Yavuz Sultan Selim Sözleri
10 Ekim 1470 yılında doğan Osmanlı padişahlarından biridir. Babası II. Beyazıt validesi ise Gülbahar Hatun’dur. Eşi Dulkadiroğlulları beyliğindendir. Sultan Selim yapıca uzun boylu, kemikleri kalın olan ve geniş omuzlara sahip bir padişahtı. Tabiatında sertlik bulunan padişah aynı zamanda çok cesurdur. İlim konusunda kuvvetli tahsil görmüştür. Babası II. Beyazıt sultan olunca devlet idaresini öğrenmesi için babası tarafından Trabzon Sancağına tayin edildi. Devlet işleri dışında ilimle de uğraştı. Trabzon’u çok güzel idare ediyordu ve bu sayede komşu devletlerle ilişkileri oldu. Bir çok yeri feth ederek Osmanlı topraklarının büyümesine katkıda bulundu. Ata binmesi çok güzeldi ve devrin silahşörlerini alt edebilecek durumdaydı. Bu da onun kılıçta ne kadar iyi olduğunu göstergesidir. Aynı zamanda halifeliğin Türk dünyasına geçmesini sağlayarak tarihte yerini almıştır.
O’nun aşkı ile gönlü mahzun olan her sîne ne bahtiyardır! Mustafa(s.a.v.)’nın yoluna kurban edilen can, ne aziz bir candır!
Herkesten fazla şey öğrenmek isteyenler, işe küçükken başlamak zorundadırlar babacığım. Yoksa ömürleri yetmeyebilir!
Ben Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım.
Ey canım, eğer sana Selimi gibi yüz tane devlet ve saltanat dâhi verilse cihana bağlanıp dosttan uzak olma.
Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafa(s.a.v.)’dan gelir. Onun için her dertli O’na minnettardır.
Sanma şâhım…herkesi sen….sâdıkane…… yâr olur
Herkesi sen.. dostun mu sandın..belki ol… ağyâr olur
Sadıkâne……..belki ol…..âlemde bir………. serdar olur
Yâr olur… ağyâr olur…… serdar olur……. dildâr olur
Güneş Mustafa(s.a.v.)’nın yüzünün aynasının bir aksidir. Her iki âlem,Mustafa(s.a.v.)’nın bir kılına bağlanmıştır.
Vatan sevgisi baba sevgisinin önüne geçer..
Ümmetlerin cevahir madenlerinden çıkardıkları bütün lâ’l ve inciler Mustafa(s.a.v.)’nın (gazada kırılan) tek inci dişinin diyetidir
Kılıcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi göremez. Ama Allah esirgesin, bir gün paslanır da yaltırıklanmazsa düşman bizi görmek değil, bir de tepeden bakar.
Milletimin ayrılma bölünme endişesi,
Mezarımda dahi rahatsız eder beni.
Saldırgan düşmanlara karşı birleşmek iken çâremiz,
Birlik olmazsa, kızgın demirle dağlanmış gibi yanarım
Tabiatıyla,ölmeyi bin kere hak edenler “mazlum,” ölüm hükmünü verenler ise “zalim”mevkiine düşerler .
Gönlünü ve canını O’nun aşkına veren kimse ne kahramandır! Düşüncesi daima Mustafa(s.a.v.) olan kimse ne huzur ve rahat içindedir.
Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm
İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm
Vatan sevgisi baba sevgisinin önüne geçer. Milletin menfaati ve bütünlüğü, baba dahi olsa, kişi menfaatlerinin üzerinde tutulmalıdır.
Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun gafleti yatar.
Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde
Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm
Ümit eliyle Mustafa(s.a.v.)’nın eteğine yapışan herkes güneş gibi ayağını feleğin üstüne basar.
Bütün dünya benim olsa gamım bitmez nedendir bu?
O Peygamberlerin Padişahıdır. Diğer peygamberler O’nun ordusudur. Yaradılıştan maksat O’dur. Bu kevn-ü mekân O’nun yüzü suyu hürmetine yaratılmış bir tufeyldir.
Gözlerün fitnede ebrûn ile enbâz mı ki
Dil asılmağa iver zülfüne canbâz mı ki
Bizi kahr eyledüğin lûtfuna âgâz mı ki
Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki nâz mı ki
Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama,düşmandan da korkma! Devlet ve saltanat ancak ALLAH(c.c.)’ın verdiğidir.
Dil nedür nesne mi var aşk odınâ yakmadığun
Aşk zencîrine gerden mi kodun takmadığun
Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki nâz mı ki
Bunca sıdkın reh-i aşkında yalan eyledügin