Bob Marley Sözleri
Aylardan Şubat Günlerden 6 ve yıllardan 1945 olan tarihte dünyaya gelen efsane bir sanatçıdır. 5 Yaşındayken annesinin Kingston taşınmasıyla hayatı değişmiş ve bu onun için bir dönüm noktası olmuştur. Burada tanıştığı kişi onun en yakın arkadaşı olmuş, ve bu arkadaşlık hayatlarının sonuna kadar devam etmiştir. Bu tanışma ile beraber ailesi ve arkadaş beraber yaşamışlardır. İki yakın dost sürekli müzikle uğraşmışlardır. Raggae müzik türünde yapıt veren sanatçı bu türün dünyaya yayılmasını sağlamıştır. Bu müzik türünün kralı olarak tanımlanan kişi de olmuştur. Bunların dışında söz yazarlığı, gitaristlik ve solistlik yapan sanatçının birden fazla yeteneği bulunmaktadır. İnandığı inanç yüzünden de tartışmalara dahil olan sanatçının saç şeklinin rasta olması bu inançtan kaynaklıdır. Bu yüzden rastanın moda olmasına her zaman karşı olmuştur. Sağlık durumu kötüleşen Bob, son zamanlarını kendi ülkesinde geçirmek istedi fakat ülkesine varamadan hayata veda etmek durumunda kaldı.
Bir gece bir şarkının sözlerini okurken uyuya kaldığımda başıma bir şey geldi. Aylardır iyi uyumamıştım ve o geceye kadar, gece gündüz Bob Marley’in şarkılarını dinleyip sözlerini yazarak oyalanmış, kabuslardan sakınabilmiştim.
Aslında tek sorunumuz; henüz onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona seni seviyorum, diyebiliyor olmamızdır.
Ercan Taner: Bob Marley top oynarken ayağında, sol başparmağında bir yara çıkıyor. Ona doktora gitmesi gerektiğini söylüyorlar, çünkü geçmiyor yara. ”Geçer geçer” diyor ve en sonunda doktora gidiyor. Doktor ”eşine ender rastlanan bir kansere yakalanmışsın” diyor. Deriyle ilgili olarak parmağını kesmek gerekiyor. Bob Marley inancına göre mezara ayağının ya da hiçbir uzvunun kesilmeden girmesi taraftarıydı. Böylece tedaviyi kesinlikle reddediyor ünlü şarkıcı. Operasyon geçirmesi için bayağı uğraşıyorlar, kabul etmiyor. Daha sonra ABD’ye inerken uçakta fenalaşıp hayata veda ediyor. Bir maç.. futbol uğruna ayağında çıkan bir yara belki onun için bir işaret olabilirdi. Ama kaderine razı olmuş ve hayatını kaybetmiş..
Eğer gerçek aşk istiyorsan, tene değil kalbe dokunacaksın.
Belki de ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık.
“Dünyanın en güzel ritmi; onun senin için çarpan kalbidir.”
Para hayatı satın alamaz.”
İlk bakışta âşık oldun oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
En çok seni sevdim şimdiye dek. Ama bu hep böyle gider mi bilemiyorum. Tek başına olmuyor. Zor. Yorucu. Yardım et.
Tesadüf bir başlangıçtır, finali sen oynarsın perdeyi kader kapatır.
“Midye yiyelim,” diyor kız. ”Saçmalama,” diye atılıyor sırt çantalı oğlan, “içinde R harfi olmayan aylarda midye yenmez, zehirlenirsin alimallah.” ”İyi de Türkçe mi düşüneceğiz bunu İngilizce mi?” diyor Bob Marley tişörtlü, “yani september dersek R harfi olduğundan yiyebiliriz ama eylül dedin mi zehirlenme tehlikesi var.” Gülüyorlar.
”Yokluğunuzu hissetmeyeni, varlığınızla rahatsız etmeyin.”
Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme.
Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikâyetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır.
