Güzel Sözler Facebook
Güzel Sözler Facebook, Sayfamızda güzel sözler facebook sözlerini bulabilir facebook, twitter gibi sosyal ağlarda paylaşabilirisiniz.
Beni karanIıktan aydınIığa, yaIandan gerçeğe, öIümden öIümsüzIüğe götürdüğün için teşekkürIer. Seni seviyorum!
Sen çöIIerde serap gibisin, engin denizIerde yakamoz, ormanın denizinde huzur gibisin, ışığım sensin, güneşimsin. BiI ki çok özIendin.
Bir erkekIe mutIu oImak için onu çokça anIayıp az da oIsa sevmek; bir kadınIa mutIu oImak içinse onu çokça sevip, anIamaya hiç çaIışmamak gerekir.
İnsanIar geImeIeriyIe yanIızIıkIarını dağıtanIarı severIer, gitmeIeriyIe kendiIerini yaInız bırakanIara aşık oIurIar.
Hüsranı bir tek yerde kabuI ediyorum, yaşamak varken yaşayamamış oImakta.
Unuturum desem de inanma sakın, ömrümce kaIbimden siIinmez adın. Bir sızı içimde senden de yakın kaIbimin sesini dinIer buIurum seni.
Beni bir dakika değiI bir saniye değiI bir saniyenin onda biri kadar sev. Bir yıI değiI on yıI değiI bin yıI mesut oIurum.
Dün gece sen uyurken kızıIa boyadım denizIeri, uçurumdan attım sessizIiği, haber saIdım rüzgarIara, fısıIdasınIar seni ne çok sevdiğimi ve özIediğimi.
Facebook’da cool cool takılanlar karşı komşunuza giderken annenizin terliğini kullanıyorsunuz bilin istedim.
Az önce bi çılgınlık yapıp tam 5 dakika facebook’a girmedim..
Facebook’tan tanıştığı kızla buluşmaya giden gencin son sözü; ‘Allah Photoshop’u bulanın belasını versin..
Sinirlenince ağzımdan çıkan sözlerden sorumlu değilim.
Moraliniz bozukken sizi güldürmek için bütün saçmalıkları deneyen kişiyi kaybetmeyin.
Ciddi anlamda toparlanmamız lazım. Bir yere varmak için değil, kendi yolumuza devam edebilmek için toparlanmamız lazım.
Yanında rahat davrananildiğim insanları seviyorum.
Dünyadaki tüm insanları bir kenara itip, sadece içlerinden biriyle yetinebilmek. Sanırım dünyanın en güzel şeyi.
Çok seviyorum onu. Böyle hani bitmesini istemediğiniz şarkılar vardır tekrar başa sarıp sarıp dinlersin. Öyle yani.
Ve eğer bir umuttan bahsediyorsak ben tren istasyonunda vapur bekliyorum.
Bağımlısı olduğun bi kaç dostun varsa, mutlusun demektir.
“Sana inanmıştım” bu cümlede bir insanın ziyan oluşundan bahsediliyor.
Özlemek sadece özlemekle kalınan bi eylem olmamalı. Burda olmalısın, özlediysem orda olmalıyım.
Hayat her şeye rağmen devam ediyo ya hani, etmese keşke.
Kimilerine uyuyor rolü yapıp cevap vermezsin. Kimilerinden de sabaha kadar mesaj beklersin. Hayat işte.
Ya aşık olur, ya nefret edersin. Ben sende ikisini de başardım.
Sanki sen bana sarılınca dünyadaki hiçbir kötülük beni bulmazmış gibi geliyor.
Herkesin işine yaradığı kadar iyisin bu hayatta.
Unutma, kaybetmekten korktuklarını kaybedersin bu hayatta.
Geçmez demeyin, bu hayatta her şey geçiyor. Geçerken canınızdan bir miktar can alıp geçtiği de oluyor ama bir şekilde geçiyor.
Benim sadece iki elim var, hayata dört elle sarılmam için sana da ihtiyacım var.
Bazen aklıma geliceksin diye sevdiğim şarkıları bile dinlemeye korkuyorum.
Bazen o kadar kırılırsın ki, özlediğine utanırsın.
Ve ekledi Nazım Hikmet mektubun sonuna; Herkese selam, sana hasret.
Bu şehir benim üzerime yıkılıyor. Yemin ederim bazen nefes alamıyorum. Tüm anılar üzerime çöküyor bildiğin gibi değil.
