Ahmet Muhip Dıranas Sözleri
Sinop’ da dünyaya gelen şair, Erkek Lisesini bitirmiştir. Şiir sevgisinin gelişmesine katkıda bulunan kitli isimler ise Ahmet Hamdi Tanpınar ve Faruk Nafız Çamlıbel‘dir Ahmet Muhip Dıranas şiirleri böylece başlamış bulunmaktadır. Hukuk Fakültesini yarıda bırakarak edebiyata yönelmiş ve kendini bu alanda geliştirmiştir. Tiyatroya da özen gösteren şair başarılı bir kariyere ulaşmıştır. “Fahriye Abla Şiiri” lise kitaplarında görebileceğiniz popüler şiirler arasındadır. Ahmet Muhip Dıranas yazıları ile onun bakış dünyaya ait görüşlere göz atabilir ve güzel şiirlerinden istifade edebilirsiniz. Aynı zamanda Ahmet Muhip Dıranas kitapları ile de kütüphanenize yeni bir soluk getirebilirsiniz. Bunların dışında aşağıdaki yer alan galeride Ahmet Muhip Dıranas resimli yazılar ve Ahmet Muhip Dıranas facebook kapak fotoğraflarına ulaşabilirsiniz. Bu güzel şiirleri sevgiliye söylenecek sözler arasında bulabilirsiniz. İçindeki güzel sözleri de sevdiğiniz insanlara paylaşarak onlara değerli hissettirebilirsiniz.
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Varmak istediğim uzak limana
Gemiler beni almadan kalkıyor.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
”Bir gün gelir, kuvvet el değiştirir. Bu hep böyle gider ve dün bağıran bugün suskun, bugün susan ise yarın bağıran olur.”
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak,
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
”…Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün bir camı açtığını,
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı…
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir…”
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.
“Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar.”
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak.
Ona şefkatle eğilirken, pır diye uçtu birden, kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik ve inancımla birlikte.
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin, zambak.
Her şey değişiyor kalbimiz bile,
Ama yüzyıllarda beşli bir şehir
İnsan yaşamından daha da hızla
Bunca çabuk nasıl yok olabilir?
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Hep karşılıksız sevgiler… İpleri kopmuş uçurtmalar gibi.
Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
Sonsuzsun bu ak güzelliğinle!
Ölüp, ölüp de her an sevginle
Dirilmek… bir, bir daha, bir daha…
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Pencerenden gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ…
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Dünyada belki en geçici en vefasız şey ‘dostluk’tur. Bir elbise bile bir dosttan fazla dayanıklıdır.
Ben büyük şarkıları severim; büyük olsun,
Deniz gibi, gökyüzü gibi her şey ve mahzun.
Hava karardıkça mangal ateşleri nasıl daha parlak görünürse, ömrün akşamına doğru anılar da öyle parlak görünüyor.
Aşıksam kadınım değil tanrıçasın, ece.
Denizler yolculuğa çağırır durur da beni
Parayı, para için erdemlerine, onurlarına varıncaya kadar her şeylerini verebilenlere bırakalım.
Bir avuç ışıktı incecik yüzü,
Gözleri geceler gibi derindi;
İçine başımın her an düştüğü
Avuçları sudan daha serindi.
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu
Bekliyeceğim elbette
Gelişini,
Yaşamak başka nedir;
isterse ta kıyamete
İlle Seni
Ki bu aşk başka nedir.
Bir saati vakti geldi mi kurmalı; durmuş bir saat kurunca işler, ama duran bir insanı kurup işletemezsin.
Ya sen! ey sen! esen dallar arasından
Bir parıltı gibi görünüp kaybolan
Ne istersin benden akşam saatinde?
Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
Hatıraların bu uyanma vaktinde
Sensin hep, sen, esen dallar arasından.
İlkin sevgiyi kaybettik, sonra vefayı.. Çıplaklık, aşkı ve hatırayı ; sür‘at hasreti ; mal hırsı idealleri öldürdü ve bunların cümlesi dostluğa kıydı.
Ey unutuş! kapat artık pencereni,
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.