Adolf Hitler Sözleri

Adolf Hitler Sözleri

Tarihe adını kanla yazdıran siyasi devlet adamlarından biridir. Irkçılığın kitabını yazan aşırı görüşleri ile bir çok insanın dikkatini ve nefretini çekmiş siyasi Alman lideridir. Karışık ve soğuk bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Kendisi bir ressam ve yazar olmasının yanında siyasi kişiliği ile daha çok dikkat çekmiştir. Adolf Hitler ırkçılık ve aşırı despotluk barındırmaktadır. Adolf Hitler Kitapları okuyarak onun kafa yapısı ve görüşlerini az çok anlayabilirsiniz. Adolf Hitler sözleri ırkçılık barındıran ve bir diktatöre yakışan sözleri içermektedir. Aynı zamanda şunu da unutmamak da gerekir ki kendisine bir şans verilse idi belkide çok farklı bir yerde farklı bir şekilde anılabilirdi. Sitemizde yer alan galeride Adolf Hitler resimli sözler ve Adolf Hitler facebook kapak fotoğraflarını bulabilirsiniz.

Tarih derslerinin amacının sadece tarihleri ve olayları öğretmekten ibaret olmadığını maalesef tarih öğretmenlerinin bile çok azı anlayabilmektedir. Mesela, bir savaşın veya bir hükümdarın tahta çıkma tarihini öğrencilerin doğru olarak bilmesinin hiçbir önemi yoktur. Zaten önemli olan da bu değildir. Tarihin amacı tarihi olayları meydana getiren nedenleri araştırıp öğrenmektir.

Yeterince büyük bir yalan söyleyip yeterince sık tekrarlarsanız inanılır.

Manevi bir anlayışa dayanan ahlaki bir kuvvet olmadan tek başına fiziki kuvvetin başarısı , hiçbir zaman bir fikrin yıkılması veya yayılmasının sonucuna bizi ulaştıramaz .

“Iyilikle verilemeyen şey elde etmek, yumruğa düşer.”

Ben Dünya’ya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim.

İşlediği fiil ve hareketin sorumluluğunu taşımaktan kaçan kendini daima bu sorumluluktan uzak tutmaya çalışan kişi, bir sefil ve alçaktan başka bir şey değildir.

Babam görevine düşkün bir memur, annem ise çocuklarının üzerine şefkat ve titizlikle titreyen bir ev kadınıydı.

Büyük yalancılar, büyük sihirbazlardır.

Şeref ve namusunu yitiren kavimlerse genellikle bağımsızlık ve hürriyetlerini de kaybetmeye mahkumdurlar .

“Bir devletin hakkında verilecek karar, milletine sağladığı fayda ile ölçülür.”

Önemli olan doğruluk değil, zaferdir.

Eski Avstrurya’nın diller rekabetinde üç çeşit ınsan görünmüştür, bunlar; kahramanlar, gevşekler ve hainler

Kendinizi dünya üzerinde hiç kimseyle karşılaştırmayın.Karşılaştırıyorsanız, kendinize hakaret ediyorsunuzdur.

Bir kavmi millet haline getirebilmek daha evvel kusursuz ve sağlam bir içtimai muhit yaratmaya bağlıdır. Ferdin terbiyesi için bu lüzumlu bir zemindir. Ancak, aile yuvasında ve mektebinde memleketin fikri, iktisadi ve siyasi büyüklüğünü öğrenen bir kimse, o millete mensup olmanın gururunu duyabilecek ve tadacaktır. İnsan ancak sevdiği ve hürmet ettiği şey uğruna mücadele eder. Hürmet etmek için bilmek şarttır.

Niyeti savaş başlatmak olmayan tüm ittifaklar saçma ve gereksizdir.

Babama saygı besliyordum ama annemi seviyordum.

Eğer bir millet özgür olacaksa; gurura, irade gücüne, meydan okumaya, nefrete, nefrete ve yine nefrete ihtiyaç duyar.