[reklam2]
Yakın sigaraları. Saçlarını kesen kadınlara. Sakallarını kesen adamlara.
Hani Yıldız ablamız demiş ya ‘hafife alma aşk vurur insana’ aynen öyle.
Bensiz de mutlu ol dedi. Yaşa ama nefes alma der gibi.
Ellerim en çok seninkine yakışır, bilirim.
Unutmayacağım. Sana en çok ihtiyacım olduğu anda beni görmezden gelişini.
Depresif gibi ama değil, yaşıyor gibi ama ölü.
Bir kadının en büyük kabusu, sevdiği adamın, onu aşık eden hareketlerini yapmayı bırakmasıdır.
Sıkı sarıl yokluğuma, bakarsın kimsen kalmaz.
Keşke beni senden vazgeçmek zorunda bırakmasaydın.
Neden? Çünkü sana güvendim. Kimseye, kendime dahi güvenmezken ben sana güvendim. Ne yapayım be, gözlerin “bırakmam” der gibi bakıyordu.
Hala senin için bir şeyler yapıyorum. Sabrediyorum mesela.
Hayallerimi bir hiç uğruna kaybettim. umutlarım, en güzel sevmelerim, en güzel yaralarım, bir hiç uğruna bitmiş. gitmiş.
Geçti diyorum dostlara, ama geçmediğini bir ben biliyorum.
Psikolojim her saniye değişiyor ben bile yetişemiyorum artık.
Aşırı seviyorsun, piskopat sanıyorlar.
Aranıza ne kadar engel koyarsanız koyun o ulaşmak istese ulaşırdı, yazmak istese yazardı. Çünkü size karşı hissiz, siz öyle olmasanız da.
İnsanların biribirinin arkasından bu kadar çok konuşup sonra bu kadar fazla samimi olması beni fazlasıyla güldürüyor, lütfen biraz karakter.
Dökmeye niyetim yok içimi. Zor sığdırdım zaten.
Bağıra bağıra susmak neymiş öğrendim.
Çabalardım, yemin ediyorum senin buna değeceğini bilsem çabalardım.
Ahmet Kayanın birazda sen ağla şarkısını dinlerken bile ağlayan taraf biziz, daha ne denilebilir?
Hissizleşmek, hem de en dibine kadar.
Artık gelsen de düzeleceğimize inanmıyorum, bitmişiz.
Tüm güçsüzlüklerime rağmen bir yerden güç bulup sana gelmiştim ben, yazık ettin.
Uyumadan son düşündüğüm, uyandığımda ilk aklıma gelensin. Bunu gece de biliyor, sabah da, Allah da.
Kadın, hiç olmayan bir adamı bekledi. Günlerce. Aylarca. Hatta yıllarca.
Bu hikayenin sonunda kadın adamın kendisini hiç sevmediğini anladığında nefret etti kendisinden.
Saatlerce düşünüp bir yere varamamak insanı çok yoruyor.
Yokluğuna alışırım. Bir başkasına gülmene alışamam. Canımı al, bir başkasına gülme.
Bir an geliyor. Kısacık bir an. Her şey yolunda o anda. Ardından nasıl oluyor da her şey büsbütün tersine dönüyor anlayamıyorum.
Sadece susuyorum, durgunum. Eskisi gibi bağırmıyorum, ortalığı birbirine katmıyorum. Annem bile farkında iş işten geçtiğinin.
Eğer bir yerde, bir gün rast gelecek olursam sana yolumu değiştiririm. Bu artık böyle bir sevda.
Sonuçta, sevdim. Üzerse katlanacağım, mutlu ederse huzur dolacağım. Şikayet edeceğim günlerde olacaktır tabi ki ama vazgeçmeyeceğim.
Hüzün olmaz mı, elbette var. Hüzün benim sigaramı söndürüşümde bile var.
Artık aynı gökyüzüne bakıp, farkı kişileri göreceğiz. Bunu unutma.
Bir şey seçebilseydim, unutmayı seçerdim. Her şeyi, tüm geçmişi.
Ve kitabın o son sayfası , seni kimsenin üzemeyeceği kadar üzebiliyor.
Fotoğrafına bakarsın bakarsın sonra durup ”oğlum çok seviyorum lan” diye sessizce haykırırsın.
Besmelesiz başladım diye mi doyamıyorum seni sevmeye?
Git ona öğret. Gemiler batınca, acımaz denizin canı.
Kelimeler hep onun için kıyafetsiz kalıyordu, şimdi nerede o kelimeler.
