahirette cezasını çekeceğimiz gibi, işlendikten hemen sonra, yâni daha dünyada iken bile tesirini gösterir ve kıvrandırır. Bu daralma ve sıkılma ile insan bir haneden diğer haneye, kahveden, meyhaneye derken hastaneye ve nihayet günahlarla dolu bir vaziyette kabrîstana düşecektir.

Bir akşam güneşi gibi bu fani dünyayı terk eden insan, Bitmeyen bir sabah güneşi gibi, ebediyyet ufuklarında doğar.Hasan el-Basrî, “Ben ölümden korkuyor ve onu sevmiyorum” diyen birine şu cevabı vermiştir:

Malını geride bıraktığın için ölümü sevmiyorsun. Eğer malını ileriye (ahirete) gönderseydin, peşinden gitmek isteyecektin.

Masa örtüsü, yatak örtüsü, sehpa örtüsü derken dünya için her şeyi örttükte, Ahiret için bir başımızı örtemedik.

Dünya ve ahirette iyilik, sabır ile ele geçer.

Üç günlük tatil için valizini tıkabasa dolduran insanoğlunun; sonsuz ahiret yolculuğu için hiçbir şey hazırlamaması da geçsin kayıtlara.

Dünyayı süt anneniz, âhireti de öz anneniz kabul ediniz. Küçük çocuk sütannesine gitmek için feryat edip çırpınır. Akıllandığı zaman ise öz annesine gitmeyi çok ister. Siz de akıl sahibi iseniz öz anneniz olan âhirete yöneliniz.

Kişinin dünya ve ahiretine faydası olmayan şeyleri terk etmesi, İslâm’ının güzelliğinden ileri gelir. Hz. Muhammed

Dâvûd-i Tâî Hazretleri buyurdu ki:Dünyayı isteyenler, nefislerinin isteklerine karşı acelecidir. Dünya hesabıyla bedenlerini yorarlar. Hâlbuki dünyaya rağbet, dünya ve âhirette yorgunluktan başka bir şey değildir. Zâhidlik ise dünyada ve âhirette rahatlıktır. Öyle ise arslandan kaçar gibi dünyayı isteyen insanlardan kaçmalıdır.”

Kim şu üç şeye sarılırsa dünya ve ahiret dileklerine kavuşur: Allah’a sığınmak, ilahi takdire razı olmak ve Allah’a karşı hüsn-ü zanda bulunmak.

Dünyada yaptıklarının melekler tarafından kaydedilip ahirette bütün gizli yönleriyle ortaya konacağına ve iyi ya da kötü, bunların karşılıklarını göreceğinden hiç şüphen olmasın.

Sıhhatli olmak en büyük nimetlerdendir. Çünkü dünyayı kazanmak da, ahreti kazanmak da sıhhatle mümkündür.

Lokman (a.s) bir gün oğluna şu öğütte bulunur:-Yavrucuğum! Ahiretin karşılığında dünyanı sat! Ahirette ebedi olarak Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için dünyaya ait heves ve arzularından vazgeç! Böylelikle her ikisini de kazanırsın. Dünyalık menfaat karşılığında sakın ahiretini satma! Bu durumda hem dünyada hem de ahirette hüsrana uğrar, zarar edersin.

Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevrendekiler gülüyorlardı. Öyle bir hayat sür ki, öldüğünde çevrendekiler ağlarken, sen gülümseyerek ahirete gidesin.

Ölümden korkmamızın en önemli sebebi ahiret sermayemizin azlığıdır.

Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetinden dileyen kimse, inkâr eden kimse gibi olur mu?

Ahirette biçeceklerimiz, dünyada ektiklerimizdir.

Biz öyle kimselere yetiştik ki, onlara göre dünya, sahibine göre iade edilmek üzere emanet edilmiş bir şey idi. Kolayca ve hafifçe ahrete göçmeleri de bundandı.

Abdullah bin Mesud (r.a.) bir gün dostlarına şöyle dedi:Sizler sahabilerden daha çok namaz kılıyor, daha çok gayret gösteriyorsunuz. Fakat onlar sizden daha faziletliydiler.Sordular:Bizden neyle daha faziletli oldular?Abdullah bin Mesud (r.a.) şöyle cevapladı:Onların dünyaya karşı sizden daha uzak ve ahirete karşı sizden daha düşkün idiler.

Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. Hz. Muhammed

Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.Said-i Nursi

İnsanlar ya yaşlılığın verdiği dermansızlık yüzünden yahut kendilerini öteki dünyaya daha yakın gördüklerinden, orada olup bitenler üzerinde daha fazla kafa yorarlar.

Dünyada çilelere sabreylemek ahirette büyük ganimettir.

Her insanın dört gözü vardır. Bunların ikisi başındadır, bunlarda dünya işlerini görür. Diğer ikiside kalbindedir, bunlarda ahiret işlerini görür. Hadis-i Şerif

Dünyayı isteyen kimse ilim öğrensin. Ahireti isteyen kimse ilim öğrensin. Her ikisini de isteyen kimse ilim öğrensin

O, ömrü bâkide (ahirette) göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekarâtı uyandırmadan evvel uyan.

Dünya ile ahiret arasındaki mesafe yalnızca bir son nefesten ibarettir.

O, ömrü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekarâtı uyandırmadan evvel uyan. Said-i Nursi

Dünya ile ahiret arasındaki mesafe yalnızca bir son nefesten ibarettir.

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