Bugün siyasi rakiplerim Hitler’in gençliğinde neler yaptığı ortaya çıkarmak için, çocukluk yıllarına kadar bütün hayatını büyük bir titizlikle araştırdıkları zaman, bana o mutlu günleri yeniden yaşama fırsatını verdiklerinden ötürü Tanrı’ya şükrediyorum.

Bir gün gelecek, öldürmediğim her yahudi için bana küfredeceksiniz.

Alman deveti, kendi insanları bir tek devet altında bir araya getirmedikçe, yayılmacı siyaset uygulamaya da hakkı olmayacaktır.

Düşmanınızı şaşırtarak, terör, sabotaj ve suikast ile demoralize edin.Geleceğin savaşı budur.

İlk gençlik yıllarından itibaren, birtakım köklü fikirlerle sahip oldum. Daha sonra ki yıllar bu fikirlerimi gittikçe kuvetlendirmekten başka bir şeye yaramadı.

Niyeti savaş başlatmak olmayan tüm ittifaklar saçma ve gereksizdir.

…”Bu tür düşünen kafalar için beğenseler de beğenmeseler de şu değerlendirme yapılabilir. Sosyal bir hareketin bütün bu yapılanlarla hiçbir ilgisi yoktur, özellikle bu yapılanlardan ötürü hiçbir minnettarlık söz konusu değildir. Çünkü dağıtılacak olan lütuf değil , zaten verilmesi gereken hakların iadesidir. ”

Kendinizi dünya üzerinde hiç kimseyle karşılaştırmayın.Karşılaştırıyorsanız, kendinize hakaret ediyorsunuzdur.

Genç köylü çocukları daha kolay para kazanılıyor zannı ile şehre göç ederler.

Eğer bir millet özgür olacaksa; gurura, irade gücüne, meydan okumaya, nefrete, nefrete ve yine nefrete ihtiyaç duyar.

Halbuki insan hayatını ancak inandığı şeylerin uğruna feda eder.

Son sözleri:  Ancak bir deve iğnenin deliğinden geçtiğinde büyük bir insan seçimle iş başına gelebilir.

İnsanlık, birçok gelişmesini neticesiz kalmış birkaç teşebbüsten çıkan derslere borçludur.

Beceri ve yetenek eğitimin bir ürünü değildir. Bu yetenek kişide doğuştan vardır. Yani bu Tanrı’nın bir lütfudur.

Eğitim gerçek anlamıyla korkak olan bir kişiyi hiçbir zaman cesur yapmaz.

Ben Dünya’ya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim.

“Öyle kişiler tanıyorum ki kitap üstüne kitap , yazı üstüne yazı okudukları halde , bunların değerlendirmesini yapamazlardı. O bilgileri ne ayırt edebilme , ne de birleştirebilme yeteneğine sahiptiler. Onlar, bir kitabın içine soktukları kafalarıyla değerli olanı değersiz olandan ayıramazlar da. Hatta onlar mümkünse okumayı bırakmayı veya hiç olmazsa sayfaları atlamayı da bilmezler. Bu nedenle okumak bir hedef değildir. Okumak , herkes için yeteneklerin çizmiş olduğu çerçeveyi doldurma aracıdır.”

Diktatör, bisikletle giden adama benzer durursa devrilir.

“Sosyal hayatın hedefi miskin bir huzur ve mutluluğu devam ettirmek değildir; aksine kişinin soysuzlaşmasına sebep olan ekonomik ve kültürel yoksulluklardan uzak kalmaktır.”

Dünyanın altını üstüne getiren büyük olayların tamamı yazı ile değil sözle meydana getirilmiştir.