”Belki de ayrılık, yeterince sevmeyenler için bir sondur. Çünkü bittiğinde gitmek kolay; ama aşk ayrılıkta belli olur.”
Kaçan giden balonlara el sallayın; nasıl olsa havaları sönünce yere inecekler.
Artık hep hayal ettiğimiz yeni bir başlangıcı değil; hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz.
Sadece çocukken güler insan, diğerleri palavra…
”Zihnimizi sadece kendimiz özgür bırakabiliriz.”
Babam bana dedi ki; bana ettiğini evladından çekersin. Babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.
Zihnimizi sadece kendimiz özgür bırakabiliriz.
”En çok seni sevdim şimdiye dek. Ama bu hep böyle gider mi bilemiyorum. Tek başına olmuyor. Zor. Yorucu. Yardım et.”
Sevgilin olabilecek birçok insan olabilir; ama unutma ki, sevdiğin olabilecek insan bir tanedir.
Eğer sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan; gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.
Her şey yolunda gitmiyor bazen, ne yaparsan yap olmuyor yinede! En zoru da; bunlara rağmen gülümsemek zorunda kalmak işte…
”Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!”
Beni kim kurtaracaktı? ”Kurtuluş” dedim. ”Ankara’da bir mahalle”. Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley’in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok! Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar.Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. Mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. Ama nafile. Çaresi yok. Kurtuluşu beklemek yararsız. Gelmez çünkü. Kontenjan dolmuş. Biz daha çok kötülüğün sınırlarını zorluyoruz. Ne kadar iğrenç olabileceğimizi araştırıyoruz. Doksan yaşındaki şirin nineler dünya üzerinde yaşayan en kötü insanlardır ve aynı zamanda en çok acı çekmiş olanları…Gerisini düşünmeye gerek yok. Mucizeler bitti. Doğmak yeterince mucizevi. Başka bir tane daha beklemek aptalca. Ölmek de ikincisi. Bunların arasında da hiçbir şey yok. Kimse beklemesin.
Bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey; dilek tutmak olur.
Bakmayın insanların “beni çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.
”Dünyanın en güzel ritmi, onun: senin için çarpan kalbidir.”
Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: Birileri şu an acı çekiyor.
Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin.
”Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.”
Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!
Bakmayın insanların “beni çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.
”Aslında tek sorunumuz; henüz onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona seni seviyorum, diyebiliyor olmamızdır.”
Sevgilin olabilecek birçok insan olabilir; ama unutma ki, Sevdiğin olabilecek insan bir tanedir.
Dünyanın en güzel ritmi, onun: senin için çarpan kalbidir.
”Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin.”
Ayağa kalk, dik dur, hakların için karşı dur. Ayakta dur, dik dur, mücadeleyi bırakma.
Eğer bu hayatta illa kıymet bilmek gerekiyorsa, sadece kendi kıymetini bil. Boş ver be! Nasılsa her rüya güneşle sona eriyor.
”Sevgilin olabilecek birçok insan olabilir; ama unutma ki, Sevdiğin olabilecek insan bir tanedir.”
Farkını yansıt, değiş, geliş, keşfedilmeyeni keşfet, yücelerin içinde yüksel. Sonunda tek ol!
Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.
Bob Marley’in dediği gibi,herkes bir şekilde canını yakacak.O zaman uğruna acı çekmeye değecek kişileri bulmak gerek.
”Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikâyetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır.”
Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.
”Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: Birileri şu an acı çekiyor.”
Gördüğünü herkes sever, sen onda kimsenin görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; ten’e değil, kalbe dokunacaksın.
Onu kurtaracağımı düşünüyordu. Ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? “Kurtuluş” dedim. “Ankara’da bir mahalle.” Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley’in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok! Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. Mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. Ama nafile. Çaresi yok. Kurtuluşu beklemek yararsız. Gelmez Çünkü. Kontenjan dolmuş. Biz daha çok kötülüğün sınırlarını zorluyoruz. Ne kadar iğrenç olabileceğimizi araştırıyoruz.