Affedince yoruluyor insan, yalnız kaldığında birde ama insanı en çok yoran şey..
Hayal kurmaktır, olamayacağını bildiği halde.
Mutluluktan hiç ağlamadım ama sinirden güldüğüm çok oldu.
Kaliteli kadına sahip çıkılmaz.. O kime ve nereye ait olduğunu bilir.
Artık sevgi yok mu? der çaresizce kalpler.
Duygular bazen saklanacak yer arayınca gülmenin arkasına sığınır.
Gözlerine kanmasaydım acıtabilir miydin yüreğimi?
Çayda ne buluyorsun diyorlar.. İnsanlarda arayıpta bulamadığımı buluyorum, sıcaklık ve samimiyet..
Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer sonra her şeyi daha iyi anlamanı sağlar.
Sana attığım adımları, içime atsaydım keşke..
Zira benim gökyüzümde senden başka bulut yok.
İnsan yaptığı yanlışlara değil de, yanlış insanlara yaptığ doğrulara üzülüyor.
Millet sevdiğinin okyanus gibi olan mavi gözlerinde yüzer, ben senin kara gözlerinde kayboldum..
Senin aşkın bende tedavisi olmayan bir hastalıktır.
Sevmek; Varlığında aşkıyla, yokluğunda hasretiyle yanmaktır.
Tekmelenmeyi seven bir köpek gibi geziyorsun ortalıkta.
Velhasılkelam; Ziyan olduk..
Beş para etmez insanların, milyonluk tavırlarına hastayım.
Bekliyorum. Öyle bir havada gel ki; Vazgeçmek mümkün olmasın.
Birini bu kadar özleyeceğime hayatta inanmazdım.
Çocukluk yaptın da gönlüme salıncak mı kurmadım?
Hayatla kötü bir ilişkim var.
Beni biliyosun. Canımı alsan bile yinede “sen” derim.
Ve ben senin sesinden günaydınlarla uyanmak isterdim.
Oda öyle demişti.. Senden başka erkeğim olmayacak. Senin hatıralarınla ölücem. “Şimdi kocası başkası..
Aşkın cehennem olsa sanma ki vazgeçerim.
Hayatı vosvos yapmışım, geziyormuşum..
Ne gelir elimizden, insan olmaktan başka..
İçimde başka bir dünya daha var, belki de asla göremeyeceğin.
Hayattaki tek adil şey herkesin ölecek olmasıdır.
Bir erkek bir kız için ağlamışsa, o erkek bir daha aşık olmaz!
Seninle yeryüzünün her yerinde çay içmek istiyorum.
Gurban olduğumun yarattığı iyi ki varsın..
Eve kız atabiliyorsan değil, masanın üstüne ekmek parası koyabiliyorsan adamsındır!
Param olmadan çok şey aldım ben. Edep aldım, öğüt aldım, gönül aldım.
Eğer iki yüzlü olacaksan, en azından birini sevimli yap.
Yaşasın platonik aşıkların onurlu mücadelesi!
Olur olmaz kişilere içini dökersen, döktüklerini toplamak yine sana düşer.
Elimde olsa saklamaz mıyım seni, kaburgalarımın içinde..
Bir canım kaldı, onu da sen al. – Mario.
Marka olmak için değil insan olmak için çaba gösterin. Çünkü parası verildikten sonra satın alınamayacak hiç bir marka yoktur.
Seninl kurduğum hayalleri, başkasıyla yaşayacak kadar güçlü değilim.
Bize bizi Allah`a götürecek dostlar lazım.
Bazı insanları da sadece tanıyana kadar çok seversin!
Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence.
Herkes hata yapar!
Sevdiğini yitiren bir daha eskisi gibi olmuyor.
Aşktın sen. Gidişinden bildim seni.
Hatırla!! Son bakış.. Son elveda.. Olmaz, yapamam, ölürüm, anlamsız, hiç olmasın, gitme, bitmemeliyiz.. V.s.. V.s.. V..
Biz umudumuzu sadece Allah`a bağlarız.
O kadar yalnızım ki.. Sıradaki şarkı, sonraki şarkıya gelsin.
Gülümseyin işte; Kimine yalandan, kimine inattan, kimine içten, kimine küfürden, kimine sevgiyle, kimine “aşk” ile. Bir şekilde gülün o yerine gider!
Birini aklınızdan silebilirsiniz. Ama onu kalbinizden atmak başka bir hikayedir.
oldu oldu, olmadı çay içeriz.