“Oysa olaylar başka türlü tezahür edecekti. Hayatımda ilk defa 11 yaşında muhalefete geçtim. Babam, benimle ilgili planlarını uygulamaya geçirmek hususunda ne kadar inatçı ise, ben de hiç bir fayda beklemediğim bir ideali reddetme konusunda en az onun kadar kararlıydım.
Memur olmak istemiyordum.
Ne verilen öğütler,ne de sert konuşmalar direncimi kırabildi. “Memur olmak istemiyorum. Hayır,olmayacağım işte!” ”

Düşünce özgürlüğü tüm kötülüklerin anasıdır.

Kısaca bir seviyeden , daha yüksek bir duruma kendi şartlarıyla çıkmış olanların hepsine ben “sonradan görme” diyorum. Bu sebeple , sonradan görmeler sınıfına mensup insanlar çoğunlukla girdikleri çetin hayat mücadelesi sonucunda , geride bırakmış oldukları talihsiz insanlara karşı besledikleri her türlü hassasiyet ve merhamet duygularını unutur.

Eğer bir millet özgür olacaksa; gurura, irade gücüne, meydan okumaya, nefrete, nefrete ve yine nefrete ihtiyaç duyar.

Bugün eğitim usulü, yabancı dili öğrencinin kafasına zorla sokmaktadır. Halbuki gençler, hiçbir zaman o lisanı öğrenmemekte ve öğrendiğini de ilerde unutmaktadır.

Eğer savaş kaybedilmişse halkı da kaybetmenin hiç bir önemi yoktur.

“Ne var ki bugünkü eğitim sisteminde Dünya Tarihi eğitimi oldukça kötüdür. Tarih derslerinin amacının sadece tarihleri ve olayları öğretmekten ibaret olmadığını maalesef tarih öğretmenlerinin bile çok azı anlayabilmektedir. Mesela , bir savaşın veya bir hükümdarın tahta çıkma tarihini öğrencinin doğru olarak bilmesinin hiçbir önemi yoktur. Zaten önemli olan da bu değildir. Tarihin amacı tarihi olayları meydana getiren nedenleri araştırıp öğrenmektir. ”

Hayat güçsüzlüğü affetmez.

Yüzyıllar boyunca, dini yaşantılarından memnun olmayanlar, dinlerin şeklini değiştirmek istemişlerdir

Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir.

Barışseverlerimizden hiçbiri Doğu’nun ekmeğini yemekten çekinmiyor.

İnsanlığın bir gün büyük mücadelelere neden olacağı kuşkusuzdur.

Gurur ve aptallık aynı ağacın yemişleridir.

Sonunda varolma içgüdüsü galip çıkacaktır.

Devlet adamı olmak demek, ikna etme sanatına ve büyük prensipleri anlama ile, büyük kararları çıkarma hususunda diplomasi inceliğe sahip olmak mıdır?

Budalalık, korkaklık ve kendini beğenmişlikten oluşan insanlık bu içgüdü karşısında eriyip gidecektir.

“Beni dayanıklı ve sert olmaya iten o devreye ancak şükran borçluydum. Beni hayatın kolaycılığından kurtarıp, pembe hayallere sahip şımarık bir çocuk olmaktan alıkoyan hayatın zorluklarını ve acılarını tattıran , ve yine beni ileride kavgaya gireceğim insanları tanımam için sefalet ve yokluk dünyasına gönderen o döneme minnettarım.”

İşgal altındaki topraklarımız anavatana ateşli protestolarla değil, kılıcın indirdiği zafer darbeleriyle katılabilir.

“Bugün şu kanaate vardım ki , insanda yaratıcı düşüncelerin büyük bir kısmı genellikle gençlik yıllarında oluşuyor. Yaşlı insanların daha derin ve uzun bir hayat tecrübesiyle, bitmez tükenmez bir enerjiyle fikir üreten ancak bunları çok olmaları sebebiyle uygulama imkanı bulamayan gençliğin canlılığı arasındaki farkı görüyorum. Gençlik bir takım araçlar ve gelecek için planlar yapar. Olgunluk çağı ise bunları kullanılır.”

Liderlik insanları tek bir düşman üzerinde toplamak ve bu dikkatin bozulmadan devam etmesini sağlama sanatıdır.

İnsanların hakkı devlet hakkından üstündür.

Mustafa Kemal; bir millet, bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.

“Bütün engelleri yıkmak istiyordum. bu yoldaki mücadele azmim işleri daha da kolaylaştıracaktı. bir zamanlar kaderin zamansız zulmü olarak görülen şeyleri şimdi Tanrı’nın bir lütfü olarak görmeye başladım. Öyle ki, beni zaman zaman bir sefalet ve yoksulluk Tanrısı gibi kucağına alarak beni parçalamaya çalışmıştı. Ama iradem buna karşı gelmişmiş ve galip gelmiştim. ”

Politika, yapılan tarihtir.

Dünya dünya olalı gerçekleşen ne varsa hepsi bireysel uğraş ve hareketlerin sonucudur.

Savaşta her zaman kaybeden taraf suçludur, haklı olsa bile.

Öyle kişiler tanıyordum ki kitap üstüne kitap, yazı üstüne yazı okudukları halde, bunların değerlendirmesini yapamazlardı. O bilgileri ne ayırt edebilme ne de birleştirebilme yeteneğine sahiptiler.

Siyasi kuruluşlar birbirleri ile karşılıklı çıkarlarından dolayı göstermelik anlaşırlar. Benim felsefi doktrinim dünyayı tekrar mutlu bir şekilde yaşatacak güce sahiptir. Böyle bir idealde elbetteki geçici anlaşmalara yer yoktur.

Her düşünce, ancak pek küçük bir parçası itibariyle şahsi tecrübeden doğar. Düşünce, büyük kısmı itibariyle, eski zamanlardaki tecrübelerin ürünüdür.

Şeref ve namustan yoksun milletler er geç hürriyet ve bağımsızlıklarını kaybederler.

İnsanlar kendilerine kanun yaptıktan sonra bu kanunlar için yaşadıkları zannına kapılırlar .

Yalan ne kadar büyükse, inananı da o kadar çok olur.

Bugün bizi ciddi bir karşı koymadan alıkoyan şey silah eksikliği değil irade eksikliğidir.

Yaşama hakkın mücadele gücün kadardır.

Nasyonal Sosyalizm, kısa adıyla Nazizm,1 920’lerde gelişen ve iktidar olan İtalyan Faşizmi ile eş zamanlı olarak Almanya’da ortaya çıkmıştır.Prusya militarizmi ve Protestanlık’ın kurucusu Martin Luther tarafından en aşırı biçimde dile getirilen Yahudi düşmanlığı gibi Alman halkının yabancısı olmadığı imgelere başvurarak destek bulmuştur.Nasyonal Sosyalist ideolojide en yüksek değer ırktır. İnsanlar ve ırklar eşit değildir. Büyük bir uygarlık ancak uygarlık kurma yeteneğine sahip üstün bir ırk tarafından kurulabilir.

Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Bir çok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir anti-semitist olmaya karar verdim.

Fakat değişik milletlerden meydana gelen,kan yoluyla değil de ortak bir güçlü pençe altında varlığını sürdüren bir imparatorlukta durum çok farklı biçimde cereyan eder.İdaredeki her zaaf ,kış uykusuna yatmış hayvanlara özgü bir uyuşukluğa benzemez.Tam tersine,her ırkta daha başlangıcında bulunan ve bir iradenin egemen olduğu devirlerde ortaya çıkma imkanı bulamamış olan özelliklerin uyanmasına sebep olur.

Milletler hayasızlıklarla değil, fedakarlıklarla kurtarılır.

Yüksek Bir Sosyal Seviyedeki Kimseler,Kendi Vatandaşları Arasında Basit Seviyelerde Kalmış Olanları,Sonradan Görmüş Olanlara Kıyasla Daha Az Kötülerler…

Sponsor Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